Mary'den
Bu koca evde tek başıma zaman öldürüyordum. Dale, lenard ile ayrı bir eve çıkmıştı. Babasının ölümünün ardından lenard daha huzurlu ve mutlu görünüyordu. Her şeyden kaçmaları gerekmiyordu. Mutfağa giderek dolaptan cips paketini aldım. Odama doğru giderken cebimden telefonumu çıkararak, jonathanı aradım. Bir yandan cips paketini açmaya çalışıyor diğer yandan jonathan'ın cevap vermesini bekliyordum. Sonunda nefes nefese kalmış sesi duyuldu. Kaşlarımı çatarak " Neden nefes nefesesin? " diye sordum. " Koşuya çıkmıştım, mary." diye söylendi. Gülerek " Bu saatte ne koşusu? Saat gecenin 12 si. " dedim. Nefesini vererek " Ne için aramıştın?" diye sordu. " Bize gelir misin, sıkılıyorum diyecektim." Bir süre sessiz kaldı. Sonrasında " Üzgünüm, şuan gelemem. Çok yorgunum. " dedi. Tamam diyerek telefonu kapattım. Son iki haftadır jonathan beni erteliyordu. İlk tanıştığımız zamanlarda neredeyse her gün beni görmek istiyordu. Odama tırmanıp beni gözetlediği zamanları saymıyorum bile. Sonradan öğrendiğime göre karşı evde jonathan'ın kuzeni oturuyormuş. Beni dikizlemesinin sebebi de buymuş. Ağzıma bir cips atarak bilgisayarımı kucağıma aldım. İzleyecek bir film bulduğumda yatağa yatarak iç geçirdim. Jonathan bana olan ilgisini kaybetmiş gibi davranıyordu. Buna inanmak istemiyordum ama gerçek bu gibi görünüyordu. Dayanamayarak telefonumu elime aldım ve jonathana mesaj attım.
mary: yarınki partiye gidecek miyiz
jonathan: aaronun partisine mi mary
jonathan: gitmeyi düşünmüyorum
jonathan: bunu sorman bile saçma
mary: aaron ile olanlar geçmişte kaldı
mary: eğlenmek için gidecektik
mary: herkes orada olacak
jonathan: ben gitmiyorum
jonathan: yorgun olduğumu söylemiştim
jonathan: uyuyacağım
Film izlerken uyuyakalmıştım. Sabah okula gitmek için kalktığımda berbat göründüğümü fark ettim. Kendime çeki düzen vererek okula doğru gitmeye başladım. Jonathan benimle aynı okula gitmiyordu. Kasabanın dışındaki bir liseye gidiyordu. Geçiş yapmasını söylememe rağmen beni ciddiye almamıştı. Sinirime dokunan kısım ise katara'nın da o okulda olmasıydı. Okul kapısının önünde aaronu gördüğümde gülümsedim. Bunu beklemiyor olacaktı ki başta ne tepki vereceğini bilemedi. Gülümsediğinde güldüm. Sınıfa gittim ve sıraya başımı dayayarak uykuya daldım. Birinin omzuma dokunmasıyla yerimden sıçradım. " Korkuttum mu? " Mahçup olmuş sesini duyduğumda bu kişinin aaron olduğunu anladım. " Evet, biraz. " diyerek güldüm. " Bugün partime gelecek misin diye soracaktım. " Elimi saçıma götürerek bir tutamını kulak arkama sıkıştırdım. " Bilemiyorum, gelebilirim. " dedim. Jonathan'ın gitmiyor oluşu benim de gitmeyeceğim anlamına gelmezdi. " Gelmelisin, eğleneceğiz. " diye söylendi ve gülümseyerek uzaklaştı. Okul bittiğinde hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm. Jonathan ne beni aramıştı ne de mesaj atmıştı. Kendime kızarak onu düşünmemeye çalıştım. Dolabımdan kısa ve siyah bir elbise aldım ve üzerime geçirdim. Saçlarımı salık bıraktım. Biraz makyaj da fena olmazdı. Nedense güzel görünmek istiyordum. Saate baktığımda sekize yaklaştığını gördüm. Çok zaman harcamıştım. Her şeyi fazla yavaş yapıyordum. Yanıma küçük bir çanta aldım ve botlarımı ayağıma geçirdim. Taksi çağırarak aaronun evine gittim. Ev çok büyüktü ve kalabalık gözüküyordu. Kendi başıma ne yapacağımı düşünürken yanıma aaron geldi. " Gelmişsin. " Mutlu olmuş gibi görünüyordu. " Evet, tek başıma gelmek gibi bir aptallık ettim. " diyerek güldüm. Yüzü düştü. " Saçmalama mary, birlikte eğleneceğiz." Telefonuma bir mesaj gelmişti. Jonathandan olduğunu görünce öfkelendim.
