11

4.5K 830 383
                                    

Haiii ben geldiim, bölümü bitirdiğim gibi saldığım için düzeltemedim, yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Hayır hayır, bu sadece isim benzerliği olmalıydı. Tamamen tesadüftü. Kim Taehyung ismi yaygındı, patronum o olsa, kafenin yeni sahibi Taehyung olsa bana söylerdi. Söylememesi için hiçbir neden yoktu çünkü.

Böyle bir durum söz konusu olsa, özellikle de kafeye gelmişken, bunu illaki bana söylerdi. 

Onu arasam bile açmamıştı. Müsait olmadığı düşüncesiyle daha fazla arayarak rahatsız etmek istememiştim.

Sonrasında bana geri dönüş yapmak için aradığında ise ben mesai saatleri içerisinde olduğum ve başımı kaşımak için bile fırsat bulamayacağım kadar yoğunluk olduğu için açamamıştım.

Kapanış saati yaklaştığında, tüm çalışanlar ve müşteriler gittiğinde kafede yalnız kalmıştım. Tüm işlerimi ancak toparlayabildiğim için günsonlarını alırken telefonuma bakma fırsatını ancak bulabilmiştim.

4 kere aramıştı.

Onu geri arayacağım evrede kafenin içinde yankılanan melodiyle pos cihazından çıkan günsonlarına bakan bakışlarım yukarıya yükseldi. O an onu gördüm, tam karşımdaydı ve kasaya doğru ilerliyordu.

Taehyung, telefonunu cebinden çıkartarak benim aradığımı fark edince elini havaya kaldırdı. "Selam Jeon, şu milkshake'in tadı damağımda kaldı, iş çıkışı uğramak istedim. Ayrıca sen aradığında toplantıya girmek-"

"Garip bir soru olacak ama, kafenin yeni sahibi olma ihtimalin var mı?" Sözlerini onun ağzına tıkıştırdım. Fazla hızlı bir giriş yapmıştım ve bodoslama sormuştum resmen. 

Tam önüme vardığı anda duraksadı ve ellerini arkasında birleştirirken dişleri arasından derin bir nefes çekti içine.

"Benim dersem kızar mısın?" diye sorarken gözleri hafifçe düşünceli bir ifadeyle kısıldı. Ağzım bir karış aralanırken telefonu kasanın yanına çarparak bıraktım. "Bana neden söylemedin ki..." Gerçekten tesadüf olabileceğini, isim benzerliği olabileceğini düşünmüştüm.

"Zorunda değildin evet, tamam anlayabilirim. Ama, seninle oturup kafede konuştuğumuzda patron sanki kendin değilmişsin gibi davrandığında ne düşünüyordun ki? Dur... Aslında garip davranmıştın, hatırlıyorum." dedim ve elimi havaya kaldırdım.

"Jeon, ben yanlış anlamanı istemedim. Özür dilerim, sana söyleyecektim aslında. Ama farklı anlayabileceğini düşündüm. Söylemem gerekiyordu-"

"Hiçkimse bu kadar kısa sürede çalışanlarına bu kadar yüklü miktarda zam yapmaz... Ben part olduğum halde bana full çalışan maaşı ödemesi yapman... Ben hakkım olanı isterim, fazlasını değil." dedim ve duraksarken boğazımda büyük bir yumru oluştuğu için yutkundum.

"Aptal gibi... Aptal gibi seninle konuştum, yeni patron gelirse kameraları izler dediğimde, bir patron olmana rağmen neden yerleri silmeyi kabul ettin?"

Gözlerim dolarken, sesim titredi. Taehyung kasanın etrafından dolanarak yanıma geldi ve kollarımdan kavradı.

"Özür dilerim Jeon, patronun sana kötü davranıyordu ve kaza yaptığını da bana söyleyince, araştırdım biraz. Sonra kafenin satışa çıkarıldığını öğrenince ben devralmak istedim, hakkını vermek istedim. Huzurlu ve mutlu olmayı-"

"Hakkım değil... O para hakkım değil. Diğerlerine düpedüz haksızlık oluyor." diye çıkıştım.

"Hakkın Jeon, mesailere kalan sensin onlar değil." dedi derin sesi. "Mesailere kalıyorum çünkü başka şansım yoktu, anladın mı..."

LOVE YOU DANGEROUSLY • TAEKOOKWhere stories live. Discover now