3. Bölüm

12.4K 400 25
                                    

Luna'nın anlatımıyla
3 saat sonra
DNA testinin sonuçlarının çıktığına dair Nermin hanıma mesaj geldi. Bizde kalkıp yukarı çıkmaya başladık. Aslında pek hislerimin kuvvetli olduğunu düşünmem ama şu an içimde çok büyük bir şey var ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ben bunları düşünürken Murat beyin odasının önüne gelmiştik bile. Kapıyı çalıp içerden gelen gel komutu ile içeri girdik.

Yılmazer ailesi tam kadro içerdelerdi. Neden bu kadar kalabalık olduklarını anlamış değildim. Tamam önemli bir konu ama bu kadar kalabalık olması gerekmiyor. Ben içimde bu konu hakkında düşünürken Murat beyin konuşması ile bende içimden düşünmeyi bırakıp Murat beye dikkat kesildim.

-Bizde sonuçlara bakmak için sizi bekliyorduk. Ahmet beye ise biz arayıp haber vericez.
Konuşmasının bitmesiyle Murat bey elindeki zarfı açmaya başladı tabi biz de onun verdiği cevabı bekliyorduk.

-Alınan örneklere göre Luna Özdemirle Ahmet Özdemir arasında % 0.1 uyum sağlanmıştır. Yani kısacası üzgünüm Lunacım ama baban Ahmet  bey değil.
Daha sonra söze bana benzeyen çocuk devraladı.

-Şimdi Luna'nın benim ikizim olduğu kesileşti mi. Valla ben size ne dedim kesin benim ikizim diye demedim mi?
Tuhaf ama cidden bu çocuğun dış görünüşü benim erkek versiyonum gibi.

-O öyle olmuyor Parscım evet babası Ahmet bey değil ama Asaf beyin olma olasılığı bu zarfta yazıyor.
-Ay amcacım öyleyse ne bekliyosun bizim de işimiz gücümüz varya oyalamada aç ne açıcaksan.

Yine kendimi tutamamıştım ama ne yapayım o da açsaymış. Yalnız Nermin hanım çok kötü bakıyor  "seninle yurta görüşücez" der gibi. Nermin hanım hariç diğerlerini kaybettik, gülmekten ölmek üzeriler. Heralde benden böyle bir çıkış beklemiyolardı. Murat bey kenini toparlayıp konuşmaya başladı çok şükür ne yapayım ben sabırsız bir insanım

-Haklısı lunacım diyip elindeki diğer zarfı açmaya başladı.
-Alınan örneklere göre Luna Özdemirle Asaf Yılmazer arasında % 99.9 uyum sağlanmıştır. Ben hastanemiz adına sizden özür  dilerim. Yapılan  bir hatayla hayatınızda bazı yıkımlar olmuş. Ama hiç merk etmeyin doğum sırasındaki tüm çalışan doktorlara ve hemşirelere en büyük yaptırımı uygulayacağız.

Murat bey konuşurken aralarından anneleri diye tahmin ettiğim kadın bir anda hiç bırakmıycakmış gibi sarıldı. Ay valla sanırım ölüyorum.
-Ay teyzecim bırak ya ay valla genç yaşımda boğulmaktan ölücem. Haberlerede sarılmaktan ölen efsane güzellikte genç kız öldü diye çıkıcam. Ay düşüncesi bile kötü.

Ben bunları söylerken içerdeki herkes  Nermin hanım bile gülmekten yıkılıyolar. Demin bana sarılan kadın bile gözleri dolu dolu gülüyor.

-Bu kız görünüş açısından ne kadar Pars' ın kız versiyonu olsada kişilik açısından aynı ben. Diğerleri özellikle Pars dedikleri ve aralarındaki en büyük duran adam ismini bilmiyorum sanki kalabalık olmasaymış bunu söyleyen kişinin üzerine atlıycakmış gibi. Değişikler , ay ben yeni idrak ediyorum. Lan benim babam bu adammış. Ben niye böyle oldum içimde tuhaf bir şey var, hayır burda ağlamıycam.

-Nermin hanım bizim başka yapacağız bir şey yoksa yurda dönelim mi?
-Hayır, hayır gidemezsin. Biz seni tekrar kaybedemeyiz lütfen bak gerçekten ne istersen onu yaparız bizimle gel, ha yok benim zamana ihtiyacım var dersen o da kabul seni de anlıyoruz. Ama lütfen bizim eve gel biz sen istemediğin sürece seninle iletişime girmeyiz. Ama evde olduğun hissi bile bize bir süre yeter, hem sende o zamana kadar bize az da olsa alışırsın. Lütfen buna hepimizin de ihtiyacı var. Biz seni öldü dediklerin de  yıkıldık. Özellikle annem biz bunu tekrar kaldıramayız lütfen.

Hepsi bana umutla bakıyolardı. Bi de anneleri ağlayarak sanki yalvarır gibiydi. Sanırım benim de annem oluyor. Hiç bir şey bilmiyorum ne yapmalıyım, nasıl davranmlalıyım. Sanırım bu bakışlara daha fazla dayanamıycam, hem en fazla ne kaybederim zaten öyle mükemmel bir hayatım yok. Zaten 1 yıl sonra 18 olucam denemekten zarar gelmez.

