𝘪𝘪. 𝘺𝘰𝘶'𝘳𝘦 𝘴𝘵𝘶𝘤𝘬 𝘪𝘯 𝘮𝘺 𝘩𝘦𝘢𝘥

ابدأ من البداية
                                    

Üstlerindeki kıyafetlere bakılırsa yemekten sonra kulelere uğramışlardı. Koltuk altlarına sıkıştırdıkları kitaplar ile Chenle'nun onlara attıkları bakışların farkında olmadan boş bir masa arayışıyla yürüyorlardı. Chenle kaşlarını çattı ve elini cüppesinin cebine daldırarak bir miktar şeker aldı. Sinirle hepsini ağzına atıp öfkesini çıkarmak istercesine çiğnerken Sungchan durumu fark etmiş ve ses etmeden bakışlarını onlara çevirmişti. Ardından gergince dudaklarını dişleyerek Chenle'ya dönünce gözlerini kısmış bir şekilde izlemeye devam ettiğini gördü. Bu, onlar oturana ve önlerine açtıkları kitaplara dalana kadar geçen birkaç dakika boyunca devam etmişti.

"Bir fikrim var," Gözlerindeki muzip cesaret parıltıları ve yüzünün her yerine yayılmış alay dolu gülümsemesiyle Sungchan'a döndüğünde oğlan, gerilmesine engel olamamıştı.

"İyi bir fikir olduğuna emin misin?" Chenle onun dediğini umursamadan kitabının yanında duran asasını eline alıp direkt olarak onların masasına doğrultunca Sungchan gergince irileşen gözleriyle bileğini tutup indirmeye çalışsa bile Chenle dediğim dedikti.

"Accio kitap!" diye söylendi ve bunu söylediği anda Jisung'ın önündeki kitap havalanarak onlara doğru geldi ve masaya indi.

Chenle kitaba bakarak neşeyle gülümserken Sungchan donmuş bir şekilde bileğini tutmaya devam ediyor ve kitaba bakıyor, Jisung ile beraber Renjun ve Xiaojun ise kafa karışıklığı ile kitabın indiği masaya bakıyorlardı.

"Gördün ya Sungchan? İşte böyle çağırmalısın!" Şen bir şekilde şakırdayarak söyledikten sonra bakışlarını Jisung'a çevirmiş ve kocaman gülümsemişti. "Kusura bakmazsın, değil mi Jisung? Ders çalışıyorduk." Jisung şaşkınca bakmaya devam etse de başını iki yana salladı. Chenle asasını tekrar kitaba doğrultarak "Wingardium leviosa." diye mırıldandı ve onu Jisung'ın önüne geri yolladı. Dördünün de şaşkın bakışlarını umursamamış gibi önündeki iksir kitabına geri dönerken ağzına bir şeker daha atmıştı.

*

"Yarın Hufflepuff'ın Quidditch antremanı varmış kahvaltıdan sonra." Şöminenin önüne yayılmış bir şekilde günün yorgunluğunu atmaya çalışan Gryffindor çocuklarının uykulu sessizliğini bölen Jaemin olmuştu. Bakışları yaşıtı ve binalarının Quidditch takımında yer alan Mark, Yangyang ve Jeno'nun arasında gidip geliyordu. "Gidip izlemeyi planlıyorum, gelsenize siz de."

"Cumartesi günümü Huffypuffylerin antremanını izleyerek geçirmek ister miyim diye düşünmem lazım." Jeno deneyerek konuşunca Yangyang ona bakıp gülmüştü.

"Ben gelirim." Mark önündeki kitabı bıkkın bir yorgunlukla kapatırken cevapladı.

"Ben de." Yangyang da atlayarak söyledi. Ayaklanıp üstten üstten Jeno'ya bakarken dil çıkardı. "Sen de nazlanma da oyunculuğunu bil. Strateji denir buna oğlum."

"Ben de gelmek istiyorum." Chenle kendine çektiği dizlerinin üstüne başını yaslamış bir şekilde konuşunca dördü de ona dönmüştü şaşkınca. Omuz silkti. "Sungchan'ı izleyeceğim." Daha çok Marinette denen kız gelirse Sungchan'ın nasıl davranacağını izlemek vardı aklında. Bu düşüncesi onu güldürse bile kendine sakladı.

"Sen uzun zamandır bizim antremanlarımızı bile izlemiyorsun!" Jeno dehşete düşmüş bir şekilde söyleyince Chenle sırıttı.

"Güzel oynayabilseydiniz izlemeye gelirdim. İki senedir kupayı alamıyorsunuz, bilmem farkında mısınız?" Bu dediği ortak salondaki üç Quidditch oyuncusunun kaşlarını çatmasına sebep olsa da haklı olduğunu bildikleri için ses çıkarmamışlardı. Sadece bir süre tepkili kalmış, ardından iç çekerek kabullenmişlerdi.

if i was next to you // chen.sungحيث تعيش القصص. اكتشف الآن