29.Bölüm: KIVILCIM

Start from the beginning
                                    

"Bu konuşma çok duygusala kaçıyor, bugün ikinci bir dramı çekecek halim hiç yok." Gözlerinde o bilindik ifade oluşurken sessiz kaldı bir süre. Bu sırada kahvelerimiz gelmişti.

"Çok düşündüm, eğer kalsaydım nasıl olurdu diye. Sence de çok farklı olmaz mıydı?"

"Olurdu, her şey çok farklı olurdu." Dedim dürüstçe. O gitmiş olmasaydı belki de ben hiçbir zaman V olamayacaktım. Bunu duymak ona ağır gelmiş gibi, gözlerini kahvesine dikti. "Ama iyi ki gitmişsin Kaya."

Acı bir gülüş belirdi yüzünde. "Gerçekten, hala çok acımasızsın."

"Yok, daha acımasızım." Sıcak kahveden büyük bir yudum aldım. "Ateş'in şirketinden istifa etmenin nedeni Ateş'le öpüştüğümüz magazin haberini görmen mi?" Sorum onu şaşırtmadı ama bir an ne cevap vereceğini bilemedi.

Eli ensesine gitti. "Zaten ayrılmayı daha önce de düşünmüştüm." Ona sallama der gibi baktığımda nefesini verdi. "Ağrıma gitti, seni ve onu öyle görünce..." Durakladı. "Bilmiyorum, ani davrandım."

"Çok saçma Kaya." Dedim sadece. Sessiz kaldı, söyleyecek bir şey bulamayarak. "Sen bu kadar aptal bir adam değildin." Aksine çok zekiydi ve bir zamanlar beni ona çeken de o eğlenceli zekasıydı.

"Onu seviyor musun?" Diye sordu, rahatsız olduğunu gizleyemediği tavrıyla.

"Cevabım seni pek mutlu etmeyecektir." Arkasına yaslandı.

"Bana söz vermiştin." Tamam bu şaşırtmıştı. "Demiştin ki ben kalbime hiçbir aşkı almam, alsam bu sen olurdun demiştin. Belki de buna güvenerek gitmiştim." Yüzünü ovuşturdu. Elleri sürekli yüzünde geziniyordu, fazla gergindi. "Pardon, saçmalıyorum işte."Gitme desem de giderdi, başkası olacak desem de giderdi ki kalsa aptallık olurdu zaten.

"Evet, saçmalıyorsun. Giderken arkanda bıraktığın kişi değilim."

"Üstünden neredeyse beş yıl geçti ama o zamanlar yaşadıklarımız çok özeldi. Yani bilmiyorum şuan bile hatırladığımda vay anasını diyorum." Dedi eski anılara duyduğu özlemi gizlemeden. Birçok şeyle onunla tanışmıştım. İlkler hatırlanırdı ama önemli değildi, bir yerden sonra hepsi silik birer anı olurdu. İlk cinayetimi çok iyi hatırlardım, o an aldığım kokudan duyduğum sese kadar ama bir süre sonra o da silikleşmişti, diğerleri gibi olmuştu. Beynimin içinde bir silahla büyüyordum, o silah birden çekmiyordu tetiği, yavaş yavaş öldürüyordu.

"Sokak serserisinden bir beyefendiye evirilmişsin." Dedim konuyu kapatarak.

"Eh iş hayatı ne yaparsın." Dedi memnuniyetsizce.

"Ateş kalmanda bu kadar ısrarcı olduğuna göre çok başarılısın."

"Öyleyim." Dedi mütevazı olmaya gerek duymadan. "Elimden kaçan dava yoktur, aslında bu yüzden ayrılmak istiyordum biraz da. İsmimi duyurdum, çok fazla talep alıyordum ama Alanguva holdinginde çalıştığım için kabul edemiyordum. Bu davadan sonra tamamen ayrılacağım."

"Alanguva'ların ne yaptığını tam olarak biliyor musun?"

"Alanguva'lar çok fazla iş yapıyor, bir kısmına kadar bakıyorum. Her kademe için farklı avukatları var ama sorduğun Cebonayan'sa o tarafa ya da ada tarafına bakmıyorum." Düşündüğümden daha fazla şey biliyordu. "Sen? Mühendislik mi okuyorsun?"

"Boğaziçi ama artık okumuyorum sanırım. Zengin koca buldum." Dalgamla yüzünü buruşturdu. Aslında pek dalga sayılmazdı Ateş puştu yüzünden son senemde kalmıştım bazı derslerden ve bu mezun olmamı engelleyecekti.

ATEŞPARE (+18)Where stories live. Discover now