Gulab Jamun

1.6K 188 735
                                    

"Söz veriyorum, senin için geleceğim."

Harry'nin, iki gün önce konuştukları zaman söylediği son şeydi bu. Sonra da işleri yüzünden bir türlü görüntülü görüşememişlerdi.

Dört haftadan oluşan koskoca bir ay geride kalırken, her ne kadar birçok işe el atmış olsa da, bu süreç Louis için çölde kurulmuş bir çadırda ilkel bir yaşam sürmek kadar boş geçmiş gibiydi.

Zihni allak bullaktı çünkü dört hafta Harry'nin olmadığı, bu yüzden olumsuzluklara gömüldüğü ve şu son bir haftada onunla doğru dürüst görüşemediği bir zaman dilimi olmuştu.

Sabah uyanır uyanmaz tek kişilikten biraz daha küçük olan yatakta uzanıp tavanı izledi. Ardından kalkıp banyoya girdi ve küçük lavaboya yöneldi. Musluğun soğuk kısmını açarak ellerini ve en sonunda yüzünü yıkadı. Tamamen temizlendiğinden ve ayıldığından emin olduğunda, ıslak kısımlarını kurulayıp kollarını germeye çalıştı. Eklemlerinden yükselen küçük kıtırtılarla inledi ve rahat bir nefesle normal pozisyonuna geri döndü.

Aynada görünen yansımasında, bir ayın zihin doluluğu sebebiyle solgun görünen gözleri, sıkıntı sigarası yerine yüzlerce sigara içmiş gibiydi. Ki haftalar önce Harry'ye söylediği ve kendisinin de bizzat uygulamaya çalıştığı sigara içmeme kuralı, haftalardır hissettiği sıkıntılar sebebiyle yıkılmak üzereydi. Harry'ye olan özlemi ve yıllardır bulunduğu ev, Harry'le olmayı tattığı andan itibaren artık onu huzurlu etmeye yetmiyordu.

Yüzündeki yorgun ifadeye bakmayı kesip, derin bir nefes alarak içeriye yöneldi. Teyzesi elindeki kumandayla sabah kuşağı programını izlerken, Louis salonu geçerek kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdi. Niti ise okuldaydı.

Bir aylık süreçte öncelikle kahvaltıda yenebilecek yemekleri öğrenmişti. Sonra da en basitinden makarna ve bezelye çorbası yapmayı öğrenmişti. Mesela yumurta kırmak kolay görünmüştü gözüne, ama teyzesinin yanında bunu öğrenmeye çalışırken iki yumurta düşürmüş, bir tanesini kırınca da kabuklarıyla tasa dökülmesine engel olamamıştı. Fakat şu an güzelce kırıyor oluşu, Harry için kalkıştığı işte kat ettiğini ve azmini ortaya koyuyordu.

Çırpılan yumurtalar tavada olurken buzdolabından kahvaltılıkları çıkarıp tepsiye dizmeye başladı. Bugün öğleden sonra işe gideceği için acele hareket etmiyordu, saat sabah on buçuğu gösteriyordu ve yaklaşık üç saati vardı.

Teyzesinin telefonunun çaldığını duyunca, "Teyzeee! Telefonun çalıyo'," diye bağırdı ve kahvaltılıkları hazırlamaya geri döndü. Ramin Teyze odasına gidip konuşmaya başlamıştı bile.

Her şeyi tepsiye yerleştirip salona gitti ve masanın yarısını kahvaltılıkla doldurdu. O kadar halsiz ve üzgündü ki çok fazla acıktığını hissediyordu. Genelde insanlarda tam tersi olabilirdi ama o, üzüntüsünü direkt yemeğe vuruyordu. Bu yüzden yumurtayı fazlaca kırmış olduğundan memnuniyet duydu.

Mutfağa geçip ocağı kapattı ve ekmek sepetiyle salona geçti. Onları da masaya koyduktan sonra çayı getirdi, ikisine de çay doldurup yerine kuruldu. Ardından, çatalını iştahla yiyeceklerde gezdirmeye başladı.

Dakikalar bir sonraki dakikayı kovalarken ağzındaki lokmayı çiğnemeyi bırakıp sağ yanağında tuttu ve sessiz durup etrafı dinledi. Sabah kuşağı programı haricinde bir ses duyamayınca, "Teyze?" diye seslendi. "Kahvaltı hazır, gelsene."

Ramin Teyze iki dakika sonunda geldiğinde, elinde çelik bir tava vardı ve içinden dumanlar yükseliyordu. Tütsü olduğunu anlaması güç değildi, güzel kokular Ramin içeriye girince her yana yayılmıştı. Alnının ortasına kırmızı nokta koymuş, aceleyle evin içinde gezerek dumanı etrafa yayıyordu.

In India | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin