TD - 3

421 27 19
                                    

Güneş tam yüzüne vuruyorken gözlerini yavaşça araladı. Etrafta göz gezdirirken uyuyup kaldığı hamakta doğruldu. Uyku sersemi olduğu yetmezmiş gibi bir de hamaktan düşmüştü. Yer çekimine söverken acıyan kalçasıyla dudaklarını büzdü. Güne ne kadar da harika başlamıştı.


Gecenin soğukluğu yüzünden kolları buz gibiydi. Hadi ama, gelip kimse üzerine bir şey örtmemiş miydi?

Oflayarak yerden kalkarken pantolonunun cebindeki telefonu çıkarttı. Altı cevapsız aramanın yanında, bir de yirmi mesaj vardı. Mesajları açarak kimden geldiğine baktı.

"Kamp var ayol! Çok harika değil mi?"

"Evet sence de harika, bunu biliyordum canım arkadaşım?"

"Deve gibi uyuyor musun hala?"

"Horlamanı buradan duyabiliyorum Almera."

"Zaaa şaka yaptım."

"Komikti ama bence, neden gülmedin?"

"Kamp'a giderken ne alsam ki?"

"Uyansana ya arıyorum şurada seni dimi, tak beniğ Almera."

"Soğuk İphonelerden boğul inşallah Almera."

"İphone dedim de duygulandım. Para basan bir babam var ama cezalı olduğum için bizim mahalledeki en yaşlı teyzenin elindeki taş devrinden kalma bir telefon kullanıyorum. Tansiyonum düştü ayol."

"Bana iphone al Almera."

"Tamam Almera öl lan uyurken horlamanda boğul emi."

"Sus lan tamam yeter burada yoruyorsun beni."

Hepsi de Edadandı ve Almera okurken yorulduğu için devamını okumamak adına Eda'yı aramaya başladı. Telefon ilk çalışta açıldığında gülerek ağzını aralamıştı ki karşıdaki cırtlak sesle yüzünü buruşturmak zorunda kalmıştı.

"Abi kafan kopsun emi o pis kokan çoraplarınla odama girdiğin yetmedi bir de telefonumu mu açıyorsun? Allah'ın iguanası."

Telefondaki kıkırdama sesini duyduğunda gülen kişinin Eda'nın abisi Furkan olduğunu anlamıştı. "Sümüklü arıyor lan, ne cırlıyorsun." Dediğinde Furkan, elindeki telefonu Eda'ya atmıştı. Eda yerinde kımıldamadan telefona bakarken, yer çekimine yenik düşmesi için dua ediyordu. Ama sanki Furkan bilerek ayarlamış gibi Eda'nın tam suratına fırlatmıştı.

Bunu beklemeyen Eda, bir çığlık daha koparan Eda'yla Almera telefonu kulağından uzaklaştırdı. "Burnumu kırdın vicdansız."

Eda acıyan burnunu ovuşturduğunda, Furkan kahkaha atarak odadan çıkmıştı. Eda göz devirirken, yüzünden sıyrılıp yere düşen telefonu aldı. Kulağında götürdüğünde 'Alo' diyerek çalışıp çalışmadığını kontrol etmişti. Umarım çalışmıyordur diye geçirdi içinden.

"Kulağım sızladı Eda," diye söylendi Almera gülerek. Eve girerek odasına doğru yürümeye başladığında Eda'nın homurtulu seslerini duyuyordu. "Ulan bir bozulmadı şu telefon. Milatlık olmuş hala çalışayım diye uğraşıyor anasını satayım."

Almera bir kahkaha patlattığında odasına girerek kapıyı kapattı. Telefonu hoparlöre aldığında üzerindeki kıyafetleri çıkarttı. "Kamp falan demişsin? Ne kampı bu?" diye sordu Almera dolabından yarım bir tişört alırken. Altına da tayt seçtiğinde kahverengi saçlarını geriye attırdı. "Ha bizim kampüs ayarlamış. 1 aylık kamp. Harika bence. Bütün yaz beraberiz." dedi Eda el çırparken. Elindekileri giydiğinde Almera "Antalya işi ne oldu?" dedi. Aklına Antalya muhabbetinin döndüğü kafe geldiğinde huzursuzca yerinde kımıldadı. Ilgar son sözleri söyleyip çekip gitmişti. 

Tozlu DefterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin