" Eh, yani Harry için öyle dedim tatlım." dedi Ron hızla. " Istersen sen de- yani tabii ki sen de bizimle gelebilirsin."

Hermione kollarını göğsünde kavuşturdu. " Iyi olur. Neredeyse bir an Harry e özenmeye başladığını düşünüyordum."

" Hiç olur mu öyle şey?" Ron hemen kadının elini yakalayıp öptü. " Benim bu dünyada koklayacagım ilk ve son çiçek sensin."

Hermione al al olsa da yalancı bir huysuzlukla bakmaya devam etti.

Harry e ilk kez bu halleri mide bulandırıcı gelmemişti. Aslında şuan gözüne her şey çok güzel ve toz pembe geliyordu. Bu nedenle avukatıyla yanlarından geçen Cho Chang i umursamamıştı bile.

" Neşeniz bol olsun." dedi Cho, avukatıyla birlikte yanlarında durdu. " Sonunda istediğini başardın Granger, tebrik ederim."

" Ne dersen de Chang, ben hiçbir şey yapmadım." dedi Hermione bakanlıkta sıkça kullandığı o otoriter sesle." Bunu kendine yapan sensin."

" Sihir Bakanı olunca herkesin doğruları söylediğine inancağını düşünmek gibi saçma bir inanca kapılmışsın fakat ben o ahmaklardan biri değilim." dedi Cho buz gibi.
" Harry den aldıklarım daha bir başlangıç. Seni işinden etmek için de elimden gelen her şeyi yapacağım."

Hermione " Öyleyse sana bol şans dilerim çünkü ihtiyacın olacak tatlım." dedi mağrur bir edayla.

" Yazık." dedi Cho, gözleri Ron ve Hermione arasında gidip geldi. " Eğer bir yalancıyla birlikte olduğumu bilseydim - ah dur, zaten öyleydim - kendime bir avukat tutup ondan kurtulurdum Ron. Istersen Mr. Wilson ile görüşebilirsin, işinde oldukça iyi."

" Bu zamana kadar Harry nin hatrı için sessiz kalmış olabilirim Cho fakat karıma hakaret edemezsin." Ron nun kaşları çatıldı. " Ve biz mutluyuz, çok sağ ol."

" Hakaret ettiğimi kim söyledi?" dedi Cho, yalancı bir şaşkınlıkla gözlerini Harry e kırpıştırdı. " Çok ayıp Harry, yoksa ona kız kardeşiyle daha rahat yatmak için boşandığımızı söylemedin mi?"

Harry nin toz pembe görüşü anında yok oldu. Öfke yavaş yavaş damarlarına yayılmaya başladı.
" Müvekkilinizi de alıp buradan gidin Mr. Wilson." Ron nun bakışlarını üzerinde hissetse de karşılık vermedi.

Fakat avukat oralı olmadı. " Üzgünüm Mr. Potter fakat muhattap olduğum tek kişi Miss Chang."

" Ağzından çıkanı kulağın duysun!" Ron öfkeden iyice kıpkırmızı oldu.
" Harry haklı, sen delisin. Hırsından kime saldıracağını bilmiyorsun. Şimdi ben ağzımı bozmaya başlamadan önce buradan git yoksa fena olacak."

" Muhtemelen gözüne kötü biri olarak görünüyorum ama emin ol, bu pis oyunda kandırılan tek kişiler biziz Weasley..." dedi Cho. " Gidelim Samuel." Başka tek kelime etmeden koridorda gözden kayboldu.

Harry, Hermione nin endişeli bakışlarını üzerinde yakalasa da karşılık vermedi. Üçü, binadan çıkana kadar birbirlerine tek kelime etmediler.

Bu doğru değildi. Cho ile evli olduğu süre boyunca ona ihanet etmemişti.
Yani, bakanlıktaki öpücüğü saymazsa. Fakat o da Cho ya boşanmak istediğini açıkladıktan sonraydı. Ne o, ne Ginny yanlış hiçbir şey yapmamışlardı. Neden durmadan bunu kendilerine hatırlatmak zorunda olduklarını anlamıyordu. Harry, yıllarca rafa kaldırdığı duygularını Lily sayesinde fark etmişti. Ki buna rağmen Cho ya onunla birlikte olmak için fırsat tanımıştı.

Fakat artık olamazlardı. Onun bu kıskanç tavıtları, arkadasları ve ailesiyle olan tutumu hayatını zindan etmeye başlamıştı. Artık eskisi gibi olamazlardı.

L.L.P.Where stories live. Discover now