Terapi

1K 440 352
                                    

Bölüm şarkısı :
(Agnes Obel-Parliament Of Owls)

Öncelikle bu hikaye yaşanmış bir hikâyenin kurgulanmış halidir.
Ben hayalime adım atarken güç almak için size ihtiyaç duyuyorum. Bu hikâye sıradan bir hayat hikayesi olmayacak.  Kurguların ötesinde bir gerçek yaratmaya çalıştım.

Bu yolda adım atarken sizin desteğinize ihtiyacım var.
Güzel bir başlangıç yaptım. Ya da öyle sanıyorum. :)
İlk bölüm, biraz kısa bir bölüm oldu.

Ama unutmayın ki küçük adımlar, büyük başarılar getirir.

Keyifli okumalar dilerim!✍

🍂  

"Rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur," diyordu Richard Bach.

Her sayı, bir başlangıçtı.
Her sayı, bir sondu.

Hayatta daima sıfır olmak zorundaydı. Bazen her şeyi etkisiz kılmak, bazense değer katmak için.

Her şeyin en iyisi olmak için, her şeyin en kötüsünü görmek gerekir.

"Benimle gördüğün rüyaları paylaşmak ister misin?"

Paylaşmak...
İnsanlar her şeyi paylaşmak ister. Anıları, gerçekleri, hayalleri.
Hayallerine ortak bulabilirsin ama acıyı yalnız yaşarsın.

Acı, tek kişilikti.

"Gördüklerime inandığınızı düşünmüyorum."

İnanç Tanrı'nın yeryüzüne yağdırdıklarındaydı.

Krmızı oje ile süslenmiş tırnaklarını ritmik hareketlerle önündeki ahşap koyu kahverengi masaya vuruyordu, çıkardığı ses duvardaki saatteki yelkovanın zamana direnişi ile aynıydı.

Çekik kahverengi gözleri ve kırmızıya boyadığı dudaklarıyla ilgiyle bana bakıyordu.

"Sana böyle düşündüren şey nedir?"

Hisler, gerçek düşüncelerdi.

Terleyen avuç içlerimi kotumun üzerine silip derin bir nefes aldım. Yaşadığımın tek kanıtıydı nefes almak.

Ve Tanrı'nın hiçbir zaman kanıtlara ihtiyacı yoktu.

"Size gördüklerimin hayal ürünü olduğunu düşündüren şey nedir? Yaşantınız mı?"

Sesimi olabildiğince karşımda duran kadının sesine benzetip gözlerinin içine baktım. Onu tanıyordum ama yabancıydı.
Hissettiklerim, bana yabancıydı.

Dikkatle bana bakıyordu, herkes gibi. Baktığını göremediğini biliyordum.

"Bak Mina, senden bunu hemen anlamanı beklemiyorum. Yaşadığın olayları tahmin edebiliyorum neler hissettiğini ve düşüncelerini tamamen anlayamam ama benimle paylaştığın şeylerin gerçek olmadığını sen de biliyorsun. Bizim yaşadığımız evrende bunlar sadece bir hayal ürünü. Beni anlayabiliyor musun?"

Anlamıyordum.
İnsanlar beni anlamayı bıraktığında ben de insanları anlamayı bıraktım.

Tanrı anlıyordu, tanrı kimseyi bırakmazdı.

"Tekrar aynı şeyleri konuşmak istemiyorum."

Aynı şeyler, farklı hisler.

Bilgisayarının yanında duran siyah deri görünümlü kutudan gözlüklerini çıkarıp çekik kahverengi gözlerine yerleştirdi. Şimdi her şey olması gerektiği gibiydi.

21.GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin