29

27.7K 2K 318
                                    

Ceyda Akın

Bir insanın kahkahası bu kadar kulak tırmalayıcı olabilir miydi?

Şirin'in olurdu.

İğrenç sesli sarı çiyan.

"Ona ihtiyacın yoksa bana verebilirsin."

Duyduğum ses ile irkilirken bakışlarımı denizden aldım. Soluma dönüp güneşi kesen kişiye baktığımda gördüğüm tanıdık yüz ile tekrar denize döndüm.

"Ciddiyim o telefonu bana ver." dediğinde kaşlarımı çattım. Ellerimin arasında tuttuğum telefona baktığımda onu kırmak istiyor gibi baskı uyguladığımı fark ettim. Bir elimle tutmayı bırakıp onu Berke'ye uzattım.

"Al ne yapıyorsan yap, başıma ne geldiyse bunun yüzünden geldi zaten." dedim homurdanarak. Sırıtarak telefonumu aldıktan sonra yanıma oturdu. Islak kolu koluma değdiğinde yana kaydım.

"Benden uzak dur, seni ıslak köpek yavrusu." dedim alayla. Sırıttığında gözlerim irileşti.

"Sakın yap-" Cümlemi tamamlayamadan küçük bir çığlık attım. Saçlarını yüzüme doğru sallamıştı. Kahkahası kulaklarımı doldurduğunda sinirle ayağa kalktım.

"Seni pis iguana." diyerek üzerine yürüdüm. O da ayağa kalkıp geri geri yürümeye başladı. Ara ara arkasını kontrol ediyordu.

"Kanka valla isteyerek olmadı." dediğinde gözlerimi devirdim.

"Bu savunma büyüktür Sokrates'in Savunması." diyerek onunla alay ettim. Dudaklarını büzdükten sonra bir şey demek için ağzımı açtı. Ama küfür edip yeri boyladı. Arkasındaki kumdan kaleyi görmemişti. Gülmeye başladığımda o somurtuyordu.

"Ödeştik." dedim ve arkamı döndüm. Gördüğüm gözler ile duraksadım. Emre denizden çıkmıştı ve kafasını çevirmiş bana bakıyordu. Dudaklarımı birbirine bastırarak yanına ilerledim. Göz ucu ile Şirin'e baktığımda hala denizde olduğunu gördüm.

"Arkadaşın mı?" diye sorduğunda kafamla onayladım.

"Okuldan, Eda'nın kuzeni." dediğimde bir şey demeden kafasını salladı. İlerlemeye başladığında kolunu tuttum. Tamamen refleks ile böyle bir şey yapmıştım ve ne diyeceğim hakkında bir fikrim yoktu. Derin bir nefes alıp kafamı kaldırdım ve bana bakan gözlerine baktım.

"Biraz konuşalım mı?" diye sorduğumda tepkisiz kaldı. Yanaklarımın içini dişlerken oldukça gerilmiştim.

"Konuşalım." dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Etrafımız kalabalık olduğu için yürümeye başladık. Yan yana ilerlerken gülümsememek için kendimi zor tutuyordum. Kendimi aptal gibi hissediyordum ama bu his hoşuma gitmişti.

"Ee?" diyerek sessizliği bozduğunda ona baktım. Bakışları ilerideydi. Dudaklarımı ıslatıp ben de önüme baktım. Hayal dünyamdan çıkma zamanım gelmişti.

"Ben bu tarz şeylerde hiç iyi değilim. Yani birine kendimi kolay kolay açamam. O yüzden saçmalarsam kusura bakma." Derin bir nefes aldım. Şimdiden başlamıştım batırmaya.

"Bana ilk yazdığında direkt engellemem gerekiyordu. Hatta bir şey itiraf edeceğim numaram yayıldı diye ödüm kopmuştu."

Aklıma gelenlerle alayla güldüm.

"Neden bu kadar katı olduğumu merak ediyorsundur. Yedinci sınıfa giderken kiloluydum, neredeyse obez sayılırdım. Hareketlerimi rahat yapamıyordum ve bu bende özgüvensizliğe neden oldu. Tahtaya bile kalkmak istemezdim.

Sonra okula biri geldi. İkimizin iyi anlaştığını düşünüyordum ve onun iyi tavırlarından istemsizce etkilendim. Bir de o zamanlar kendi yaşıtlarımda sevgililik olayları başlamıştı. Şu an düşününce ne kadar küçük olduğumuzu fark ediyorum ama o zamanlar kendimizi büyük gibi hissediyorduk.

Neyse, işte o çocuğa karşı çocukça hislerim oldu. Ve onun da bana karşı bir şeyler hissettiğini düşündüm. O zamana kadar dış görünüşüm yüzünden pek arkadaşım yoktu ve okuduğum romanlarda yeni gelen çocuk hep ana karakter oluyordu. İstemsizce kendimi de baş role koydum."

Cümlelerimi tamamladıktan sonra bir süre sustum. Yavaş adımlarla ilerlerken sessizce beni dinliyordu. Hafif esmeye başlayan rüzgar biraz rahatlamamı sağlamıştı.

"Daha sonra onun Şirin'in kuzeni olduğunu öğrendim. Bunu öğrenme şeklim çok kötüydü, bunu anlatmak istemiyorum ama dalga konusu olduğumu anlamışsındır. Sonra telefon numaram okulda yayıldı. Tanımadığım insanlardan olmayan özgüvenimin tamamen yok olmasına neden olacak mesajlar aldım. Bilmiyorum, belki büyük bir şey gibi gelmeyebilir ama bu olay benim büyümemi sağladı. Her şeye mantık çerçevesinde, temkinli yaklaşma özelliğimi bana kazandırdı.

13 14 yaşlarımda bana bunu yaşattığı için Şirin'i sevmiyorum. Hatta ondan nefret ediyorum." Seninle konuştuğu için içimi saran kıskançlık var bir de.

"Belki bu diyeceğim şey seni üzebilir ama sana karşı tamamen dürüst olmak istiyorum. Bana ilk yazdığında bu huyumu biraz olsun kırmak istedim. Yani bir nevi seni kullanmaya çalıştım. Ama ava giderken avlanmışım, yeni fark ediyorum."

Sonlara doğru gülümsedim. Canımı yakan bir konuşmayı Emre sayesinde toparlamıştım. Gerçekten bu kadar sürede böyle bir etkisi olması akıl işi değildi.

"Buraya ilk geldiğinde takındığım tavrım için özür dilerim ama kendimce gerekli nedenlerim vardı. Bunlar bir nebze de olsa beni anlamanı sağlar umarım ama hak vermezsen de sorun değil." diyerek ona döndüm. İkimizde durmuştuk. Emre uzun bir süre bana dönmediğinde kaşlarım çatıldı.

Beni artık istemiyordu.

Bu gerçek kalbimi tahmin ettiğimden daha çok kırarken dolmaya başlayan gözlerimi hissettim. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

Pekala, olgun biri olabilirim.

"Başımı şişirdim, kusura bakma. Ben gideyim." diyerek arkamı döndüm. Geldiğimiz yönden geri yürümeye yeltendim ama bileğime sarılan parmaklar beni durdurdu.

"Ceyda, gitme." dediğinde sesinin titrediğini duydum. Hızla arkamı döndüğünde gözlerinin kızardığını ve dolu dolu olduğunu gördüm.

"Emre." dedim ama devam edemedim. Bu çocuk her geçen gün beni şaşırtmaya devam ediyordu.

"Ben duygusal biriyim tamam mı? Bakma bana öyle." dediğinde küçük bir çocuk gibiydi. İstemsizce gülümsedim.

"Evet sana kırıldım ama kendi içinde ne yaşadığını bilmiyordum. Bana neden söylemedin de diyemem bu öyle sorunca anlatılacak bir şey değil." Bakışlarını yukarı kaldırıp göz yaşlarının akmasını engellemeye çalıştı.

"Her şeyi unutup burada ilk defa karşılaşalım mı?" dediğinde gülümsedim. Kafamla onayladığımda o da güldü. Bu bir gözünden yaş akmasına neden oldu.

Karşımdaki manzaraya daha fazla dayanamadım ve ilk geldiği andan beri yapmak istediğim şeyi yaptım.

İleri atılıp boynuna sımsıkı sarıldığımda sendeledi. Kendini hemen toparlayıp kollarını belime sardı. Bu hissi bu kadar geç yaşadığım için kendime yine kızdım. Ben gerçekten aptalın tekiydim ama yüzümde oluşan gülümsemeyi durduramadım.

Emre'nin kollarında hissettiğim güven, 13 yaşından beri içimde olan boşluğu doldurmuştu.

Çilli | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin