Eldar'ın Varisi 2. Bölüm / Karışıklıklar..

17.3K 428 9
                                    

                                              2.Bölüm

"Nate şehre Malcolm'u yolla. Acilen bir hekim bulup getirsin."

Kraliçe Eleanor’un benim için hazırlattığı odanın ortasındaki büyük yatağa yatmış bacağımdaki uyuşmanın geçmesiyle ortaya çıkan felaket bir ağrıyla baş etmeye çalışıyordum. Kendimi bu odaya bile zor attığım düşünülürse bacağımın durumu sandığım kadar iyi değil gibiydi. O yüzden bir hekim bulma fikrine sıcak bakarak hemen birilerini bulmalarını emretmiştim. Hayatımın geri kalanını sakat yada olmayan bir bacakla yaşamak istemiyordum…

Ayrıca bu akşamki yemeğe katılamamam da tam anlamıyla kabalık olmuştu. Kraliçe Eleanor benim adıma bir şölen düzenlemişti ve siz hiç kendi şölenine katılmayan bir prenses görmüş müydünüz? Muhafız geldiğinde ve mesajını ilettiğinde ilk başta yine de gidebilecek durumda olduğumu sanıp ayaklanmıştım ama bir dakika bile geçmeden bacağımın yarılırcasına sızlamasıyla kendimi yatağa geri atmıştım. Ne düşündüklerini takmamayı deneyecektim, başka bir şekilde onlara kendimi affettirebilirdim ama bacağımın telafisi olmazdı.

"Gerçekten…“ diye mırıldanan Nerissa karşımdaki koltukta otururken dikkatimi ona vermeye çalıştım. Sanki mümkünmüş gibi…  “Benim bu şölene katılmam neden yasak anlamış değilim."

Nerissa, olayların ciddiyet boyutunu kavramakta küçüklükten beri zorluk çekiyordu ki zaten. Şu durumda anlamasını beklemek aptallık olurdu.

"Sence yorgunluğumu bahane ettiğim ve şölene katılmadığım düşünüldüğünde ve aynı yerden de geldiğimiz göz önüne alındığında…” dedim sakin olmaya çalışarak. Bacağım kopacakmışçasına ağrırken onun tek derdinin şölen olması beni sinirlendirmişti. “Senin neden yorgun olmadığın sorulmaz mı acaba Nerissa?"

Nerissa dudaklarını birbirine bastırıp "Ah pekâlâ, anladım." diye mırıldanıp yatağımın kenarına oturdu ve sessiz kalmayı sonunda akıl edebildi. Biraz daha konuşursa, sakin kalmakta başarılı olamayacaktım ve bu tam yerinde bir hareketti.

                                                 ***

Bacağımın sürekli sızlaması yüzünden psikolojim gittikçe bozulmaya başlarken yaklaşık yarım saat sonra Malcolm peşinde bir adamla içeri girdiğinde Calanthe, sızlayan yaramı yellemekle meşguldü. Hekimin geldiğini görünce hemen geri çekildiğinde, orta yaşları biraz geçmiş gibi duran adam yatağın yanına yaklaşıp bir şey sormadan bana baktı. Malcolm onu tembihlemiş ya da uyarmış olmalıydı…

"Önce bir yaranızı incelemem gerek. " dedi sakince açıklama yaparak. “Kıpırdamamaya çalışın lütfen.” O sırada farklı bakış açılarıyla baktıktan ve birkaç yeri eliyle kontrol ettikten sonra da hemen işe koyuldu.

Çantasından çıkardığı birkaç tıbbi malzeme ve değişik tüplerle dikkatli hareketlerle yaramı temizlemeye başladı. Etime yaptığı baskıyla acım bir kat daha artarken dudağımı dişleyip bunun bir an önce sona ermesini diledim. Hem baskıya hem de canımın acısına direniyordum ve bu beni normalden daha fazla zorluyordu.

Acı bir zaaftı… Ve ben zaaflarımı kimsenin bilmesini istemezdim, ki özellikle bilmesine de müsamaha göstermezdim. Kimin ne zaman, neyi nerede kullanacağını belli olmuyordu bu hayatta. Bir gün belki, attığımız her adım, söylediğimiz her söz, yaptığımız her davranış aleyhimize işleyecekti. O yüzden olabildiğince kimseye açık vermemeye çalışan bir mekanizmam vardı.

ELDAR'IN VARİSİ  (KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin