7. Bölüm

27 0 0
                                    


7. Bölüm

Evet, Şaşkınım. Çünkü bu kadarını da beklemiyordum. Ve böylece dibimde yer alıyor olması beni daha da sinir ediyordu. Onu, bana bu kadar fark edilebilir kılan her şeyden elimden geldiğince nefret etmek istiyordum. Bu yurttan bile...

Gözlerinin içine bakarken ne gördüğümü iyi biliyordum. Dün sabah ki beni, bizi. Böyle bir olaya mahal verdiğim için kendimden iğrenerek gözlerimi kaçırdım. Bir şeyler söylememi bekler gibiydi ancak ben daha fazla onunla aynı havayı solumak istediğimden de emin değildim. Bu sebeple, masadakilere dönüp onlara odada biraz uyuyacağımı söyledim. Bu davranışım, arkadaşlarımın gözünde beni ne kadar tuhaf yapardı bilmiyorum ancak bunun sebebini anlayacak tek kişinin de benim bir daha asla ve asla görmek istemeyeceğim adam olması yeterince ironiydi.

Aceleyle oradan uzaklaşarak aşağı kata indim. Neredeyse merdivenlerden yuvarlanıyordum. Odaya titreyen parmaklarımın şifreyi birkaç denemeden sonra doğru girmesi sonucu ulaşabildim. Yapabileceğim herhangi bir şey yoktu, balkona çıkıp temiz hava almak dışında. Derin nefes almaktan boğulacak gibiydim. Kalp atışlarım neden bu kadar hızlıydı ki, sadece göz göze gelip adını öğrenmiştim. Aramızda bir temas bile gerçekleşmemişken bu derece heyecan biraz paranoyakça olmuyor muydu? Elimi cebime atıp cep telefonumu çıkardım, bu konuda arayabileceğim tek kişiyi yani Melisa'yı aradım. Balkonda bir aşağı bir yukarı gezinirken Melisa'nın telefonu açmasını bekledim.

"Efendim." Dedi sinirle... noluyor yahu?

"Melisa?"

" a! Efendim canım, eve sağ salim ulaştın mı? Bir şey mi oldu?" yanından gelen seslere kısık sesle bir şeyler söyledikten sonra tekrar bana döndü.

"Ezgi?"

"O burada Melisa, yukarıda az önce resmen tanıştırıldık. Kimse bilmese bile biz biliyoruz ve bu çok utanç verici..."

"Kim, o çocuk mu? Ee bir şey söyledi mi peki? İmada falan bulunmadı, değil mi?"

"Hayır, zaten ona fırsat vermeden hemen uzaklaştım. Bu arada adı da Yağız'mış."

"Havalı. Hem neden kaçıyorsun, o senden kaçsın kuzum. Resmen sana yapışan oymuş."

"Bilmiyorum, bilmiyorum... Kimin suçu olduğunu bilmiyorum. Utançtan yerin dibine girmek istiyorum sadece ve müthiş bir kirlenmişlik hissediyorum. Üstüme katran dökseler bu kadar olurdu."

"Abartma! Ayrıca kaçarak kendini küçük duruma da düşürme, hayatına devam et. Olayı umursamadığını göster. Birkaç gün onun radarında olacaksın maalesef, o da senin. Eğer onu görmezden geldiğini görürse o da seni umursamamaya başlar. " Beni umursamamak mı? O kim ki beni umursamayacak... bu fikirden hoşlanmadıysam da Meli'ye söylemedim.

"Tamam, çalışırım. Bir şey daha."

"Evet?"

"Karşı odamda kalıyormuş." Gözlerimi sımsıkı yumup gelecek olan tepkiyi bekledim.

"Ohaaa!" tam olarak bundan bahsediyordum işte. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp bir süre orayı ovaladım. " İnanılmazsın, gerçekten. Bu kadar şanssız olabilmek marifet ister."

"Dalga geçme." Aslında tam olarak kendime itiraf etmekten kaçındıklarımı bana söylüyordu.

"Dalga geçmiyorum ama yapabileceğin bir şey kalmamış. Sen balkona çık ve atla, kardeşim. Hadi geçmiş olsun. Kapatıyorum."

Bir Beyzade MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin