<Rüya Değildi>SaiTeru

259 28 95
                                    

Normalde önceki bölüm bir one-shot olacaktı ama isteyen olduğundan ve benim de canım sıkıldığından 2. Bölümü yazmaya karar verdim! Hadi bakalım bu da güzel olacak gibi güzel konu buldum bence ama öncekiyle benzer olacak muhtemelen o yüzden çok da birşey beklemeyin. Bir de Saiki hiç arkadaşlarına psişik güçlerini söyleyip geçmişe gidip söylememiş olmayacak yani onlara psişik güçlerini söylerse ne olacağını bilmiyor. 

Saiki o günkü gibi germanyumdan yüzüğünu takmaktaydı. Artık bu yüzüğü daha çok takar olmuştu. Teruhashi ile sevgili olduktan bbikaç hafta sonra .sırolarak tutmaları koşuluyla arkadaşlarına söylemişlerdi. Aslinda Saiki pek umursamıyordu ama Teruhashiyle sevgili olduğu için güçlerine dikkat çekebilir diye tedbirli oluyordu. Sevgili olmalarından yana ortalama 2 ay geçmişti ve Saiki artık hazır hissediyordu.

Bu yüzden Kokomi ondan ayrılmak isteyebilirdi. Buna da kendini hazırlamıştı ama onunla buluşacağı vakit yaklaştıkça tüm o sakinlik hissi yerini paniğe bırakıyordu. Belki de bunu tüm arkadaşlarına aynı anda söylemeliydi. Zaman geçtikçe Kokominin de yardımıyla onların arkadaşlıklarını sevdiğini ve onları kaybetmekten korktuğunu farketmişti. Bunu söylerse yanlarında düşüncelerini okuyabilen bir arkadaş istememe olasılıkları vardı.

Kokomi'ye söylerse ve onu istemezse en azından bu sır onunla kalacaktı ve tüm arkadaşlarını kaybetmeyecekti. Kokomi ile başlamak iyiydi. Ama onu kaybetme olasılığı bu kararından şüphe duymasını sağlıyordu.

Kararını verdiğinde derin bir nefes aldı ve buluşma yerlerinin yakınına ışınlandı. Buluşma yerlerine vardığında ise Kokomi'nin vardığını gördü ve onun yanına gitti.

Kokomi bir sorun olmayacağını bilse bile Acaba bir sorun mu var? Benden ayrılacak mı? gibi düşüncelerini susturmayı bir türlü beceremiyordu ve bu endişeli hali dışarıya da yansıyordu.

Şu ana kadar milyonlarca erkek onun yanına gelip bir sorun olup olmadığını sormuştu ama o her zamanki gülümsemesiyle "Sizi endişelendirdiysem özür dilerim sadece dalmışım" diyerek mükemmel bir kız gibi cevap veriyor, onlar gittiğinde önceki haline geri dönüyordu.

Kusuo'yu görünce gerginliğini gizlemek için yüzüne mükemmel kız gülümsemesini yerleştirdi ve "Beni neden çağırdın Kusuo?" diye sordu.

Ama Kusuo onun bu gülümsemesinin sahte olduğunun farkındaydı. "Kokomi... Bu yüzden benden nefret edebilirsin... Benim gibi birini yanında isteme-" derken sözü bölündü.

Kokomi "Bu ne demek oluyor! Ben ne olursa olsun senin yanındayım!" dedi hararetle ve "Sözünü kestiğim için pardon..." diye utanmış bir şekilde ekledi.

Kusuo az da olsa rahatlamıştı ama bu sözü tutup tutmayacağından emin olmadığı için hâla fazlasıyla gergindi. Sorun yok dercesine gülümsedi ve konuşmasına devam etti.

"Benim gibi birini yanında istemeyebilirsin... Ama şunu bilmeni istiyorum, Ben, seni her zaman seveceğim. Ayrılsak bile, benim hakkımda ne düşünürsen düşün seni seveceğim" derin bir nefes aldı ve bunu söylemenin en doğru yolunu bulmaya çalıştı.

"Seni ayıdan kurtardığım rüya... Aslında rüya değildi..." Kokomi'nin nefesi kesilmişti. Hızlıca nefes alıp vermeye başladı ve kafasını toparlamaya çalıştı. Muhtemelen benimle dalga geçiyor... Evet kesinlikle dalga geçiyor! Ama... Rüyamı nasıl bildi? Bu nasıl olabilir? Bir insanın böyle bir şey yapabilmesi imkansız! Ama belki de sadece tahmin etmiştir. Ama nasıl? 

"Se-sen... Nasıl?" demeyi başarabildi sonunda. "Nasıl böyle bir şey mümkün olabilir?"

"Sana göstereceğim." Hızlıca etrafa göz attıktan sonra onun elini tuttu ve kendisi ile Kokomi'yi o geceki rüya gördüğünü sandığı yere ışınladı. Kokomi bayılacak gibi hissetti. Ürkek ve başarabildiği en nazik bir ses tonuyla"Bana inanıyor musun?" diye sordu Kusuo.

Kokomi derin bir nefes aldı ve "Evet." diye cevapladı, "Sana inanıyorum. Ama nasıl? Nasıl böyle birsey yapabiliyorsun? Nasıl ışınlandık?" diye aklındaki soruları dile getirdi.

Kusuo açıklamaya başladı.

~5 dakika sonra~

"Buraya kadar bir sıkıntı yok ama benim asıl endişelendiğim kısım şu" dedi ve germanyumdan yüzüğünü çıkardı. "Ben zihin okuyabiliyorum. Bunu hiçbir şekilde durduramıyorum. Bu yüzük dışında" elini kaldırıp tuttuğu yüzüğü gösterdi. "Bu, benim zihin okuma yeteneğimi-ya da lanetimi- engelliyor. Etrafında senin tüm düşüncelerini bilen birini istemezsen anlarım ve hayatım boyunca bunu çıkartmam." dedi ve ona aynı minik bir çocuk gibi ne demesini beklerken umutla baktı ve yüzüğü parmağına geri taktı.

Kokomi çok utanıyordu. Yani şuana kadar düşündüğüm tüm şeyleri biliyor muydu! Aman tanrım! Bu çok utanç verici! O saraya gittiğimde ne yapmayı düşündüm ben! Aman tanrım! Çok utanıyorum! diye paniklerken farkına vardı. O... benim tüm düşüncelerimi bilmesine rağmen benden soğumadı... Bununla beraber  biraz sakinleşen Kokomi kararını verdi.

Hafif pembeleşmiş yanaklarla "B-ben... Ne olursa olsun seni seviyorum. Düşüncelerimi okusan da benden soğumadın ve bu da beni sevdiğinin kanıtı. Benim için düşüncelerimi okuyup okumaman önemli değil. Sen benim yanımdasın ve bu bana yeter." diye bu durumla ilgili duygularını ifade etti.

Kokomi, Kusuo'nun elinde takılı yüzüğe bir bakış attı ve bir çırpıda onu çekip kendi cebine koydu. "Düşüncelerimi artık biliyorsun..." dedi ve gözlerine baktı. Kusuo'nun tek duyduğu şey ise onun düşüncelerinin sesiydi: Seni seviyorum...  Sevdiği kızın düşüncelerini duyması üzerine Saiki gözleri mutlulukla parlayarak "Ben de seni seviyorum" dedi ve onu oracıkta onu öptü.

Eeee... Nasıldı? Bence güzeldi ama önceki bölüm daha iyiymiş gibime geliyor. Bir ihtimal bundan sonra da bölüm gelebilir ama en fazla 200-300 kelimelik olurlar.

Kelime Sayısı:746

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 16, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

&lt;Mutlu Son&gt;SaiTeruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin