0.9

4.8K 400 108
                                    

Galerimdeki Taehyung'un fotoğrafını yaklaştırdığımda, içim burkuldu. Onun başkasını sevdiğini düşünmem bile, acı çekmemi sağlıyordu. Gözyaşlarımı sildiğimde, kapı tıklatıldı. Telefonu elimden bırakıp, gelebilirsin diye seslendikten sonra kapı aralandı ve ardından Taehyung gözüktü. Ellerimle hızla saçımı düzeltirken, Taehyung gülümseyerek yatağımın ucuna oturdu.

"Bu günlerde oldukça üzgün görünüyorsun, nedenini sorabilir miyim ufaklık?"

"Ufaklık değilim ben." Gözlerimi devirdiğimde, güldü.

"Üzgün olduğunu reddetmedin?" Daha sonra ciddileşti ve tekrardan sordu.

"Seni üzen şey ne? Biliyorum, Jimin ile pek derdini paylaşmazsın. Ama benimle hep konuştun bunları-"

"Aşık oldum." diye sözünü kestiğimde, gözlerini büyüttü.

"Ciddi misin?" Kafamı kaldırıp, öylece gözlerine baktığımda bir anda güldü.

"Ee bunda üzülecek bir şey yok ki?"

Derince bir nefes aldım. Konuşacak gücü bulamıyordum.

"Tek taraflı mı?" Yeniden sorunca, kafamı sallamakla yetindim. Gözlerimin dolduğunun bile farkında değildim.

"Hey, ağlama! Kim o? Söyle, gidip konuşayım onunla."

"Ne konuşacaksın ki?" dedim, buruk bir gülümsemeyle.

"Bilmiyorum, ama seni ağlattığı için bir yumruğu hak etti."

Kendi kendine sinirle konuşmuş ve yumruğunu sıktığını görmüştüm. Acaba, o kişinin kendisi olduğunu bilseydi ne yapardı?

Yun Hee, kapıyı tıklatmadan içeri girdiğinde Taehyung'u görmesiyle bir anda duraksadı.

"Taehyung oppa, burada mıydın?"

"Evet, çıkıyordum şimdi." Ayaklandığında bana döndü ve elini saçlarıma koyup, hafifçe sevdi.

"Böyle şeyler için kendini üzme, üniversiteye geçmene az kaldı. Başarılı olduğunu biliyorum, fakat önünde sınav var. Ona çalış, tamam mı?"

Gülümsedim, kafamı usulca salladığımda gülümsedi ve odadan çıktı.

"Ne konuştunuz?" Yun Hee merakla sorunca, cevapladım.

"Neden üzgün olduğumu sordu, ben de aşık olduğum için dedim."

"Ama ona aşık olduğunu söylemedin, değil mi?"

Kafamı salladım iki yana, hızlıca.

"Neyse, Jimin seni çağırıyordu. Bir bak, istersen."

Abim beni çağırdıysa, önemli bir şey var demektir. Ayaklandım ve odadan çıktım. Onların yanına gidecekken, Taehyung'un sesini duyduğumda durdum ve onları dinlemeye başladım.

"Mi Young, aşık olmuş." dedi Taehyung, abimin şok olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Mi Young mu? Şu ana kadar aşk ile onun ismi, hiç aynı cümlede geçmemişti."

"Jimin, gülme. Bu ciddi bir sorun, tek taraflıymış ve şu an üzgün. Onun yanında olmamız gerekiyor..."

Abimin gülüşü söndü, Taehyung'u onayladıktan sonra, konuyu değiştirdi.

"Senin şu anonim ne oldu?"

"Liseli çıktı, ve sanırım biraz da takıntılı."

"Nasıl yani?"

"Liseli olduğu için, dersleri ile ilgilenmeli ve aşk konusu için erken olduğunu söyledim ona. Daha sonra, ikna edemeyeceğimi anladığımda onu başka biri sandığımı söyledim. Cho Hwa var ya..."

"Şu komşun olan?" Abim, tahminde bulunduğunda Taehyung mırıltı eşliğinde onayladı.

"Evet, onu sevdiğimi söyledim."

"Gerçekten seviyor musun yani?" Abim, onun lafını böldüğünde biraz daha yaklaştım onlara.

"Hayır, dediğim gibi sadece onu kendimden uzak tutmak istedim. Ama o gitmiş ve Cho Hwa'yi tehdit ettirmiş. Tanrım, çok korkunç..."

Abimin kahkahasını işittim.

"Neden kendinden uzak tutmak istedin?"

Biraz daha yaklaşmak istediğimde, ayağımı burkmuş ve yere düştüm. O sırada bana bakan 2 çift gözle, utançtan kafamı yere eğdim.

Tam bir rezaletti...

𝐎𝐧𝐬𝐫𝐚「 KTH 」Where stories live. Discover now