-Peki sizinle yaşıycam ama bazı şartlarım var.
-Tamam kızım sen ne istersen kabul hata istersen bir kafeye gidelim orda daha ayrıntılı konuşuruz.  Nermin hanım sizin için bir sakınca var mı? Dedi Asaf bey
-Eğer Luna da isterse ben de yanınızda olmak şartıyla bir kafeye gidebiliriz. Sen ne diyosun Lunacım?
-Olur gidelim.

Benim sözümden üzerine hepsi ayaklandı. Önce odadan sonra hastaneden çıktık. Sanırım ben de bu duruma ne kadar gizlemeye çalışsamda sevindim. Yani benim gibi yetimhane de büyüyen bir çok insanın özendiği bir şey ailenin olması. Sanırım benimde bir ailem var hemde baya kalabalık gibi duruyor.

-Arbayla başka bir yere mi gidelim yoksa şurda ki kafeye mi gidelim?
Herkese sordu ama sanki bana yöneltmiş gibi gözlerini gözlerime kitledi hala adını bilmediğim ama en büyük çocukları gibi duran adam.
-Başka bir yere gerek yok zaten bizim zamanımız kısıtlı, bugün yurtta hiç doğru düzgün bulunamadım kızlar neler yaptı bilmiyorum. O yüzden en fazla yarım saatimiz var.
-O zaman vakit kaybetmeden gidelim dedi en küçükleri.

Kafeden içeri girdiğimizde büyük bir masaya gidip oturduk. Sözü önce anneleri devraldı
-Önce bize kendini anlatsana sonra da biz anlatalım hem de bize şartlarını anlat.
Kafamı sallayıp söze başladım

-Ne anlatayım bilmiyorum en iyisi en baştan başlayım adım Luna 17 yaşındayım tabi siz bunları zaten biliyorsunuz neyse ben bilmiyosunuz gibi anlatıcam.  Zaman geçtikçi daha iyi tanırsınız zaten.  Sonuçta şartlarımı kabul ederseniz en az 1 yıl birlikteyiz. Şartlarıma geçersek beni zorlamıycaksınız alışmam için ve de eğer alışamazsam ya da problem çıkarsa 18 olduğum da giderim, gitmemem için de zorlamıycaksınız. Yani genel olarak şartlarım bunlar kabulse eğer siz de kendinizi tanıtın

-Biz de zaten bu kadar çabuk alışmanı beklemiyoduk. İlk ben kendim tanıtayım adım Poyraz Yılmazer 28 yaşındayım inşaat şirketimiz var onu yönetiyorum. Senin de dediğin gibi zamanla daha iyi tanırız birbirimizi.

-Sıra bende Simay Korkmaz şimdi diyosundur bu kadının soyadı neden farklı diye. Evliyim ve mükemmel bir kocam ve çok tatlı 5 yaşında bir oğlum var. Avukatım ama çalışmıyorum
O anlatırken aneleriyle babaları hariç diğerleri göz devirip homurdandılar.

-Ben Erim şu salağın ne yazık ki ikiziyim aralarındaki en yakışıklısıyım. Kızlarında gözdesi mükemmel bir insanım kesinlikle en çok beni seveceksin. Ve de mimarlık son sınıf öğrencisiyim.

-Sen neyin havasını atıyosun benim aynımsın. Neyse ben Ediz bu salağa katılıp bu salağın ikiziyim. İnşaat Mühendisliği okuyorum.

-Ben de Pars senin ikizin olup 17 yaşında lise 3'e gidiyorum bu kadar.

-Yine en sona ben kaldım neyse ya ben de Ateş 16 yaşındayım ve lise 2'ye gidiyorum ve de erim abimin dediğine katılmayıp aralarındaki en yakışıklı ve tatlısıyım de mi?
Bana umutlu umutlu bakıyo ben nasıl hayır diycem gerçekten de çok tatlı ama diğerleri de sanki ona hayır diyip kendilerini söylememi ister gibi bakıyolardı ben de yalnızca kafa sallamakla yetindim.

-Bize çocuklardan sıra gelmdi ben Melek Yılmazer bu sıpaların ve senin annenim, 47 yaşındayım ressamım.

-Asaf Yılmazer 48 yaşındayım. Kızım istersen zaten heralde bügün seni alamayız yarın gelip işlemleri yapıp alalım sende o zamana kadar toparlanırsın.
-Tamam öyle daha iyi olur.
-Aslında ben şimdi yurda gidip işlemleri başlatırım sizde sabah geldiğinizde imzaları atarsınız işlemleri hızlandırmış oluruz. Ama bizim artık kalkmamız gerek.

Nermin hanımı onaylayıp kafeden çıktık ve vedalaştık bizi yurda bırakmayı teklif ettiler ama kabul etmedik.  Nermin hanımla taksiye binip yurda döndük.

~~~~~~~~~~~~~~~ ~ ~ ~ Bölüm Sonu~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda belirtin. Oy ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. ♥♥♥♥

LunaWhere stories live. Discover now