20.Bölüm | TEST

En başından başla
                                    

Ona olumlu anlamda başımı sallayıp telefonumu açtığımda ellerimi karnıma sardım ve sessiz kaldım. Barış bir kaç uyarıyı üsteleye üsteleye yaptığında ona olumlu anlamda başımı salladım ve telefonumun sesini gitmesi ile kapatıp gözlerimi aralık bıraktım. Birden bire bu mide bulantısının nereden çıktığını anlayamazken telefonun ışığının yanması ile savaşın aradığını görmemle ekranı ters çevirdim. Bakmayacaktım hiç bir mesajına. Madem çok merak ediyordu öyle haber dahi vermeden, yanıma dahi gelmeden gitmeyecekti. Şimdi o iki günü nasıl geçireceğini düşünsündü.

****

Vakit iyice geçmiş ve neredeyse saat üçe geliyordu. Midemde ki bu bulantıyı hayra yoramıyordum. Sabahtan beri ne midemde ki bulantı, ne de savaşın aramalarını dikkate alabilmiştim. Yalnızca aklımda bir ihtimal vardı ki bütün her şeyi yerle bir ediyordu. Yatakta ilk defa doğrulup zorlukla ayağa kalktığımda dolabın kapaklarını açtım ve açık mavi eşofmanım ile üzerine takımı olan açık mavi sweat'imi geçirdim. Belinde ki ipleri sıkıp ufak bir kurdele yaptığımda kapüşonunu düzelttim ve aklımdan geçen ihtimalin beni yiyip bitirmesine izin vermeyerek yataktan telefonum ile dolaptan ceketimi aldım.

Ceketimin cebine bir miktar para alıp dışarı çıkmak üzere odamdan çıktığımda anahtarı da yanıma aldım ve saçlarımı at kuyruğu yapıp dışarı çıktım. Temiz hava ciğerlerime dolduğu an kendimi az da olsa iyi hissederken yavaş adımlarla evin merkezde olmasını fırsat bilerek en yakın eczaneye yürümeye başladım.

İçim içimi yiyor bütün bedenim uyuşuyordu. Midem delilerce bulansa bile içimden geçen ihtimal ellerimi karnıma koymama dahi izin vermiyordu. Bütün gün bir şey yememiştim. Belki onun da etkisi vardı, ama bu halsizlik ve vücudumda ki değişikliğin bir açıklaması olması lazımdı. Akmak için hazırda bekleyen göz yaşlarımı geri gönderdiğimde boğazıma oturan koca yumru ile dudaklarımdan ufak bir ses çıktı. İstemiyordum.. Bu çok ani ve erkendi.

Eczane yakında gözüktüğü an dahi ufak bir haraket dahi edemezken insanların içinde öyle durmamak için kenara kaydım ve telefonumdan gelen ses ile telefonumu cebimden çıkarttım. Barışın aradığını gördüğüm an telefonu açarken elimin üstü ile göz yaşımı sildim ve sessiz kaldım. "Evdesin değil mi?" Barışın sorusu ile gerilirken sanki buralardan bir yerden çıkacakmış gibi bakışlarım etrafta gezindi ve bunun boş bir kaygı olduğunu anladığım an sakin bir ara sokağa geçip olumlu bir mırıltı çıkarttım.

"Nasıl oldun peki?" Soruları beni yalan söylemeye ittiği için kötü hissettirirken sadece "Daha iyi" diye mırıldandım ve sessiz kaldım. Kısa ve verdiğim net cevaplar onu şüphelendiriyor olacak ki "Emin misin?" Diye sorduğunda görmese bile olumsuzca başımı sallarken olumlu bir mırıltı çıkarttım.

Boğazımda hakimiyet kuran yumruyu görmezden gelmeye çalışırken onu geçiştirecek bir şeyler söyledim ve telefonu kapattıktan sonra bir kez daha elimin üstü ile göz yaşlarımı silip başım öne eğik bir şekilde ilerlemeye başladım.

Eczanenin kapısının önünde oyalanmadan içeri girdiğimde görevli kadınla aramızda rutin bir konuşma geçti ve her ne kadar bunu söylemek boş bile olsa canımı sıktığı için ifadesizce konuştum. "Test.. Gebelik testi almak istiyorum." Kadın anında arkasına dönüp test çıkartırken cebimden ücreti çıkartıp ona doğru uzattım. Ufak bir poşete koyup elime verdiğinde testi cebime sıkıştırdım ve başım yeniden öne eğik bir şekilde eczaneden çıktım. Telefonum çalıyor, kimi zaman ise mesaj geliyordu. Savaşın aradığını tahmin edebiliyordum. Çünkü sabahtan beri yalnızca sabah yazdığı mesaja görüldü atıp çıkmıştım. O saatten sonra ise ne yazdığına bakmış, ne de aramalarını cevaplamıştım.

SİYAHIN ESİRİ | OrendaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin