Giriş

9.8K 439 63
                                    

Gözlerimi ormanın tepesinde dikilen dolunaya çevirdim ve bir insanın hayal etmeye dahi korkacağı kadar dehşet uyandırıcı devasa ağaçların arasına daldım. Dişlerim öfkeden istemsiz bir şekilde birbirine çarparken dalların arasında gezinen uğursuz rüzgarın sesi sinirlerimi daha da bozuyor, hatta geçen her saniye gözüme ilişen her şeye sinirleniyordum. Çünkü lanet, bedenimi her yokladığında böyle oluyor, beni adeta delirtiyordu.

Hırlamayı andırır bir sesle ayağımdaki ayakkabıları tekmeleyerek çıkardım ve her birini nemli toprağın beslediği bir ağaç köküne gelişigüzel fırlattım. Onları nasıl olsa gün aydınlanırken buralarda tekrar bulabilirdim. Bu yüzden bir çift ayakkabımın daha parçalanmasına izin vermeye hiç niyetim yoktu.

Biraz sonra başıma gelecekleri düşünecek olursak aptal ayakkabılarımı önemsemem çok saçmaydı. Ama yine de tekrar eski halime döndüğümde etrafta dikkat çekmemek için o lanet ayakkabılara ve kıyafetlere ihtiyacım vardı. Çünkü insanlar beni çıplak gördüklerinde birbirlerinin kulaklarına fısıldamaya başlıyor, benim uğursuz bir varlık olduğumu hissediyorlardı. İçinde yaşadığım dünya benim gibi lanetli yaratıklar için küçük bir yerdi.

Üzerime yapışmış siyah gömlek de vücudumdan sıyrılıp ayakkabılarımla aynı akıbeti paylaşırken bu defa rüzgarı sadece saçlarımda değil omuzlarımda, kollarımda ve açıkta kalan gövdemde hissediyordum. Derin bir nefes alıp parmaklarımı kısmen uzamış dağınık saçlarımda gezdirdim ve hazır olduğumu hissettiğim an koşmaya başladım.

Çıplak ayaklarımın toprağa değdiği her gürültülü sesle bir yabani hayvanın dikkatini çekerek ağaçların arasından görünemeyecek kadar hızlı bir şekilde koşmaya devam ettim. Doğaya ait hayvanlar gecenin bu saatinde bir av bulmanın sevinciyle hayalet gibi çalıların arkasından beni izlemeye başladılar. Peşimdeki hayvanların her geçen saniye daha da heyecanlandıklarını damarlarının altında akan kanın ve kalp atışlarının hızlanmasından seziyordum. Beni yakalamak, boğazıma saldırmak ve parçalara ayırmak niyetindeydiler. Ama hesaba katmadıkları şey, benim bir insan görünümde olmama rağmen aslında bir insan olmadığımdı. Birkaç dakika sonra av ve avcı rol değiştirecekti.

Dönüşüm başladığında koyu renk gözlerim, karanlıkta gittikçe daha iyi görmemi sağlarken biraz sonra gün ışığından farksız şekilde bakıyor, toprağın metrelerce altındaki canlıların hareketlerini hissedebiliyordum. Ve zihnim, insan düşüncelerini bulanıklaştırıp yok ederken yerini yalnızca hayvansal bir içgüdüye bırakıyordu. Bu şey, irademi elimden alan ve bana sadece ne yapmam gerektiğini fısıldayan içsel bir sesti.

Adım William Black'ti. Yirmi üç yaşındaydım ve kendime dair son hatırladıklarım bunlardı.

Beklediğim acı vücuduma binlerce bıçak saplayarak kendini gösterdi. Daha fazla koşamayacağımı anladığımda hareket etmeyi bırakıp bedenimi nemli ve soğuk toprağın üzerine serdim. Canım yandığı için boğazımdan çığlıklar dökülmeye başlasa da sesim gerçekte boğuk bir hırlama şeklindeydi. Etrafımdaki hayvanlar neye uğradıklarını şaşırıp gözleri üzerimde zavallı çırpınışlarımı izliyorlardı.

Ellerim ve ayaklarım yerini tüylü patilere bırakırken içimdeki canavar özgürlüğün verdiği mutluluğa daha fazla dayanamayarak delicesine bir acı eşliğinde patladı.

Nefesim yavaş yavaş düzene girerken birkaç saniye içinde acıdan eser kalmamış, yerine gelen tanrısal güç bundan sonra ne yapmam gerektiğini fısıldıyordu.

Artık kim olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Ne olduğum hakkında bir fikrim yoktu. İstediğim tek şey açlığımı doyurmak ve biraz kan kokusu almaktı.

Selam herkese :)

Uzun süredir hazır bekleyen ve yazarken çok eğlendiğim bir çalışmamı artık yayımlamaya karar verdim. Umarım karakterleri ve kurguyu sevecek, siz de okurken en az benim kadar eğleneceksiniz.

Kapak yapma konusunda çok iyi değilim bu yüzden bu çalışmayla ilgili bir kapak hazırlayabilecek olan varsa bana mesaj atabilir mi? :)

Cadı ve Avcı için tıpkı Kayıp Prenses'de olduğu gibi bazı günler güneş doğana kadar yazdım, düşündüm, hayal ettim, heyecanlandım ve satırlara döktüm. Okul ve dershanem haftanın yedi gününü benden aldığı halde ben her zaman çalışmalarıma vakit ayırır ve satır satır emek harcarım. Bu süreçte tek istediğim yalnız kalmamak.

Bölümlerin finale yakın kısmı hazır. Belli aralıklarla sizlerle paylaşırım. Uzun bir çalışma olmayacak. Herkese iyi geceler.

Bu arada giriş kısmı sizce nasıl olmuş?

Cadı ve AvcıWhere stories live. Discover now