Insensitive.

718 46 9
                                    


House 3x14 bölümüne dair hafif de olsa spoiler içerir, ve doğal olarak muhtemelen birkaç bölüm sonraki Hekimoğlu bölümüne de dair içerecek.

*Bölümdeki sahnelerin hepsi bana ait, orijinaldeki bir sahneden alıntı yok.


Bölüm Şarkısı: Kendime Yalan Söyledim // Grup SeksenDört

Ateş müzik dinlemeyi severdi. Bunun öylesine bir sevgi olup olmadığından emin değildi, merak da etmiyordu zaten. Ama kaç kişi müzik sevmediğini iddia ederdi ki? Peki müzik severim diyenlerin yüzde kaçı gerçekten notaları ve notaların insan beyninde bıraktığı gölgeli hisleri anlayabiliyordu?

Evindeki Orhansız akşamı yine sesli müziği duvarların arasına doldurarak geçirmeyi tercih etmişti. Bu seferki yalnızlığı gönülsüz değildi, Orhan uzun bir aradan sonra gerçek bir randevuya çıkmıştı, Ateş gerçekten arkadaşının bir takım aksiyonlar yaşamasını diliyordu, bencil sebepleri olsa da olumlu bir dilekti sonuçta.

Ateş Hekimoğlu asla kabul etmese de bir bağımlının genetik kodlamasına sahipti, sadece haplarla ilgili değildi bu, onu kendisi hakkında çirkin gerçekleri düşünmekten itecek herhangi bir şeye her şeyiyle sarılmaya yatkındı. İşine bağımlıydı, bulmacalara bağımlıydı - yani hastalara- , hasta yakınlarıyla konuşmayı sevmediğini söylese de her seferinde kendini dramalarının ortasında bulması da bu yüzdendi. Kendisinin olmayan bir dramanın hiçbir kalıcılığı yoktu üzerinde, televizyon dizisi izlemekten de daha tatmin ediciydi. Devamında neler olduğunu öğrenmek için bir hafta beklemesi genelde gerekmiyordu.

Nefes almaya çalıştığında bedeninin ortasında ağırlık yapan herhangi bir olayla karşılaştığında kaçmaya meyilli olması bağımlılıklarıyla ters düşüyordu. Ateş böyle şeyler hissetmemek için alışkanlıklarına dört kolla sarılıyordu, ama bazen öyle anlar oluyordu ki, kalbi ve bedeni tamamen uyuşsa da aklı dipdiri kalmaya devam ediyordu. Böyle hissetmesine sebep olan çok az kişi olmuştu hayatında. Bir şeyler hissetmek korkutucuydu, hislerine kapılıp gitme korkusu ise dehşet vericiydi. Ateş'in kendisiyle ilgili çoğu şeyi kabullenme isteği yoktu, kabullenirse gerçekleriyle yaşamak diğer ayağını da topal bırakacaktı sanki.

Acaba İpek o gevşek dallamayla birlikte miydi hala?

Ateş müziğin sesini artırdı, bacağını ovaladı. Neredeydi bu ilaç kutusu?

Bacağını koltuğa uzattı, uzanırken aklı istemediği yerlere kayıyordu. Keşke bir vaka olsaydı elinde, oturup ona kafa yorabilirdi. Ama daha yeni bir tanesini çözmüştü. Düşüncelerini içinden devasa bir tenya çıkan kıza yöneltmeye çalıştı, tenyanın uzunluğunun rekora bu kadar yaklaşıp kıramaması çok yazık olmuştu. Ateş'in düşünceleri tekrar dağıldı, gözü kahve sehpasındaki telefonuna kaydı. Telefonunu kapıp tanıdık numarayı çevirme isteği çok yoğundu. Gözü saate kaydı, oldukça geç olmuştu. Bir şeyleri bölme ihtimali oldukça güçlüydü.

Ateş isteğine karşı koymadı, kaos arayışı daha derin arzularının üzerine iyi bir çarşaftı.

Telefon çaldığı halde açılmıyordu, Ateş sehpanın ayağının yanına düşen ilaç kutusunu bir eliyle aldı, kapağı bir pop sesiyle açıp kutuyu dudaklarının arasına götürdü.

Telefon meşgule atıldığında Ateş kaşlarını çattı, sinirlenmişti, İpek ne münasebetle yüzüne kapatırdı telefonu? Ölüm kalım meselesi olabilirdi neticede!

Müziğin arasına karışmış zil sesini fark ettiğinde gözlerini kıstı, Ateş sipariş verdiğini hatırlamıyordu, Orhan'ın anahtarı vardı, başka kim gelirdi ki kapısına? Müziği kıstı, tekli koltuğa yaslı bastonunu alıp kapıya yürüdü. Delikten bakmadan kapıyı açtığında gördüğü yüz gözlerinin büyümesine sebep olmuştu.

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Feb 11, 2021 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

SINIRTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang