Eldar'ın Varisi - Tanıtım - 1. Bölüm / Ayrılık

100K 705 81
                                    

 Yeni kapak fotoğrafı için Esra ablama çooook teşekkür ediyorum :)) Bu kadın, her konuda mükemmel mi ne? Seviyorum seni ablacım, sonsuz kere teşekkürler :)))

       

   ÖNSÖZ

      

Yılın bu zamanları güneş tüm ihtişamını, kalenin pencerelerinden içeri süzülerek odayı aydınlatmaya başlarken gösterme konusunda bir hayli kararlıydı. Önce usul usul odanın içine süzülür, ardından gittikçe yükselerek gerilere ilerleyip yatağımın tül perdelerini de delerek yüzüme ulaşınca beni tatlı uykumdan sıyırırdı.

Neméth’te güne genellikle böyle başlanırdı. Kuzey yamacı sarp kayalıklara bakarken kalenin uç kesimi doğuya yönelik inşa edilmişti ve kale bu sayede güneş ışınlarını her daim rahatlıkla içeri alır, saat kavramına gerek kalmadan bize kalkma zamanını doğal yollarla bildirirdi.

Ama her zamankinin aksine, bugün güneş ışınlarının yüzüme düşmesiyle değil de perdelerin bilerek açılmasıyla ve o sırada çıkan tiz sese uyanmıştım. Neden doğal yollarla değil de bu şekilde uyandırıldığıma bir anlam getirmeye çalışırken başımı yastığın üstünden kaldırıp bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim.

"Günaydın efendim. "

   Karşımda Calanthe'yi gördüğümde erken uyandırılmam konusundaki düşüncelerimi bir kenara bırakarak ona gülümsedim. Calanthe, ben kendimi bildim bileli, benim başyardımcım mevkiindeydi ve bu uzun bir süre daha bu şekilde devam edecek gibi duruyordu.

"Günaydın Calanthe. "

Odanın tüm pencerelerinin kalın kaşmir perdelerini özenle kenarlara çektiğinde tekrar bana dönmüştü. "Saat daha erken değil mi? Niye uyandırdın, bir sorun mu var?"

Calanthe her prensesin isteyebileceği bir yardımcı olduğunu göstermek istermiş gibi beni nazikçe yataktan kaldırıp kenarda duran tasla yüzümü yıkadığından emin olduktan sonra odanın içinde bulunan aynanın karşısına geçirmişti.

"Kral Oswald sizi acil olarak görmek istiyor efendim." Dedi düz bir sesle. “ Bir an önce gitseniz iyi olacak, telaşlı bir hali vardı.”

Telaşlı bir hali mi vardı?

" Günün bu erken saatlerinde beni acil olarak görmek istemesinin nedeni neymiş acaba?" diyerek homurdandığımda içliğimin üstüne elbisemi usta bir şekilde geçirmişti.

"Sınır boylarındaki çeteler için mi acaba? " dedim yine olmayan tahmin yeteneğimi kullanıp soruları sıralarken. Calanthe’ye sorduğum soruların gereksiz olduğunun farkındaydım ama aslında o sırada kendi kendimi sorguladığımın da farkındaydım. Babam her zaman bir hayli rahat ve tasasız biri olmuştu ve sabahın bu saatlerinde onu bu denli telaşlandıran şey neydi iyice merak etmeye başlamıştım.

"Neden gidip biran önce öğrenmiyorsunuz ?"

Calanthe sorularımın devamının geleceğini tahmin ederek son noktayı koyduğunda onun beni giydirmesini sessizce izlemeye koyuldum.

 Bir on dakika sonra taht odasının önüne geldiğimde ve kapıda nöbet tutan muhafızlar kapıyı aralayarak geçmeme izin verdiğinde salona giriş yapmıştım. Büyük salon dışında, taht salonu da kalenin önemli odalarından biriydi ve babam genelde zamanını burada geçirirdi. Odanın en gerisinde büyükçe bir taht vardı ve tahta giden yol farklı taş plakalarla kaplandığı için ortaya yapay bir yol görüntüsü çıkarılmıştı. Yolun iki yanında açıklıklar vardı ve bir tarafta, kocaman bir masa genelde kullanılmadığı için hep boş dururdu.

ELDAR'IN VARİSİ  (KİTAP)Where stories live. Discover now