4.Bölüm Susmalısın!

1.7K 93 16
                                    

-Seni açıkca uyarıyım. Bakıcınız olmaya niyetim yok. Babam sorduğun da iyi anlaştığımızı söylersen yeter! Benden uzak durman senin için iyi olur.

Ağzımı açamadım. Sadece dediklerini dinleyebildim i sinirle. Kendini beğenmiş küstah şey. Şimdiden yüzünü gösterdi. Yılan ne olcak. Sinir şey! Ne kadar yakışıklı olsanda sana bu laflarını yediricem Park Nam Jin!!!

Dedikleri hâlâ aklımda, ortaklarla yenen yemekten eve geleli tam 3 saat oldu ve ben sadece yatağımın içinde dönüp duruyorum. Çocukluktan beri herşeyi en derine kadar düşünen insanlardan olmuşumdur. Bu da benim her zaman daha stres altında olamam ve sürekli bir şeylerden rahatsız olmama neden olmuştur. Şimdide öyleyim. Rahatsız oldum. O suratsız çocuğun bana dedikleri beni rahatsız etti. Benim onunla bir sorunum yokken bir anda gelip bunları demesi sinirlerimi bozdu. Sevimsiz şey!!!

-Bal-bal-BALLLIM...

-Heeeyy, Heyyo BALIM!

+YA!! YAS defol başımdan!!!

-Bal çabuk kalkmalısın. Okula gidicez ilk günden çocukları kesmeli ve kendimize bir tane taş bulmalıyız. Hatta 2 tanede olabilir sonuçta Koredeyiz değil mi? Ahahahahhaah.

+Abi defol sabah sabah yaa. Git şu odadan gelicem dedim sana.

-Okey bebeğim çabuk ol!

Ahh kafam kazan gibi olmuş. Dün o sevimsiz Park Nam Jin'in dediklerini düşünürken uyuya kalmışım. Ahhhhhh ahhh kendimi öldürmek istiyorum o herif gercekten sevimsiz!

Giyinmemle dışarı çıkmamız bir oldu. Neden? Tabi kide Yasmin yüzünden benden 1 saat önce giyinip, makyajını bile yapmıştı. Havaalanına bizi almaya gelen araba tekrar gelmişti.

-Günaydın efendim.

+İkimiz birden: Günaydın.

-Efendim, okula gideceğiz ders programlarınızı ve okulu gezmeniz için daha sonra da Korece dil eğitimi alıcağınız kursa bırakacağım sizi.

+Peki.

Şöför bizim için kahvaltılık sandviçler almıştı ki bu habere çok sevindim. Evden çıkarken hiçbir şey yememiştim. Sandviçimi yerken bir yandan arabadan etrafı seyrediyor diğer yandan ise insanları inceliyordum. Herkes elinde bir telefonla geziyor, bazıları müzik dinliyor, bazıları mesajlaşıyor, telefonla konuşuyor, bazıları sadece elinde tutuyor. Herkesin meşgul olduğu birşey var. Bu çok hoş, insanları izlemek gerçekten hoş. Hepsi nin birbirinden farklı işi, derdi veya düşüncesi var. Ama herkes ayakta kalmaya çalışıyor. Bunu gördükçe her zaman daha güçlü olmam gerektiğini anlıyorum. :)

-Efendim geldik.

Kapıyı açtık ve arabadan indik. Burası gerçekten çok güzel. Hatta inanılmaz derecede güzel!

-Waaaowww Yas bu üniversite bir harika dostum.

Gülümsedik birbirimize.

Burası gerçekten mükemmeldi. Büyük açılmış bir kapı, yüksek yüksek binalar ve yeşillik örtüsüyle kaplı bir kampüs, kampüse girmeye başladıkça yeşillik örtüsünün yerini tennis kortları, kapalı basketbol sahaları, oturulacak şirin banklar almıştı. İçerisi gerçekten çok hoş. Birçok çift el ele okula giriyor yada banklarda oturuyor. Bir köşede bazı ögrenciler gitar çalıyor. Sahalarda spor yapan sporcular. Bu manzara gerçekten çok hoştu. Taaa ki karşımdan gelen sevimsizzzz PARK NAM JİN'i görene kadar. Sevimsiz'in yanında 3 yakışıklı çocuk daha vardı ve 2 kız. Kızlar gerçekten ama gerçekten çırpı bacaklıydı. :Ddddd

Park Nam Jin bizi fark edince durdu ve yanındakilere baktı. Onlara birşeyler söyledi. Kızlar Nam Jin'e sarıldı ve gittiler. Çocuklar ise bize gülümseyip okula geri girdiler. Nam Jin ise bize doğru gelmeye başlamıştı. Sadece olduğum yerde gelmesini bekliyordum.

Aman Tanrım Kore MiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin