Okuldaki İlk Yalnız Günüm

2.9K 92 18
                                    

Merhaba. Ben Simge. Lise son sınıf öğrencisiyim. Okulda 1. Dönem bitti bile. Benim ise hiçbir sosyal yaşamım yok.

Aslında ben orta okulda çok sevilen tamamıyla ortalama bir öğrenciydim. Kendimi çalışmaya adayarak herkesin sadece hayalini kurabildiği bir liseye yerleşmeyi başardım. Lise hayatımın ilk üç senesini burada geçirdim. Ne varki babam kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra babamın çocukluğunu geçirdiği, çok sevdiği memleketi Amasya'ya onun cenaze töreni için gittik. Ama uzun süre geri dönemedik. Babam hayatını kaybettikten sonra hiçbir geçim kaynağımız kalmamıştı. Benim kazandığım, liseden verilen burslar ile ancak faturaları ödeyebildik. Ama evimizin kirasını ödeyemedik. Annem babamın mezarına yakınlarda oturan teyzemlerle yaşamaya başladı. Ben ise Ankara'ya geri döndüm. Annem o liseden mezun olmamı istiyordu. Geri döndüğümde ise iş işden geçmişti. Ben döndüğümde zaten okullar açılalı bir ay geçmişti. Önce müdire ile görüştüm. Devamsızlıklarım için aldığım raporumu ilettim. Müdire bana 12-A sınıfına gitmemi söylediğinde ise şok oldum. Her zamanki arkadaşlarım sınıfım değişmişti. Ama 12-A sınıfına gittiğim için biraz da sevindim. Çünkü okulumuz başarılı öğrencileri genelde A şubesine koyuyor. Hele şükür okul artık farkıma varmış gibiydi. Benim hakkımda kendini beğenmiş diye düşünmüş olabilirsin. Üzgünüm. Biliyorum ben böyle birisiyim. Ama toplum içinde bunu pek belli etmemeye gayret ediyorum.

A şubesine kapıyı çalıp, buz gibi otel tipi kapı kolunu çevirip içeri girdiğim anda bütün bakışlar bana çevirildi. İçlerinden kıvırcık saçlı olanı ise öyle bir bakış attı ki sadece gülümseyerek karşılık verebildim. Herkesle iyi geçinmek istiyordum. Nereye oturacağımı yada ne yapacağımı bilmediğim için öğretmenimin gözlerinin içine baktım. O da beni sınıfın en arkasındaki boş yere yönlerdirdi. Ne?! Ben en arkada mı oturacaktım? Kesinlikle hayatımda isteyeceğim en son şeydi bu. Okulda geçirdiğim her gün arka tarafta oturup dersi kaynatmaya çalışan tembel tiplere gıcık olmuşumdur. Aslında onlar da bana gıcık olurdu. Ama ben o tembellerle aynı kefeye konmak istemiyordum. Bu yüzden en arkayı kabul edemezdim. Hemen öğretmenimin suratına korkarmışcasına endişeli bir bakış attım. O da elimden bir şey gelmez der gibi omuzlarını kaldırdı. Öğretmenlerimin de gözünden düşmek istemezdim tabii. Sadece yürüyerek yerime gidebildim. Yerime geçer geçmez öğretmen derse devam etti. Ama anlattıklarından tek kelime anlamadım. Okula gitmediğim bir ay içerisinde bu kadar ilerlemiş olabileceklerini hiç düşünmemiştim. Öğretmen arkasını dönmüş tahtaya bir şeyler yazıyor gibi görünüyordu. Ben de bir kalem ve kağıt çıkardım. Ders notu tutmak istemiştim ama birşeyler anlamayınca zor oluyordu. Bir süre sonra kağıt öylesine çizdiğim resimlerle dolmuştu. Arkasını çevirip kendime ders programı hazırlamaya karar verdim. Eğer günde en az 9 saat çalışırsam belki 1 aylık konuları telafi ederim diye düşünmüştüm. Sonra derste olduğumuzu hatırlayınca bir anda irkiliverdim. Hemen öğretmen benim ders ile ilgilenmediğimi gördü mü diye baktım ama elindeki kitaptan seslice birşeyler okuyordu. Sanırım sınıfın arka kısımlarında oturmak böyle bir hismiş diye düşündüm ve rahatladım. Ben yıllarca ön sıradan ders daha iyi takip edilir diye ön sıraları tercih etmiştim ama belli ki arka tarafları daha çok sevmeye başlıyordum.

Tenefüs zili çaldıında hemen yanımda oturan kısa saçlı kıza baktım. Belki benimle konuşur diye düşünmüştüm ama zilin çalmasıyla yerinden fırladı ve o kıvırcık saçlı kızın yanına gitti. Onun yanına da mini etekli gözlüklü yüzünde makyaj olan bir kız geldi ve bana doğru bakarken konuştuktan sonra hep bir ağızdan öyle bir kahkaha attılar ki bütün okul inledi. Kimsenin duyamayacağına emin olduğum kısık bir ses tonuyla "Nesi var bunların böyle?" demeden edemedim. Sınıfa tekrar baktığımda herkesin çoktan gruplaşmış, arkadaş edinmiş olduğunu gördüm. Üzüntüyle yerimden kalkıp eski sınıfıma gittim. Geçen seneden tanıdığım İlayda'yı aradım. Geçen sene onunla çok iyi geçinirdik. Çok tatlı ve sevdiğim bir kızdı. Onunla bir çok anımızı paylaştık. Sınıfa ne kadar baktıysam da bulamadım. Yalnızlık hissi cidden dünyadaki en berbat his. Bunu ilk defa bu okulda anladım. Çünkü ben hayatım boyunca kızlar arasında çok sevilen bir öğrenciydim. Belki kantinde konuşacak birilerini bulurum diye umdum. Kantine de bayağı zam gelmişti. Param ancak bir keke yetti. Bir sandalye bulup oturdum kekimi yiyordum. Sırada kahkahalar atarak kaynak yapan iki kız öğrenci gördüm. Yoksa yine mi o üçüz gibi dolaşan sinir bozucu kızlar diye dönüp baktığımda İlayda'yı görmüştüm. Bu bir yalan olmalı dedim. Yalan olduğuna inanmak istedim. Kekimi bitirmeden orada bıraktım ve koşarak okulun tuvaletine kendimi kapattım. Ağlamak üzereydim. Yalnızdım. Tek arkadaşım da böyle birisine mi dönüşmüştü. Yoksa benim yanımda kendini tutuyor muydu? Aslında hep böyle biri miydi? Kafamdaki ardı ardına gelen, kesilmeyen soruları aniden çalan zil bozdu. Gerçekten öyle bir dalmışım ki ödüm koptu. Burnuma da sigara kokuları gelmeye başlamıştı. Sigaranın kokusu beni gerçekten rahatsız ettiği için öksürerek çıkıp derse girdim. Yoklama alınırken o kıvırcık saçlı kızın adının Merve, Gözlüklü olanın adının Elif ve yanımda oturanında Melisa olduğunu öğrendim. Okul bittikten sonra aldığım kitapları taşımak hayli zor olmuştu. Çıkışta herkesin gözleri benim üzerimdeydi. "Daha kitaplarını yeni alan bir öğrenci mi varmış?"diye bir ses duydum arkamdan. Dönüp bakmadım. Şimdi meraklı bakışların anlamlarını anlamıştım. Eve geldiğimde " Hoşbulduk!" diye bağırdım. Ama cevap veren olmadı. Yatağıma uzandım. Üşüyordum. Ama faturaların fazla kabarık gelmemesi için üşümeye razıydım. Sadece okulun verdiği burs param ve WCdonalds'da part-time çalışarak kazandığım param vardı. Ama böyle de mutluydum. Gerçekleri kabullenmek istemediğim için kendime bu şekilde yalan söylüyordum. "Mutluydum. Sonuçta sınıftakiler benim ne kadar çalışkan olduğumu görünce yeniden popüler olurdum." Yani ben böyle düşünüyordum...

Aşkın Gerçek YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin