Other Half Of Us

554 19 18
                                    

Bethany Reynolds doğup büyüdüğü Londra'da yaşayan 17 yaşında bir kızdı. Hayır, hayır hayatında hiçbir şey ters gitmiyordu. Okuluna devam ediyor, okul çıkışında en yakın arkadaşıyla kahve içmeye gidiyordu. Dünyadaki çoğu kişinin yaşadığı tekdüze bir hayat.

Ama o kendisini diğerlerinden farklı görüyordu. Kimsenin onu sevmemesi veya bazı garip davranışları yüzünden değil. İçinde hep bir boşluk vardı. Sanki başka bir dünyaya ait olan bir boşluk. Bazen kendisinin de buraya ait olmadığını hissediyordu. Bazen kendini başka yerleri, hiç var olmayacak dünyaları düşlerken buluyordu. Belki onlar cidden vardı..

Ama bunu kim bilebilirdi ki?

---------------------------------------------------

Babam bana endişeli suratını dikmiş bakıyordu.

"Hadi ama baba! Çılgın amcam Bradley'nin yanına değil büyükannemle büyükbabam gibi zararsız insanların yanına gidiyorum. Bu kadar abartmaya değmez, inan bana."

"Hey, orası eskisi gibi değil tamam mı? Worcester değişti."

"Worcester mı değişti?Hadi ama baba fazla korumacı --"

"En son oraya ne zaman gittin Beth?"

"Worcester'a mı? Sanırsam geçen sene uğramış olmalıyım, evet uğradım sanırsam."

"Bethany?" Ah, babama hiç yalan söyleyemeyecek miyim ben?

"Peki, peki. 7 yıl önceydi."

"Oraya 7 yıl önce gidiyorsun ve bana değişmediğini söylüyorsun?"

"Umuyorum desek?" dedim ona sırıtarak.

"Neyse Bethy dikkatli olmalısın ve biliyorsun..."

"Evet, evet büyükannemle büyükbabamı fazla uğraştırmayacağım. Hem o ikisi hala orada oturuyorsa, inan bana orası hala insanların emekli olduktan sonra huzur bulmak için gittikleri Worcester'dır." Sözlerimi güven dolu bir gülümsemeyle tamamladım. Ama lanet olası gülümsemelerim babama sökmüyordu.

"Biliyorsun Bethany, 4 ay... Biraz uzun bir süre ama--"

"Ah o salak patronunun seni 4 aylığına Los Angeles'a gönderdiğini ve annemin seni yalnız bırakamayacağını biliyorum. Ben de ikinci ailemle birlikte olacağım. Yani her şey iyi olacak." Eğilip onu öptüm. Bu sefer bana güvenle bakıyordu. Annem ise bizi birbirimize bakarken görünce sevineceğine sinirden kudurmuş gibiydi.

"Siz iki saatten beri neler yapıyorsunuz, ha? Geç kalıyoruz Michael. Bethany sen de son toparlanmalarını yap ve çıkalım," ellerini sinirle başına vurdu "Tanrım daha seni Worcester'a bırakacağız. Acele edin!"

Tamam bu son kötü kadın bakışı beni epey korkutmuştu. Hemen odama gittim. Bavulumu aldım ve çıkmadan son kez odama baktım. "Ay, canım odam, canım evim! Sizi çok özleyeceğim" deyip ağlayacak değildim. Zaten öyle her şeye gözlerimi sulatmazdım. Ama penceremden dışarı baktığımda içimde, başka yerlere ait olan o boşlukta bir kıpırdanma vardı. Ve giderek artacak gibi duruyordu.

Yazar Notu: umarım beğenmişsinizdiir :") İlk bölümü biraz sade ve sıkıcı olsa da olayları toparlamaya çalıştım işte :D biraz kısa da gelebilir ama ileriki bölümler uzun olucak söz veriyom :') yani bence still better story than twilight :DDD

Other Half Of UsWhere stories live. Discover now