Test kitaplarımı alıp arka taraftaki çay ocağının önündeki eski masaya oturdum ve birkaç soru çözmeye başladım. Sınavlar geçmişti, sadece zaman geçirmek için çözüyordum.

"Mısracığım gelir misin?" Mustafa abinin sesine doğru gittiğimde abimin geldiğin gördüm. Para isteyecekti kesin yine. Abimin beni görmeden içeri girip çantamdaki parayı kitabımın arasına gizledim ve nefesimi düzenleyip içeri girdim.

"Biz artık bir aileyiz Ahmetciğim al şu parayı işini gör" dedi Mustafa abi ve sırtını sıvazladı Ahmet'in.

"Sağol en-" beni görünce abim aldığı parayı cebine geri koydu. Kaşlarım çatık bir şekilde abime gözümü diktim.

"Neden aldın o pararyı?!" umursamadan raftan bir gofret aldı ve dışarı çıktı. "Buda senden olsun Mustafa abi" diye devam etti arsızca.

"Neden para veriyorsun ona abi" diye sordum. Yavaş yavaş yanıma geldi yüzündeki ifade içime ufak bir tedirginlik ve korku bırakırken kendimi bir iki adım geri attım.
Parmakları ile saçlarımını geriye attırınca hızlıca eline vurup geri ittim.

"Ne yapıyorsun sen be!" Etrafına baktı ve ağzımı kapattı. "Sus, sus yoksa boğazını keserim!"

Beni içerdeki çay ocağına sokmaya çalışırken elinini ısırdım. Korkudan ne yapacağımı bilemeyecek haldeydim. Tüm gücümü toplayıp bağırmaya başladım.

"İMDATTT!!!"

Tekrar ve tekrar bağırdım, ama kimse oralı olmuyordu. "Sana o kadar para saydım ben malımızı kullanmayalım mı!!" Üzerimdekileri çıkarmaya çalışıyordu, şu lanet yerde bana yardım edecek kimse yok muydu?!

  Ne kadar itmeye çalışsamda nafileydi. Artık tükenmek üzereydim . Masanın üzerinde bulduğum boş rakı şişesini elime aldım ve kafasına geçirdim. Anlık yere yığılırken çantamı alıp Koşarak marketten çıktım.

"İmdat" nefesim tükenmişti artık kendimi nasıl dışarı attığımı bile anlamamıştım. Dizlerimin üzerine çöktüm. Mustafa kafası kan içinde içerden çıktı.

"Eyvahlar olsun Mısra ne oldu kızım!" Hatice teyze telaşla içeriden çıktı ve beni  kaldırdı. "Teyze. Yardım . Et" korkudan elim ayağım titriyordu .Çetin Amca ve Hatice Teyze koluma girip beni kendi dükkanlarına götürdüler. Elime verdikleri su bardağı elimde o kadar titriyordu ki içindeki sular tamamen dökülüyordu.

"Ahh be güzel kızım ne oldu böyle" elindeki suyu zar zor içtip nefesimi düzenlemeye çalıştım. Olmuyordu, sakinleşemiyordum  iğrenç herif bana nasıl yapabilirdi!?

"Bana, saldırdı " bunu söylemek bile o kadar zordu ki benim için. Bu adam babamdan bile büyüktü. Ben onu babam gibi görürken yaptığı rezil ve iğrenç şey midemi bulandırıyordu. Onca para saydım ne demekti.

"Şerefsiz herif , hanım vurayım mı şimdi bu azgın herifi!" Dedi Çetin amca sinirle .

"Yok amca başına ben diye bela alma polis,polis halleder!" Dedim nefesimi hala kontrol edememiştim

Küçük Kadınım Where stories live. Discover now