jonathan: meşguldüm yazamadım
mary: neyle meşguldün
jonathan: uzatma mary
jonathan: meşguldüm işte
Gözlerimi devirerek telefonu cebime koydum. Aaron da suratıma ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakıyordu. Elini bana uzattığında tereddüt etmeden tuttum. Dans etmeye başladığımızda kahkaha attım. Beni kendi etrafımda döndürdü. Bir süre sadece dans ettik. Sonrasında aaron ikimize içecek bir şeyler almaya gitti. Bu sırada herkesin havuza atlamasını izliyordum. Aaron döndüğünde içeceğimden bir yudum aldım. İçeceğimi kenara bıraktım ve aarona lavabonun nerede olduğunu sordum. Eve girdiğimde etrafta kimseyi göremedim. Üst kattan sesler geliyordu. Birilerinin inleme sesleri. Başımı iki yana sallayarak üst kata çıktım. Lavabonun önüne geldiğimde karşıdaki odanın kapısının aralık olduğunu gördüm. Lavaboya girmek üzereyken katara'nın sesini duydum. Olduğum yerde kaldım. Katara burada ne arıyordu? Aaronun evinin odasında kiminle birlikteydi? Sessiz adımlarla odanın aralık kapısına yaklaştım. Katara, jonathan'ın üzerindeydi. Katara'nın üzerinde sadece iç çamaşırları vardı ve jonathanın üzerinde hiçbir şey yoktu. Gözlerim sinirden dolmuştu. Bana olan ilgisini kaybetmesinin sebebinin eski sevgilisi olmasını beklemiyordum. Odaya hışımla daldım ve katara'nın saçını tutarak hızla geriye doğru çektim. Şaşkın gözlerle bana bakıyorlardı. Jonathan'ın suratına öyle bir yumruk geçirmiştim ki bağırdı ve ellerimi tutmaya çalıştı. Sinirle ellerini üzerimden attım ve bacak arasına tekme atarak odadan uzaklaştım. O kadar sinirlenmiştim ki gözyaşlarımı durduramıyordum. Kendimi zorlukla dışarıya attığımda aaron ile karşılaştım. " Ne oldu mary? " diye endişeli bir şekilde sordu. Ağlamaktan konuşamadım. Jonathan koşarak arkamdan geldi ve kolumu tuttu. Aarona sert bir bakış atarak " Bir şey olduğu yok. Her zamanki kavgalarımız." Cümlesini bitirmesini bekledikten sonra kahkalarla güldüm. " Siktir git. " diye tısladım. " Mary, dışarıda konuşalım lütfen. " Suratına tükürmemek için kendimi zor tuttum. Aaron araya girerek " İstemediğini söyledi. Defol evimden. " dedi. Jonathan bir şey söyleyecek gibi oldu. Kendini tutarak öfkeli bir şeklide aarona baktı. Arkadan katara geldiğinde birlikte partiden ayrıldılar. Evin bahçesinden ayrıldıklarına emin olduktan sonra gözlerimi kapadım ve yere oturdum. Aaron elimi tuttu ve " Belki zamanı değil biliyorum ama hala seni seviyorum mary. " dedi. Burnumu çekerek gözlerinin içine baktım. " Aksine tam zamanı. " Konuşmasına izin vermeden dudaklarımızı birleştirdim. Şaşırmıştı. Belki de ne yaptığımı bilmediğimi düşünüyordu. Haklı olabilirdi ama istediğim tek şey onu öpmekti. Geri çekildiğimde gözlerimi kapattım. Hiçbir şey olmamış gibi " Havuza girelim mi ?" diye sordum. Aaron beni omzuna aldı ve havuza atladı. Bağırdım ama aynı zamanda gülüyordum. Sırılsıklam olmuştuk. Bu beni geçmişe götürdü. İlk yakınlaşmamız da deniz kenarında olmuştu. Her şeyin başladığı zamana geri dönmüş gibiydik. Kollarımı boynuna doladım ve başımı omzuna koydum. Bu her şeyi unutmaya yeterdi.
ВЫ ЧИТАЕТЕ
unexpected messages [texting]
Подростковая литератураbilinmeyen: bugün bilinmeyen: giydiğin bilinmeyen: etek bilinmeyen: çok seksiydi bilinmeyen: güzelim;) mary: ne saçmalıyorsun piç herif bilinmeyen: sadece seni seksi bulduğumu söyledim mary: beni tanıyor musun? bilinmeyen: :D mary: defol git
![unexpected messages [texting]](https://img.wattpad.com/cover/199069401-64-k296338.jpg)