Aşk Hikayesinin Sonu

711 32 5
                                    

Christine Daae tek kelime etmemiş. Sessizlik yemini etmiş hayırsever bir rahibe gibi ses çıkarmadan etrafta dolaşmış. Bir fincan likör ya da sıcak çay getirmiş. Acem hangisi olduğunu hatırlamıyordu. Maskeli adam fincanı kızın elinden almış ve Acem'e vermiş. O sırada Mösyö Chagny hala uyuyormuş. Erik, Daroganın fincanına bir damla rom dökmüş. Vikont'u işaret ederek, "Biz henüz senin yaşayıp yaşamadığını anlamadan çok önce o, kendine geldi. Gayet iyi. Uyuyor uyandırmamamız gerek."

Erik bir dakika için odadan çıkmış. Acem dirseği üzerinde doğrulup çevresine bakındığında Christine Daae'nin şömine yanında oturduğunu görmüş. Acem kıza seslenmiş, ona bir şeyler söylemiş ama hala çok bitkinmiş ve yastığına gerisin geri düşüvermiş. Christine yanma gidip elini alnına koymuş ve tekrar uzaklaşmış. Acem yerine dönerken kızın, gerçekten de huzur içinde uyumakta olan Mösyö Chagny'ye tek bir bakış dahi atmadığım hatırlıyordu. Kız, sessizlik yemini etmiş hayırsever bir rahibe gibi sessiz bir halde, tekrar şömine kenarındaki sandalyesine oturmuş.

Erik şömine rafına koyduğu birkaç küçük şişeyle dönmüş. Oturup Acemin nabzını yokladıktan sonra. Mösyö Chagny'yi uyandırmamak için Acem'e fısıltıyla, "Artık ikinizde kurtuldunuz. Ve kısa süre sonra, karımı memnun etmek için, sizi yeryüzüne çıkaracağım."

Bunun üstüne, daha fazla açıklamaya girmeden ayağa kalkıp hızla ortadan kaybolmuş. Sonrasında Acem, Christine Daae'nin lamba altındaki sessiz yüzüne bakmış. Tıpkı dini bir kitap gibi altın yaldızlı köşeli, küçük bir kitap okuyormuş. Diğerinin son derece doğal bir ses tonuyla söylediği "Karımı memnun etmek için." sözleri hala Acemin kulaklarında yankılanıyormuş.

Fevkalade kibar bir şekilde, kıza tekrar seslenmiş Acem, ama Christine kitabına daha da sıkı sarılmış ve onu duymamış. Erik geri döndüğünde, darogaya tek dozluk bir karışım hazırlamış ve ona karısıyla da, başkasıyla da konuşmamasını önermiş, çünkü bu herkesin sağlığı açısından tehlikeli olabilirmiş! En sonunda, Acem de tıpkı Mösyö Chagny gibi uyuyakalmış ve kendi evinde gözlerini açana dek uyanmamış. Uyandığında sadık Darius'unu kendisiyle ilgilenirken bulmuş. Darius ona, önceki gece dairesinin kapısına yaslanmış halde bulunduğunu ve Acemi oraya getiren yabancının zili çalıp kaçtığını söylemiş. Daroga gücünü ve aklını toparlar toparlamaz, Vikont'un sağlığıyla ilgili bilgi almak için Kont Philippe'in evine bir mesaj göndermiş. Gelen cevapta delikanlının ortalarda görünmediği, Kont Philippe'in ise öldüğü bildiriliyormuş.

Kont'un cesedi, opera gölünün Scribe Sokağı tarafındaki kıyısında bulunmuş. Bunun üzerine Acem, işkence odasının duvarlarının ardından duyduğu ağıt ayinini hatırlamış ve bu suçtan da, suçlusundan da haberdar olduğu konusunda hiç şüphesi yokmuş. Erik'i öyle iyi tanıyormuş ki, yaşanan trajediyi kafasında canlandırmakta hiç zorlanmamış. Kardeşinin Christine Daae'yle birlikte kaçtığını düşünen Philippe, onu yakalamak için aşıkların kaçışlarında ihtiyaç duyacakları her şeyin hazırlandığı Brüksel yolu boyunca hızla peşlerine düşmüştü. Çifti bulamayınca da hemen operaya dönmüş, Raoul'ün gerçek dışı bir rakibi olduğuna ne denli inandığını hatırlamış, ardından da Vikont'un opera mahzenlerine girmek için ne denli çok çabaladığını ve şapkasını, primadonnanın odasında, boş bir silah kutusunun yanında bırakarak ortadan kaybolduğunu öğrenmiş. Kardeşinin deliliğinden yana artık hiç kuşkusu kalmayan Kont'un kendisi de o şeytani yeraltı labirentine atılmış. Acem'e göre bu kadarı bile, Kont Chagny'nin cesedinin, Erik'in denizkızının gözlediği göl kıyısında bulunuşuyla ilgili yeterli bir açıklamaymış.

Acem hiç tereddüt etmemiş. Polisi bilgilendirmeye kararlıymış. Dava artık, Faure isimli bir sorgu yargıcındaymış.

Kuşkucu, sıradan ve yüzeysel türde bir insan olan ne düşünüyorsam onu yazıyorum Faure'nin aklı böyle bir gizemle karşılaşmaya tamamen hazırlıksızdı. Daroga'nın ifadesini almış ve ona deli muamelesi yapmaya devam etmiş.

Operadaki HayaletOù les histoires vivent. Découvrez maintenant