chapter 10: arkadaş

Start from the beginning
                                    

O saniyelerde zihnim sürekli batı kıyılarda dolandığı için, profesörün belki de en önemli kısımları anlattığı saatlerde ben bambaşka noktalara yelken açıp çantamın içinden deri ajandamı çıkarmış ve ona dair ayrıntıları aklımın içinde taze bir şekilde saklayabilmek için derse sırtımı çevirerek dönem ödevimdeki maddelere bakınmaya başlamıştım.

AŞKA DOĞRU 6 ADIM

1. Karşılıklı İletişim ve Birbirini Anlamak.

2. Parterimizle Yaptığımız Karşılıklı İltifattan Asla Çekinmemek.

3. Birlikte Geçirilen Zamanı Kaliteli Bir Aktiviteye Çevirmek.

İlk maddeleri halletmenin getirdiği rahatlık çoktan bedenime nüfuz etmiş olsa da son üç madde, ucu açık kaldığı için kendimi kolaylıkla salmamam gerektiğini bana hatırlatıyordu çünkü proje teslim tarihime altı hafta kalmıştı ve bugün benimle olan ilham, yarın olmayabiliyordu.

Bu yüzden en ufak anımı bile verimli değerlendirmeliydim.

Neyse ki bugün salıydı ve haftanın diğer dört günü olduğu gibi yine günlerden Batı Han Egeli'ydi.

Dördüncü maddeyi bugünkü buluşmamızda bulacağımdan emin bir şekilde dersten çıktığımda dün gece telefonda Batı'yla ayarladığımız mekâna gitmek üzere fakülteden ayrılmaya hazırlanmıştım ki, o noktada onun uzun bedenini Koç'un odasından çıkarken görmemle olduğum yerde duraksamam bir olmuştu.

Varlığı silik hislerim yüzünden her ne kadar ondan kaçmayı kendime hedef belirlemiş olsam bile, odadan çıkarken eğik olan başı ve metrelerce öteden bile seçilebilecek kadar asık olan suratı istemsizce olduğum yerde kalmama ve içimde tuhaf bir kıyamama duygusunun oluşmasına neden olmuştu.

Bu yüzden kafamın içinde durmadan bağırıp duran ve bana nefes bile aldırmayan o zehirli düşüncelere sert bir kepenk gererek ortadan kalkmalarını sağlamış; sonrasını düşünmeden ona doğru bir hamle yapmıştım.

Sırtı bana dönük olduğu için hemen arkasından yürüdüğümü bilmiyordu ancak ben onun dikkat çekici endamını ve altındaki sporcu şortu ile branşına ters bir şekilde üzerine geçirdiği basketbolcu hoodie'sini net bir şekilde görebiliyordum.

Bir süre daha sessizce izinden gitsem de koridoru döneceği vakit atağımı yaptım ve yavaşladığı gibi parmak uçlarımda yükselerek, boynunun arkasından uzanabildiğim kadarıyla gözlerini kapadım.

Yaptığım ani manevrayla birlikte tıpkı benim gibi duraksadı ve bu da bedenimin onunkine toslamasına neden oldu. Bunu umursamıyordum. Hatta o noktada bir tık komik çarpıştığımız için dudaklarımdan kaçan ufak bir kıkırdamayı da durduramamıştım.

Bu sebeple ben olduğumu anlaması da uzun sürmemişti.

"Deniz?" Ellerim hâlâ sıkı sıkıya gözlerini kapatırken, omzuna astığı sporcu çantasının ipleriyle oynamayı kesti ve kendi kemikli parmaklarını kaldırarak sıcak avucunu benimkilerin üzerine kapadı.

Elleri öyle devasaydı ki, benim gibi 1.65 boylarındaki kısa bir kızın sahip olduğu fiziksel orandan çok daha yüksek bir noktadaydı ve bu yüzden aramızdaki belirgin fark absürttü. Böylece parmaklarımın onun parmakları arasında kaybolması da kaçınılmaz olmuştu.

FİLE ARKASIWhere stories live. Discover now