Hepsi bacağım yüzünden...

3.9K 263 24
                                    


Taeminle restorana vardığımızda gerçekten büyülenmiştim. Burası gerçekten çok güzeldi. Seul tamamen gözüküyordu... Taemin restoranın önünde durduğumuzda Taemin önce indi ve benim kapımı açtı. Gülümsedim.... ve arabadan indim. Taemin koluma girmemi istercesine kolunu uzattı ve gülümsedi. İçeri doğru ilerlerken flaşlar patlamaya başladığında Taemin'e baktım ve neler oluyor, eğer çabuk içeri girmezsek bizi sevgili sanacaklar dedim. O ise sanki dediklerimi duymamış gibi bir gazetecinin yanına gitti tabi beni de arkasından sürükledi. Bense ona tip tip bakıyordum tabi Taemin beni takmıyordu.. Sadece gazetecilere poz vermekle meşguldü...Bende artık sinirlenmeye başlamıştım ve ona sinirli sinirli bakıyordum bunu fark etmiş olacak ki içeri doğru ilerlemeye başladı... İçeri girdiğimizde yine gözler üzerimizdeydi. Hemen EXO' nunda bulunduğu masaya oturdu ve sohbet etmeye başladı. Bende o sırada içeriyi inceliyordum. Ön masada annemin arkadaşı (şirketin sahibi olan) ve beni kızların yurduna götüren kadın vardı. Ve araştırdığım kadarıyla bildiğim Girls' Generation da oradaydı cidden o kızlar çok güzeldi. Sanırım bu şirketin yemeğiydi. O sırada bizim masaya bir gazeteci geldi ve Taemin ve bana:

''Yeni bir aşk mı doğuyor? Siz çıkıyor muşunuz?'' dedi. Gerçekten gazeteciye öldürücü bakışlar atıyordum. Ama bu bakışların tek nedeni o gazeteciler değildi Luhan ve Sehun'un kıkırdamaları da buna bir nedendi. Tabi bu arada Taemin'in gazeteciye verdiği cevap beni çok sinir etmişti. O gazeteciye bizim çıktığımızı söylemişti.. Bu çocuk cidden neyin peşindeydi? Her neyse bunu boş vermeye çalışarak önüme döndüm. Ama sabahtan beri bir şey yemediğimden tabiri caiz ise öküz gibi yemek yiyordum. Tüm masadakiler bana bakıp gülüyorlardı bende bunu fark edince ağzıma aldığım spagettiyi hüpleterek ne bakıyorsunuz dedim. Hepsi sanki bir makineye bağlıymış gibi bir şey yok dedi. Bu sırada susadığımı hissettim tabi o kadar hızlı yersem susarım... neyse hemen susadığımı Taemin'e söyledim ve Taemin garsonu çağırıp bir kaç içki istedi hemen onu dürttüm ve daha önce hiç içki içmediğimi eğer sarhoş olursam sorumlusunun o olacağını söyledim. O da gülerek sorun yok sorumluluğu üstleniyorum dedi. Bende ''Benden günah gitti o zaman.'' deyip kahkahayı bastım. O da tamam o zaman dedi. Biz bunları konuşurken içkilerimiz gelmişti. Bir yudum aldıktan sonra yüzümü ekşitip bu iğrenç diye bağırdım. Masadakiler bana gülüyor, şu ön masadaki adamda bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Hemen başımı öne eğip rezil oldum dedim. Taemin hemen hayır hiçte bile ben şuan senin komik biri olduğunu düşünmeye başladım dedi ve şu iğrenç ötesi içeceği kafasına dikti. Bende ona benden önce sen sarhoş olmayı planlıyorsun herhalde dedim ve gülümsedim.

Taemin'in ağzından

Eun-Kyung'un gülümsemesi gerçekten beni benden alıyordu. Ve medeni cesareti gerçekten beni şaşırtmıştı böyle bir yerde iğrenç diye bağırması onu benim gözümde diğer kızlardan daha farklı olduğunu fark etmeme neden olmuştu. O sırada biraz başımın ağrıdığını hissettim ve ona hava almaya çıkacağımı söyledim. O da gelmek istediğini söyledi aslında sıkılmışa benziyordu. Tamama dedim ve önden ilerlemeye başladım. O ise arkamdan beni de bekle diyerek koşuyordu. Aslında koşmuyordu çünkü bağırırken önüne bakmıyordu ve bu yüzden yere düşmüştü. Gerçekten çok komik görünüyordu. Ne kadar komik gözükse de sanırım acı çekiyordu. Hemen yanına gittim. Bacağını tutmuş küçük çocuklar gibi ağlıyordu. Bacağına baktım çok fazla kanıyordu. Onu ayağa kaldırmaya çalıştım ama bacağının çok acıdığını söyledi. Onu kucağıma almaktan başka çare yoktu sanırım ama o gerçekten uzundu ve onun o uzun bacaklarını nasıl taşıyacağımı düşünüyordum. Tabi bunu ona söyleyemezdim o yüzden onu hem bacaklarından hem de belinden kavrayıp kucağıma aldım. Ona dokunduğum anda kalbim çıkacakmış gibi atıyordu.

Eun-Kyung'un ağzından

Beni kucağında aldığında kafamı göğsüne yasladım ve bacağımın arısını düşünmemeye çalışarak gözyaşlarımı sildim. Kalbi gerçekten çok hızlı atıyordu. Sonra benim kalbimin de aynı onun ki gibi attığını fark ettim. Zaten onu ne zaman görsem kalbim böyle atıyordu o yüzden gayet alışkındım buna :) Arabanın oraya geldiğimde beni gelirken oturduğum koltuğa oturttu, bacağımı uzattı daha sonrada torpido gözünden ilk yardım çantasını çıkardı. Şöyle bir bacağıma baktı ve çok bir şey olmamış hemen pansuman yapıyım daha sonra eve gidelim dedi. O sırada çantayı açıp içinden batikon, pamuk ve gazlı bez çıkarttı. Batikonu sürdükten sonra gazlı bezi sardı ve gülümsedi bir dahaki sefere daha dikkatli ol dedi. Bunu söyledikten sonra o da kendi yerine geçti. Arabayı çalıştırdı ve kafamı cama yaslayıp uyumaya çalıştım. Bana baktığını hissedebiliyordum... Bu sırada uykuya daldım.

Sevgili Okurlarım çok özür dilerim ama ilham perilerim bir anda kaçtı bunun telafisi yarın olacak. Çok özür dilerim. Ayrıca hikayeye eklemememi istediğiniz bir karakter veya olay varsa lütfen çekinmeyin ve yorum yapın. Votelamayı unutmayınnnnn ^^

Kore MaceramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin