Bir Beyzade Masalı

11. Bölüm- Melisa // Part 1 //

11 . Bölüm // Part 1 //

Melisa'nın kolunda sersemlemiş vaziyette çıktım kulüpten. Olanlar bünyemi aşmıştı, taşıyamıyordum artık, ne kendimi ne de bu olayları...

"ne oldu lan içeride?" dikkatle yüzüme bakıp yine sordu. "bi tuhaftınız, şu halin hele? Heey!"

Sarhoş gibi yalpalamayı kesip uzun koridorun duvarına sırtımı verdim.

Çökmek üzere olsam da vazgeçmeyecektim. Yüzümü sertçe ovaladım ve ellerimi yüzümden çekmeden konuştum.

" öpüştük."

-sessizlik-

Ellerimi indirip dibimde durmuş boş boş bakan suratına el salladım. " şşşt... kızımm huop!"

"n-nasıl? " gözleri olayı yeni idrak ederek bir tur döndü ve kocaman açıldı. "nasıl ya? Aha! Anlatsana çabuk" bir yandan koridoru kontrol edip bana yaklaştı.

Duyduklarıyla hem sinirlendi hem romantik tepkiler verdi.Ona şaşırmıyordum bile artık. Ama sonuç itibariyle öküzlüğünde karar kılmıştı.

Çocukları çok beklettiğimizi ona hatırlatmasam belki TDK'nın üretmediği pek çok sıfat bulabilirdi ancak yürümeye başlayıp Mert, Hakan ve Can üçlüsü görüş alanımıza girince söylemek istediklerini yutmak zorunda kaldı. Vücudumun geçirdiği şokun etkileri azaldığında bende normal tepkiler vermeye başladım; mesela nefes almak, kocaman açtığım için yanan gözlerimi kırpmak ya da ne bileyim bindiğimiz arabadan inmek gibi. Ne kadar çabuk gelmiştik emin değildim ama yurdun kapısının önündeydik. Ve inmem için bir tür psikolojik baskı olan göz hapsindeydim. Boğazımı temizleyip suratıma hemen bir sırıtma yapıştırdım ve Melisa'nın suratına bakmadan diğerlerine el sallayıp kendimi dışarı attım. Hatta gerçekten attım çünkü tek ayağım sıkıştığı için tam inememiş olmakla birlikte diğer tek bacağım üstüne yere kapaklanmıştım ama çabuk toparladım. Evet.. evet toparladım. Kesin.

Pancar suratımla birlikte arabanın arkasından dolaştım ve pıtır pıtır yürüyerek yurda girdim. Bugünlük utanç kotamı doldurmuştum hatta taşıyordu. Hey MaşaAllah.

Ayakkabılarımı çıkardığım gibi dolabın önüne koştum, pijamalarımı yanıma alıp yorgunluk üstüme gelip oturmadan önce kendimi duşa attım. Sular yüzümden akarken ağlamamak için direniyordum ama pek de başarılı sayılmadığım suyu kapattığımda bile yüzümden sıcak sıcak akmaya devam eden sıvılardan belli oluyordu. Birkaç hıçkırığımı yutarak üstümü giyindim ve saçımı kurutmadan öylece yatağa girip cenin pozisyonunda kıvrıldım.

Selin'in odada olmayışının verdiği rahatlıkla kendimi saldım ve sesli sesli ağladım. Kendime ağladım, aşkıma ağladım. Hayatıma nasıl girdiği belli olmayan adama ağladım. 'Benimsin' dedikten sonra başka kadına gidişine ağladım. Ağladım da ağladım. Olan olmayan, beni mutlu edip etmeyen ne varsa ağladım. Belki biraz Mert'e de ağladım, haksızlığa uğratıyor muyum acaba dediğim adama da ağladım. Ne yapmam gerektiğini bilmeden sadece ağladım.

// MELİSA

Teyzemin ısrarlı aramaları sonucu ve Hakan Bey'in laf sokmalarına inat iki akşamlığına teyzemlerin Avcılar'daki evinde kalmaya an itibariyle karar verdim, hatta verdik. Annemin de bir aydır arayıp laf arasında 'teyzenlere de git ayıptır.' sözleriyle beynime beynime kazıdıkları aile arası diplomasiler ve sevgili pek uzaaaktan kuzenim Hakan'ın 'gel ama gelmesen daha iyi ' iğnelemelerine, istenmeyen misafir konumuna düşürülmeme dayanamayarak sonunda Mert'e arabayı Hakan'ların evine kırmasını söylemiş bulundum. Ama ne bok yediğim konusunda en ufak bir fikrimin olmadığını belirtmeliyim.