Yalanın Lens Mi Kanka?

3.6K 228 8
                                    

ÖNEMLI!!!!!!!!! 1. KITABI DÜZENLİCEM. BAYA BI ACEMİYDİM. O YÜZDEN ÇOK KISA BÖLÜMLER YAZIYODUM VE ÇOK AZ AYRINTI EKLIYORUM BU YÜZDEN BÖLÜMLER ÇOK KISAYDI. ŞU AN DÜZENLEYEMEM. YAZIN DÜZENLEMEYI DÜŞÜNÜYORUM. BU ARADA YBLERIMIDE ESKISI KADAR SIK GELMICEK ÇÜNKÜ NOT ORTALAMAMA GÖRE ŞU AN SINIFTA KALIYORUM. NOT ORTALAMAMI DÜZENE SOKMALIYIM AMA BU YAZMİCAM DEMEK DEĞIL. TABIIKI YAZICAM AMA ESKISI GIBI HER HAFTA YAZICAM GARANTISI VEREMEM. GECİKMELER OLABILIR. BU ARADA BU BÖLÜMÜN TAMAMAMINI KITAPTAKI ILAYDA, YANI BIZIM OKULDAKI ILAYDA ILE YAZDIK. ITHAF: LRH201
Sabah uyandığımda çok sıcaklamıştım. Hayır terlemiştim. Yorganı üstümden atıp yataktan kalktım ve pencereyi açtım. Camı açar açmaz temiz havayı hissettim ve odamın ne kadar havasız olduğunu fark ettim. Demekki bu yüzden çok sıcaklamıştım.
Yatağıma geri dönecekten yatağımın tamamen ıslandığını gördüm. Bu kadar terlemiş miydim? Olamaz bence. Biri su döktü kesin. Ama biri su dökse uyandırdım. Ama bu kadar terlemiş olsam da uyanırdım. Bunu düşünürken hala terkedilmiş fark ettim. Camı kapattım. Vantiratörü almaya gittim. Kafamdaki düşünce vantiratörü yatağıma doğru tutmak, yatağı kurutmak ve uyumaya devam etmekti.
Vantiratörün başını yatağıma doğru eğdim. Fişi taktım ve çalıştırma düğmesine bastım. Vantiratörün başı 360 derece dönmeye başladı. Çok hızlı dönüyordu ve sert bir şekilde rüzgar üflüyordu.
Aha sıçtık! Valla bozdum! Yok lan, bozsam bile böyle sert rüzgar esmez. Belki 360 derece döner ama öyle sert rüzgar esmez.
Yere düştüm. Ayaklarım iyice havaya kalktı. Baş aşağı bi şekilde uçuyordum. Uçuyodum resmen. Dolabın köşesine tutunarak bağırdım.
"Melis, sen mi yapıyorsun?"
Melis birden yanımda belirdi.
"Ben niye yapayım?"
"Sen nerden çıktın lan?! Burada değildin?"
"Madem yokum niye soruyon salak, benide buraya boşuna getirdin. "
"Sen nasıl ayakta duruyorsun?"
"Yetenek. " Saçlarını savurdu. Ayakta durması yetmezmiş gibi saçları da uçmuyor. Höö, diye böğürdüm.
Melis yürüyerek pencerenin yanına gitti ve pencereden atladı.
"Melis öldün mü?!"
"Hayır. "
"Ta ordan sesini nasıl duyuruyorsun?"
"Yetenek. "
Bu sefer böğürmek yerine ellerimi bıraktım ve duvara, prizin yanına yapıştım. Prizden vantiratörün fişini çektim. Rüzgar esmeyi bırakınca yere düştüm. Biri odamın kapısını tıklattı.
"Anne?"
Hemen kapıyı açtım.
"Hee, benim anan!"
"Ilayda nerden çıktın sen?"
"Uyan artık. "
"Ne uyanması?"
"Uyansana salak!"
Ellerimle göz altlarımdan çekiştirip iyice gözlerimi açtım.
"Lan uyanığım! Al, bak gözlerim açık. "
"Uyan gerizekalı!"
Kulağımda çınlayan çan sesleri duydum.
"Uyan! Uyan salak!"
Gözlerimi açtım. Ilayda tepemde iki tencere kapağını birbirine vuruyordu. Hemen ellerini indirip kapakları çektim.
"Senin yüzünden kabus gördüm, pis sarışın!"
"Öküz gibi uyuyorsun. O kadar su döktük uyanmadın. "
Yatağım ıslaktı harbiden. Etrafıma baktığımda bütün grubu önümde gördüm. Zeynep yere oturmuş gülüyordu.
Aytekin-Bu neye gülüyor?
Zeynep-Düşüncelerini okudum. Rüyan çok komikti.
Gülmeye devam etti. Ben de göz devirmekle yetindim.
Aytekin-Siz niye geldiniz?
Ilayda-Cuma... Burger King... Saat 12... Buluşma... Yemek yeme..."
Anla işte der gibi ellerini hareket ettirdi.
Aytekin-Ben niye geliyorum?
Ilayda-Çünkü... Ay öldüm! Çünkü amaç karne günü eğlencesi. Zaten taşınacağım bir an önce eve gitmem lazım bir de senin yüzünden geç kalacağım. "
Mert-Taşınıyor musun?
Ilayda-Söylemedim mi? Bugün taşınacaktım. Eşyalar falan toplandı ama kendi eşyalarıma kimsenin ellemisini istemiyorum.
Aytekin-Bir dakika, karne günü... Karneler!
Berke elindeki karneyi havada salladı. "Aldık bile. "
Nisa-Hatta kar nedeniyle tatil ertelenmişti.
Zeynep-Hatta tatil bir haftaya indirildi.
Aytekin-Lanet olsun!
Koray-Neyse. Hadi hazırlan da çıkalım.
Aytekin-Seninle çıkmam tipim değilsin.
Melis koluma vurunda güldüm.
Ilayda-Bir de espri yapıyor... Kalk giyin!
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
ILAYDA
Nisa-Bu havada milkshake mi içilir?
Melis-Ben Burger'a gelirsem milkshake almadan çıkmam.
Koray-Biliyoruz Melis, sakin.
Kolama baktım. Kolayı sevmezdim ama vişne suyu yoktu. Bir de buz koyuyorlar... Bardağın kapağını açtım ve içindeki buzları elimle çıkarıp tepsiye koydum. Herkes bana baktı.
"Ne var!"
Aytekin yüzünü buruşturup bana tiksinerek baktı. "Pis..."
Buzlardan birini elime alıp O'na fırlattım. Kafasını eğdi ve buz üstünden geçti. Kafasını kaldırıp dil çıkardı. Bir buz daha attım. Tekrar kafasını eğdi. O kafasını edince Nisa benden bi buz alıp Aytekin'in ensesinden sırtına attı. Aytekin hemen doğruldu. Ağzı soğuğun verdiği şokla kocaman açılmıştı. güldüm. Ellerimi havaya kaldırıp, kollarımı büküp kaldırarak zafer dansı yapmaya başladım. Aytekin masayı salladı. Herkes kolaları devrilmesin diye tuttu. Ama ben dans etmekle meşguldüm. Kolamı tutmadığım için devrildi. Kola bana ulaşmadan ayağa kalkıp sandalyenin üstüne çıktım.
"Aytekin Allah belanı versin!"
Ben çırlarken çalışanlardan biri yanıma geldi.
"Oturun lütfen. "
"Islak..."
Ofladı. "O zaman başka masaya geçin. "
O gidince hepimiz yiyeceklerimizi alıp başka masaya geçtik.
MELIS
"Ben lavaboya gideceğim. "
Masadan kalktım. Kızlar tuvaletine giderken partide bize sataşan kızı gördüm. Hemen kolundan tuttum ve merdivenlere sürükledim.
"Napıyosun be?!"
"Yürü. "
"Hiç bir yere gelmem. "
"Yürü dedim. "
Merdivenleri zorla çıkartmaya başladım. Çıkmakta direnmek arası adımlarla merdivenleri çıktı. Kızlar tuvaletine soktum onu. Bir kız ellerini yıkıyordu. Ona aldırmadan elimdeki küçük sürtüğü duvara yapıştırdım.
"Napıyosun?"
"Çık dışarı!"
Kız korkup koşmaya başladı. kapıyı kapattım ve kıza geri döndüm.
"Isim neydi canım?"
"Yaren. "
Ellerini çarprazlayıp bana ukalaca baktı.
"Senin derdin ne?"
"Sanane?"
Üstüne yürümeye başladım. Duvara iyice sindi. Gözlerim ve bileklerim mor mor parlıyordu. Hemen korktu. Gözlerinde görmüştüm korkusunu. O kadar çok belli etmiştiki gözleri bir an hissettim.
"Derdin ne?"
"S-Sanane?"
Ruh elementini harekete geçirdim.
"Söylemek zorunda hissediyorsun. "
"Hayır hissetmiyorum. "
"Mecbursun. "
"Mecbur değilim!" diye bağırdı. "Ko-Koray..." Hemen elleriyle ağzını kapattı.
"Ne? Koray ne?"
Kafasını hayır anlamında salladı. Bir tokat attım.
"Söyle!"
"Hayır!"
"Nefes alamıyorsun. "
"Hayır alıyorum. "
Ruh elementini güçlendirdim.
"Nefes. A-la-mı-yor-sun. "
Kız elleriyle boğazını tuttu ve kendini yere attı. Etrafta mor kıvılcımlar uçuyordu.
"Nefes alamıyorum. "
Kapı sertçe açıldı ve içeri Zeynep girdi. Bana sertçe sarıldı ve yere düştüm. Bütün dikkatim dağılmıştı ve sihir bitti. Ilayda ve Nisa'da tuvalete daldı. Nisa'nın "Siz niye giriyorsunuz? Erkeksiniz!" diye cırladığını duydum.
Kız öksürerek ayağa kalktı.
"Bak işte... Normal değilsin. Sen... Sen... Kötüsün! Öldürüyordun beni. Kim bilir daha kaç kişiyi az kalsın öldürüyordun. Ya da öldürdün!"
"Ben senin..."
Kıza doğru bir adım attım ama Zeynep beni belimden sarılarak tuttu. Nisa ve Ilayda hemen kapıyı kapattı ve açılmasın diye tutmaya başladılar.
Melis-Zeynep... Bırak! O lafları götüne sokacağım!
Zeynep-Oha! Bir sus, ağzına sıçcam Melis!
Ilayda-Ya bi susun!
Nisa-Noluyo burda? Melis ne dedi bu kız sana, o kadar sinirlendin.
Melis-Ne biliyim! Zeynep tamam bırak.
Zeynep beni bırakınca yamulan bluzumu düzelttim.
"Koray diyip duruyor. Senin ne alakan var Koray'la? Benimki de soru, ne alakan olabilirki?"
Zeynep-Ya da bizle, di mi Melis?
Melis-Bir de o var.
Kapı açılmaya başladı. Ilayda ve Nisa kapıyı ittirmeye çalışıyorlardı ama ittiremiyorlardı. Kapı açılınca Koray'ın cisimleri hareket ettirme gücünü kullandığını gördüm.
Koray-Bırak gitsin.
"Ne demek gitsin?"
"Melis gitsin dedim. "
Yaren koş koşa kaçtı.
"Koray ne diyorsun? Kız, ne... Koray falan dedi."
"Ben ne biliyim ne olduğunu? Saçmalıyorsun işte! Hem müdahale etmeseydim kontrolden çıkacaktın. "
"Yani senin kızla alakan yok?"
"Yok!"
"Tamam o zaman. "
Ilayda'nın telefonu çaldı. "Eyvah! Geç kalıyorum. Ben eve gidiyorum taşınmak için. Güle güle!"
Güle güle diye bağırarak koşmaya başladı ve gitti. Mert Ilayda gidince duvara bir yumruk attı. Noluyo buna?
ILAYDA
"Geldim!"
"Ilayda... Annecim benim bir işim çıktı. Eşyaları abin ve senin yerleştirmen lazım. "
"Tamam anne. "
Annem zaten giyinmişti ve beni bekliyordu. Hemen ayakkabılarını giyip evden çıktı. Abim Metehan ıslık çalarak yanıma geldi.
Ilayda-Yine ne isteyeceksin?
Metehan-Ben arkadaşlarla dışarı çıkacağım. Sen artık evi idare edersin küçük kardeş.
Birşey söylememe fırsat vermeden koşarak dışarı çıktı. Arkasından abi dşye ciyaklasamda durmadı. Kapıyı kapatıp köpek diye söylendim. Hayvan. Pislik. Gerizekalı. Gıcık yaa!
Annem gitti. Abim de! Babam iş için şehir dışında.
Hemen elime telefonu alıp Mert'i aradım.
"Mert. Ya abim ev işlerini bana kakaladı yardıma gelir misiniz?"
"Nasıl geleceğiz?"
"Otobüsle. "
"Otobüs oraya kadar gelir mi?"
"Evet. Tam önümüzden geçiyor. "
"Nasıl yaa? Sen nereye taşındın?"
"Hastanenin karşısındaki yeni yapılan apartmana. Ama henüz bizden başka taşınan yok. "
"Nasıl yani? Ben sandım da... Neyse. "
"Ne sandın?"
"Başka şehir anladım ben. "
Kahkaha attım. "Bana sormadan kendi kafana göre atar mı yaptın?"
"Neyse geliyoruz. "
Hemen telefonu kapattı. Ben de gülmeye devam ettim. Yapmamız gereken apartmanın önündeki kolileri eve yerleştirmek. En azından sadece hafifleri vardı. Kolileri eve taşıyacağız ama ben odamı bugün istiyorum belki onu da yaparız.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Mert'in elindeki çanta!
Ilayda-Mert bırak onu ben alırım.
Mert-Niye?
"Bırak işte. "
"Niye böyle telaş yaptın sen?"
"Ya... O... Şey... O..."
"Ilayda ne saklıyorsun?"
"Birşey saklamıyorum! Onun içinde şey var..."
"İçinde eroin var canım, yıllardır hastasıyız. Olmadan yapamıyoruz. "
Abim kolunu omzuma attı. Ekşın!
Ilayda-Abi sen hani sışarı çıkıyordun?
"Geri geldim. Bu kim sevgilin mi?"
"Zeynep'in sevgilisi!"
"Ne?!"
"Ne?!"
"Yok artık!"
Metehan-Ilayda, o senin sevgilin biliyorum.
Ilayda-Ne münasebet. Hem daha yaşım kaç benim? Zaten sevgili yapmam, yaparsam sen yok Nurcan Teyzeye yok Nurten Teyzeye yok Nuray Teyzeye anlatırsın.
"Merak etme kimseye söylemicem. Zaten söylersem sen de benim dün akşam evden kaçtığımı anlatırsın anneme. "
"Sen dün evden mi kaçtın?"
"Evet. Hani dün mutfakta karşılaştık ya. Hatta... Bilmiyor muydun?"
"Bilmiyordum ama artık biliyorum. "
Kahkaha attım. Abim sinirlenin evden tamamen gitti. Gülmeye devam ederken Mert'in bana baktığını fark ettim. Hala cevap bekliyordu.
Mert-Ilayda, bu çantada ne saklıyorsun?
Ilayda-Oyuncak bebeklerim var! Ben onlara sarılıp uyuyorum, var mı!
Elinden çantamı sertçe aldım. Koşa koşa odama gittim. Nisa'da koşarak yanıma geldi.
"O çantada ne var?"
"İç çamaşırlarım. "
Nisa gülmeye başlayınca oflayıp aşağı indim. Zeynep koşarak yanıma geldi.
"Ben bidaha Mert'in sevgilisi olmam!"
"Neden Emir mi özler?" dememle saçımı çekmesi bir oldu.
"Pis sarışın!"
Bugün neler oluyor böyle? Zeynep saçımı bırakınca oflayarak bahçeye çıktım. Melis'in yanına gittim.
Melis-Yine naptılar?
Kulağına doğru eğildim. "Çantada aslında iç çamaşırlarım vardı. "
Melis kıkırdadı. Sonra eliyle, gel gel işareti yaparak eğildi. Ben de ona doğru eğilip kulağımı ona doğru çevirdim.
Melis-Yalanın lens mi kanka?
ilayda-Sen Koray'a bak asıl!
Birden gülen yüzü somurrtu. İnanamıyorum! Ben ne demiştim öyle?
"Melis... Öyle demek istemedim. "
Bir an düşünür gibi yere baktı. Sonra yaşarmış gözlerini bana çevirdi.
"Sen Koray benden ne gizliyor?"
"Bilmiyorum. Emin ol bilmiyorum. "
"Zeynep biliyor mudur?"
"Bilse söylerdi. "
"O da doğru. "
"Bak bunları boşver. Zaten gerçek ortaya çıkar bir gün, sen sadece o günü bekle. "
Hafifçe gülümsedi. "Peki. Ama belki öğrenmek için küçük, yani küçücük bir çılgınlık yapsak? "
"Melis..."
"Ama bak eski olanlardaydı gibi büyük değil. Böyle küçük. Bak işte bu kadar. "
Melis parmaklarıyla az bir miktar işaret ediyormuş gibi yaptı.
"Melis..."
"Tamam yapmayacağım. "
MELIS
İlayda'nın işini halletmiştim ve eve gitmiştik. Evde hasta olduğu için uyuyan Berfin ve yorgun olduğu için uyuyan Koray ile baş başaydım. Telefonuma mesaj geldi.
Aşıklar Parkı'na gel. Önemli!
Yaren'di büyük ihtimalle. Ilayda ne demişti? "Sen hiç bir şey yapma. Gerçekler kendiliğinden ortaya çıkar. " Teknik olarak ben bir şey yapmayacaktın. Gerçekler zaten hazırdı ve öğrenilmek üzere beni bekliyorlardı. Durumu kurtarmak için öyle bir salladımki İlayda'nın bana, yalanın lens mi kanka, diyen görüntüsünün hayaliyle gülmeye başladım. Gülmem bitince hemen montumu giydim ve küçük adımlarla anahtarımı alarak evden çıktım.

Güçler Okulu 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin