（. . . 🌊 ）
━━ . ❪ 𝔞𝔲𝔯𝔬𝔯𝔞 ❫ ❛ seni sonsuza kadar seveceğim, ayrılmak zorunda kalsak bile ❜
🗡️ ， belki de en büyük keder bir başkası gittiğinde
dünyada tek başı...
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
"CESARET bilinmeyen heyecan bizi bekliyor." Dedi Reepicheep adaya bakarken.
"Yarını bekleyemez miyiz?" Diye sordu Eustuce umutla. Onu kayığa bindirmek bile çok zor olmuştu. Buraya kadar gelmesi bir mucize sayılırdı.
"Macerayı geri çevirmek onursuzluktur evlat." Reepicheep öğüt verir bir şekilde konuştu.
"Dinleyin." Lucy anı sorusuyla etrafa bakındım. Bir terslik vardı. Lucy ile düşündüğümüz şeyin aynı olmasını hemen anlamamla "Herkes nerede?" Diye sordum. Kimse cevap vermedi.
"Hadi muhallebi bacaklı" Dedi o sırada
"Bunu kendimde hallede bilirim." Dedi kayiktan zorlukla inerken. Tam ayağını merdivenlere basarken taş zemine yapıştı.
Göz devirirken Caspian şüpheyle Eustuce'ye bakarken.
"Onunla aynı kandan olduğunuza emin misiniz?" Caspian'ın sorusu ile ona bakarken durdum ve bir anda çalan yüksek sesli çan yüzünden sarsıldım.
Çan birkaç saniye çaldıktan sonra sesi kesildi etrafa bakınca canın adanın en ortasındaki yüksek kuleden geldiğini fark ettim Caspian elindeki Yayı kaldırıp etrafa göz gezdirdi sonra ise Reepicheep'e baktı.
"Reepicheep, Drinian'ın adamlarıyla kal ve güvende olduğumuzdan emin olun. Biz devam edeceğiz." Demesiyle cebimden hançerlerimden birini tutup hızla çıkardım. Bunu gören arkamdaki Eustuce biraz benden uzaga gitti ve korkuyla bir bana bir hançerime baktı.
"Şafağa kadar geri gelmezsek, bir ekip gönder." Dedi Caspian taş yoldan yukarı temkinle çıkarken.
"Elbette majesteleri." Der demez Reepicheep. Hızla bende Caspian ve Edmund'un yanına doğru gittim.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
Temkinli bir şekilde önünüzdeki büyük kapıya doğru yürüdük. Çan'ın sesi buradan gelmişti. Hepimiz birbirimize bakarken Eustuce'nin bize doğru geldi.
"Kimse yok gibi görünüyor. Geri dönemez miyiz?" Diye sorduğunda Edmund bize baktı ve biraz zorlanarak Eustuce'ye soru sordu.
"Buraya gelip nöbet tutmak ister misin?"
"Evet." Dedi hızlıca Eustuce sanki bu anı bekliyormuş gibi sonra ise bize doğru dahaa da hızlı yürürken konuştu. "İyi fikir kuzen. Çok mantıklı."
O sırada Caspian kemrinden uzun ve parlak bir hançer çıkarmasıyla Eustuce'ye tuttu. Eustuce hancere tuhafça bakarken gerilerek hançeri yavaşca eline aldı. Caspian arkasına dönüp bize doğru gelirken büyük kapıyı yavaşça iterken Eustuce arkadan bağırdı. "Tamam ben hallederim! Merak etmeyin." Göz devirirken içeri Caspian ile ilk adımı attım.
