Lütfen Yağız telefonu aç... Lütfen bu sefer olmaz... Bu sefer beni yalnız bırakma... Sana şu anda çok ihtiyacım var... Sadece konuşmak için bile olsa ona ihtiyacım vardı...  Çünkü bu olanları ondan başka kimseyle paylaşamam. Zaten kimse anlamaz da... Herkes beni suçlu görür. Selçuk bazı konularda haklı. Bu saatten sonra insanlara beni istediği gibi kötü gösterebilir ama o da bunu yapmak istemiyor. Çünkü o zaman da kendi adını karalayacak. Kendisi de aldatılmış bir erkek olarak dışarıda gezmek istemez. Bunu çok iyi biliyorum.

O sırada telefonda hayatım boyunca duyduğum en rahatlatıcı sesi duydum. O güzel sesi, o harika tonlamasıyla Yağız telefonu açmıştı.

"Efendim" dedi.

"Yağız..." dedim ve o sırada ağlamaya başladım. Konuşamadım ama içinde bulunduğum durumu az çok tahmin ediyordu.

"Yağız çok kötü şeyler oldu. Bizim fotoğrafımızı çekmişler. Hem de ellerimiz tutuşuyorken... Bu nasıl olabilir? Kim yaptı bunu?" derken yine kendimi kaybettim ve ağlamaya başladım.

"Tamam Emine sakin ol bunu bulacağım. Sen merak etme. Şu anda bununla ilgili uğraşıyorum zaten. Hangi açıdan çekmişler? Nerede çekmişler belli mi? Hatırlıyor musun ne gördüğünü ya da eğer fotoğraf sende varsa bana şimdi gönder çünkü bizim nerede olduğumuzu çok az kişi biliyordu. " dedi.

" Arabaya binmeden önce çekmişler. Ağaçlar falan vardı tam olarak neresi olduğunu bilmiyorum. Kestiremedim ama çok kötü durumdayım ne diyeceğimi de bilemiyorum. Seni neden aradığımı da bilemiyorum sadece arayacak hiç kimsem yok. Yağız... Lütfen beni anla... Ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Ferhat benimle konuşmak istemiyor. Bana çok ağır sözler söyledi. Selçuk zaten çok ağır şeyler söyledi bana, hakaret ediyor. Benimle boşanmak istediğini ama bunun için bir sene beklemem gerektiğini söyledi. Bu evde beni hapis gibi tutacak. Ve görüşmemizi de istemiyormuş. Ondan sonra ne yaparsan yap dedi bana... "

" Emine zaten sen oraya onlarla barışmaya gitmedin mi? Madem böyle bir durum var seni alayım orayı terk et ne olacak ki... " dedi.

O anda ağlamaya devam ettim. Bunu yapamazdım. Burayı terk edemezdim. Oğlum bana şu anda kızgındı ama belki beni anlayabilirdi. Eğer şimdi burayı terk edip gidersem her şey daha da kötü olabilirdi.

" Hayır Yağız olmaz gelemem oraya. Biliyorsun seninle yaşayamam zaten öyle bir şey olsaydı en başından buraya gelmezdim. Benim bir şekilde onları geri kazanmam lazım..." dedim.

O sırada telefonda bir sessizlik oluştu. Ben hala ağlamaya devam ediyordum ancak Yağız benimle konuşmadı.

" Yağız orada mısın? " diye sordum.

Bir süre daha bekledi ve "Evet buradayım. Bak Emine sana ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. Çünkü bana diyorsun ki ben seninle beraber gelemem. Seninle yaşayamam. Seni korumak istiyorum buna izin vermiyorsun. Orada seni bir yıl boyunca hapis tutacaklar ve sen buna izin veriyorsun. Ferhat zaten seni silmiş. Sen kendin söyledin. Bir de oraya giderken bunların olabileceğini ben sana söylemiştim. Sen de bunları biliyordun zaten biz bu yola bir şekilde çıktık. Sen beni geride bıraktın. Sen benim ellerimi bıraktın. Ben sana şu anda kızmak veya senin için durumu daha da kötüleştirmek istemiyorum ama maalesef durum bu. Ben şimdi oraya gelip sana yardım edemiyorum. Telefonda beni aradın çünkü benimle konuşmak istiyorsun. Tamam da sonra ne olacak? Şu anda konuştuğumuzu bir şekilde öğrenseler ne derler düşünsene... Kıyamet kopar orada sana zarar bile verebilir. Benim yapabileceğim bir şey olmaz çünkü haberim olmaz. Elim kolum bağlı burada böyle oturmak ne kadar zor sana bunu tarif dahi  edemem. Şu an ne diyeceğimi bilmiyorum. İstersen telefonla konuşalım ama bunu kimseye bir yararı olmaz... " dedi.

O anda hiçbir şey söyleyemedim ve Ttelefonu kapattım.

Deli gibi ağlamaya başlamıştım. Aslında haklıydı, onu aramam bile gereksizdi.

Telefondan hızlıca arama kayıtlarına girdim ve onu aradığım kaydı sildim. Yeniden yakalanmak istemiyordum. Aslında bana ne söylemesini istiyordum onu da bilmiyordum. Onu ararken ne umdum... Nana ne söylemesini, nasıl yardım etmesini bekledim onu da bilmiyorum. Kafam o kadar karışık ki şu anda sadece yatıp uyumak istiyorum. Ancak uyuduğum zaman da kabus görmekten dolayı sürekli uyanıyorum...

Artık psikolojik olarak çökmüş bir halde hissediyorum ve bedenimde buna reaksiyon vermeye başladı. Sırtımda sert bir acı hissetmeye başladım ve belimi tuttum. Normalde böyle ağrımazdı. O anda boynumun da tutulduğunu hissettim. Yatağa yattım ve kaslarımı gevşetmeye çalıştım.

Çok fazla stres altındayım.

Allah'ım lütfen sen bana yardım et...

Bu süreci nasıl geçireceğim...

Oğlumla aramı düzelt, Selçuk umrumda bile değil. Ama Ferhat... Benim canım oğlum... Benden bir parça... Canımın içi...

Onun bana küsmesini ve öyle nefretle  bakmasını kesinlikle kaldıramam.

Allah'ım lütfen sen bana yardım et...

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now