Zorbalık

1.5K 74 4
                                    

   Ertesi gün olduğunda yataktan nasıl fırladığımı hatırlamıyorum. Tatil yaptığım günlerden kalan alışkanlıklanlarımla saati kurmayı unutumuşum. Okula geç kalmayı kesinlikle istemiyordum. Çünkü bu gün sınav vardı. Okula zaten bir ay sonra başlamıştım. Okula başladığım ikinci gün sınav olmak zorundaydım ama kendime güvenim tamdı. Çünkü, eğer bu sınavdan yüksek alırsam dikkatler benim üzerime çevrilirdi. Yeniden popüler olabilir ve yeni arkadaşlar edinebilirdim.

   Hemen formamı ütüledim. Kahvaltı yapmadan evden fırladım. Ne kadar koştuysam da dolmuş beni beklemedi. Yarım saat otobüs bekledim. İlk dersi kesinlikle kaçırmıştım. Eskiden olsaydı belki taksi çağırırdım. Ama artık televizyon bile olmayan evimde yeni yaşam tarzıma yavaş yavaş alışıyorum. Beklemelerimin sonucunda bir dolmuş ile okula ulaştım. Bir de kaç dakika demir müdüre lakabıyla ünlü Şeyda hocadan azar işittim. Saate baktığımda çoktan 3. ders saati olduğunu gördüm. Saatin bu kadar geç olduğunun farkında değildim. Duvardaki saate baktığım anda çığlık attım. Bu çığlık ile hocayı bile korkuttum. "H-ho-hocam, be-benim sınavım vardı" dedim. Hoca da izin verdi ve anında fırlayarak çıktım. Koşarken hayatımın ilklerinin hep bu yıla doluşmuş olduğunu düşündüm. Sonuçta benim gibi çalışkan bir öğrenciden söz ediyoruz. Sınava geç kalmam kabul edilemez. Ayrıca bu yıl üniversteye gireceğim. Daha çok çalışıp karne notumu yükseltmem gerek.

   Derken aceleden yanlış katta olduğumu farkedip neredeyse bağıracak şekilde "Off Lanet olsun!" diye cırladım. Koşarak sınıfın kapısının önüne geldim. Önce biraz soluklanıp kapıyı açtım. Sınav çoktan başlamıştı. Sınavın bitimine on dakika kalmıştı. Ağlamaklı bir ifade ile yerime oturdum. Çantamı hızlıca sıraya bıraktığım anda bir gülüş duydum. Kafamı çevirmeden gözlerim ile gülüşün geldiği yere baktım ve eğlendiği her halinden belli olan Merve'yi gördüm. Sanki bana "Herkes sınavını bitirmişken, son on dakikada ne yapmayı planlıyorsun?" der gibiydi. Beni öyle sinirlendirdi ki bir hışınla soruları çözüp Merve'den önce kağıdı vermek istedim. Tabii başaramadım. Zil çaldığında ise elim ayağıma dolaştı. Bütün cevaplarımdan emin olmasam da kağıdı doldurarak verdim. Sınıfdan çıkıp kapıyı kapattığım anda karşıma Merve çıktı. Diğer arkadaşları Elif ve Melisa da Merve'nin koluna girmişler, bana dik dik bakıyorlardı. Ama Elif'in gözlüklerinin üstünden bakışı Merve'nin bakışlarından bile korkunçtu. Takınabildiğim en sevimli halim ile "Me-Merhaba" diyebildim. Benden hoşlanmalarını ve benimle arkadaş olmalarını istiyordum. Koridordaki koltuğa oturmak üzere yönlendim ki Elif yolumu kesti. Diğer yöne baktığımda ise Melisa ayağını yere sertçe vurdu. Bense geriye doğru adım atıp "Geçebilir miyim" dedim. Fakat Merve benim hiç dinlemez gibi cevap verdi. "Bak çömez! Benim yerimi almak için diğer ezik sınıfından buraya boşuna zahmet etmişsin!" Böyle birşey olmadığını kendi de biliyor olmalıydı ama bana zorbalık etmek istiyorlar gibiydi. Elif ise oradan söze girdi. "Gelirken paramızı unutmuşuz. Eve kadar yürümemiz imkansız. Bize taksi parası ve telefonunu ver." Öncelikle bunu duyduğumda büyük bir aptallık ettiklerini düşündüm. Benim telefonum bile yoktu ve cebimdeki para ancak kek almaya yetiyordu. Gerçekten buna gülmeden duramazdım. Sessiz bir şekilde yüzümü gizlemeye çalışarak kikirdedim. Bu Merve'yi oldukça sinirlendirmişti ki o ellerini boğazıma yapıştırdığı gibi kafamı kağıya çarptım. Uzun tırnakları da hafifçe canımı acıtıyordu. Boğazımı o kadar çok sıkıyordu ki derin derin öksürdüm. Beni bıraktığı anda yere yapıştım. Tek elimle boğazımı tutuyordum ve öksürüyordum. Gözlerimi açıp etrafıma baktığımda ise herkesin bakışlarının bu tarafa çevirildiğini fark ettim. Eğer bu şekilde beni boğmaya devam etseydi gerçekten beni öldürebilirdi. Melisa ise Merve'nin ileri gittiğini düşünüyor gibi görünüyordu aslında. Ellerini Merve'nin omuzuna koydu ve bana bakarken "Merve" diye fısıldadı sadece. Merve'nin bunu duymadığına emindim. Aslında Melisa iyi bir kıza benziyor. Dün derste bana da yardım edip kalemlerini paylaşmıştı. Onun içten içe onlar gibi olmadığını biliyordum. 

   Merve "Üff be! Fakir bu. Bundan ne umduk ki sanki biz. Bunda para ne gezer be?!" diye bağırdı. Aslında bağırması benim lehime. Koridordaki herkes Merve'nin bana zorbalık ettiğini görünce biri yardıma gelebilirdi. Kimse var mı diye kafamı tekrar kaldırdığımda koridor bomboştu. İçimden "Korkaklar, biri size bunu yapsaydı çok hoşunuza giderdi ya.(!)" dedim. Ayağa kalkmaya çalışırken arkamdan kapı açıldı ve tekrar yere yuvarlandım. Merve ortalıklarda görünmüyordu. Sanırım ben kalkmaya çalışırken pes etmişlerdi. Bu sefer kafam gerçekten çok acımıştı. "Off" diye acı nidalarına başladım. O sırada kapıyı açan kişi koşarak geldi ve sırtımdan destek vererek doğrulamama yardım etti. "Özür dilerim! Gerçekten istemeden oldu. Ben-Ben...Yani yardım edebileceğim bir şey var mı? İyi misin? Canın acıyor mu?" erkek sesine benziyordu ama bu kadar endişelenen birisi bana ancak annemi hatırlatmıştı. Yanımdaki kafamda ovuşturduğum yere bakmaya çalışan bir genç vardı. Sanırım bizim sınıftan. Daha bir gün okula gidebildiğim için herkesin yüzünü ezberlemeye vakitim olmamıştı. Sadece üçüz şeytanları tanımaya vaktim olmuştu.

    "Önemli değil, Ben....iyiyim. Sadece biraz..."  derken sözümü kesen kişi " Hayır! İyi görünmüyorsun. Hadi revire gidiyoruz. Ayağa kalkabiliyor musun?" dedi. "Hayır sadece birazcık acıdı o kadar önemli bir şey değil. Zaten derslerde gerideyim. Revire gidip bir ders daha kaçıramam" derken iyi olduğumu göstermek için ayağa kalkıp gülümsedim. Ama o ise cevap olarak başımı tuttuğum elimi sıcacık ellerinin arasına alıp. "Başının şişmesini istemezsin değil mi?" dedi. "Hayır hayır... Kendini suçlu hissetmene gerek yok gerçekten" diye ısrar edince "Bu kadar inatçı olursan ben kendimi suçlu hissetmeye devam ederim" dedi. Elimi tutup revire doğru koşmaya başladı. Gerçekten ne olduğunu şaşırmıştım. "Ne! Hayır! Buna gerçekten gerek yok" diye bağırdım ama aldırış eden kim? Daha yüzünü doğru dürüst göremediğim bu kişi beni bir çırpıda revire getirdi...

Aşkın Gerçek YüzüWhere stories live. Discover now