19.Bölüm: Gitmemi mi istiyorsun?

2.2K 113 5
                                    

Lütfen yıldızlamayı unutmayalım ⭐ yorumlarınız bizim için çok değerli 💓 hikayemizin daha fazla insana ulaşması için yıldız ve yorum 💝💝
İYİ OKUMALAR KIZÇELER ❤




Nare duyduğu silah sesi ile yerinde kalakalırken, saniyeler sonra karnında hissettiği sıcaklıkla karnını tuttu. Poyraz, adını haykırırken korumalar içeri girmişti.

"Nare'yi odasına götür ve doktor çağır. Ipek Hanımıda çağır,çabuk ol!"

Bir koruma telefonla doktoru ararken diğeride Nare'yi odasına çıkardı.

Poyrazda ölecekmiş gibi ağlayan Deren'in elinden silahını alıp sinirle fırlattı.

"Sikeyim!" Deren çığlık çığlığa ağlarken Poyraz sinirle onu kucağına aldı.

"Bu yaptığının hesabını vericeksin Deren!" Genç kadını odasına götürüp kitledikten sonra bile hala küfürlerini ve bağrışlarını duyuyordu Poyraz.

Genç adam kendini sıkıp sakin olmaya çalıştı ve Nare'nin yanına koştu.

"Yarasını sardım abi, kanaması yavaşladı." Poyraz başıyla onaylayıp genç kadının elini tuttu.

"Nare, gözlerini sakın kapatma, iyi olucaksın."

Genç kadın sulu gözlerle onayladı. Olanlar bir kabus gibiydi. Mutsuz sonla biten kısa bir hikâyenin başrolü gibi hissetti kendini.

"Beni istediğin kadar korumaya çalış Poyraz, ben bir gün öleceğim. Senin çevrende veya senden uzak. Herkes bana düşman."

Poyraz, kızın naif sözüne güldü ve yavaşça yanağını okşadı.

"Sana söz vermeliydim. O gün sana söz vermeliydim."

"Ne sözü Poyraz?"

"Seni yanlız bırakmayacağıma söz vermeliydim."

Nare gülümserken birden ağzından gelen kan ile Poyraz korkuyla kadının yüzünü elleri arasına almıştı.

"Mert! Ne oluyor Mert! Ağzından kan geliyor!" Poyraz korkuyla kanı temizlerken Nare gülümsemeye devam etti. Mertte aynı endişe içindeydi.

"Neden gülüyorsun Nare?" Poyraz'ın korkusu sesinden belli olurken kadının gülümsemesi dahada genişledi.

"Ölümden korkmayan bir adamın, bir kadının canı için böyle korkması komiğime gitti."

Genç kadının kesik kesik kurduğu cümle sonunda gözleri kapanırken Poyraz'ın tek yapabildiği hayır diye bağırmak olmuştu.

1 hafta sonra

Nare yavaşça gözlerini açtığında yattığı yatakta diklenmeye çalışmış ve zorda olsa bunu başarmıştı.

Odasında bir kaç makine kendisine bağlıydı ve yaşam bulgularını gösteriyordu. Karnındada hafif bir acı vardı.

Odayı bir müddet bulanık gözlerle izledikten sonra bakış açısı netleşmişti.

Pencerenin önündeki pembe koltukta tüm yakışıklılığı ile uyuklayan Poyraz. Önündede küçük bir sehpa.

Sehpanın üzerinde bir silah, bir bardak viski ve tonla ilaç duruyordu.

Dudakları pembeleşmiş, sakalları gürleşmişti. Siyah eşofmanı ve kaslarını belli eden beyaz tişörtü ile oldukça havalıydı adam. Birazda yorgun.

Nare aklına gelen kötü anılar ile yüz buruşturdu. O kadın bu evde bir yerlerde olmalıydı. Ama, Nare'nin korkmaya niyeti yoktu.

Madem onların dünyasında iyiliğe yer yoktu, Nare'de kuralına göre oynardı. Deren'den korkmadığını ona göstericekti. Vazgeçmek istemiyordu. Özellikle de vurulduğu an Poyraz'ın kendisine olan bakışlarını hatırladığında.

Yataktan kalkıp adamın yanına ilerledi Nare. Birden ayaklandığını fark ettirip Poyraz'ı korkutmak istiyordu.

Adamın koluna dokunup kendisine bakmasını bekledi. Bu yeterli olmayıncada yavaşça eğilip içinden geleni yaptı.

Poyraz ona sarılmıştı. Nare'de bunu yapabilirdi. Kollarını yavaşça adamın boynuna doladığında Poyraz'ın gözleri açılmıştı.

Tanıdığı güzel koku ciğerlerine dolarken hızla kızı gerip çekip ayağa kalktı.

"Uyandın mı?" Nare, Poyraz'ın gözünde gerçek bir sevinç kırıntısı göremeyince yüzünü astı.

"Uyanmama sevinmedin mi?"

"Neden sevinmiyim. Bir haftadır bunu bekliyorum."

"Öyle mi?" Nare utançla gülümserken Poyraz başıyla onayladı.

"Benim için çok endişelendin."

"Seni hapisten çıkardığım gün söylediğin söz bir hafta boyunca kulağımda yankılandı."

"Ne demiştim ki?"

"Benimleyken sonunun ölüm olacağını hissettiğini söylemiştin. Ölseydin, kendimi suçlardım."

"Bence tek hissettiğin duygu bu değildi. Benim için korkmuştun."

"Ben korkmam."

"Benim için korktun." Nare tatlılıkla gülümserken Poyraz'da alayla gülümsedi.

"Sen kimsin ki senin için korkayım?"

Nare'nin gülüşü içinde hapsolurken adama duyduğu yakınlık için kendisini suçladı. Bu hayatta yanlız kalmıştı ve kendine yakın hissettiği adamdan bunları duymak onu ruhsal olarak yaralamıştı.

"Haklısın, ne önemi var."

"Deren ve sen bir müddet denk gelmesiniz iyi olur."

"Benden gitmemi mi istiyorsun?"

KARANLIK PRENSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin