5

6.5K 940 820
                                    

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Taehyung, adının Haru olduğunu öğrendiğimiz çocuğun mendillerini toplayıp poşete koymuş ve sonra da bizimle restorana gelmesi için onu araca almıştı.

Beraber restorana girdiğimizde, restoranın müdürünü çağırttığında ensemi sıvazladım. Montu hâlâ omuzlarımdaydı ve parfümünün o etkileyici kokusu buram buram burnuma akın ediyordu.

"Buyrun efendim." Uzun boylu bir adam gelip saygıyla bizi selamladığında başımı gülümseyerek salladım.

"Şu en soldaki cam kenarında oturan çocuğu görüyor musun?" Taehyung elini adamın omzuna doğru attığında restoran müdürünün bakışları söylediği kısma kaydı. "Gördüm efendim."

"O çocuk, buraya her gün annesiyle gelecek. Annesiyle gelemezse bile kendisi gelecek ve istediği kadar yiyip içecek, paket yapmak isterse yemekler özenle paket yapılacak. Aylık ücretlerini ben ödeyeceğim." dedi ve cüzdanından çıkarttığı kartviziti adamın eline tutuşturdu.

Adam bakışlarını kartvizite düşürdüğünde, "Şirketi arayarak sekreterime ulaşabilirsin, ödemeyi günden güne anında aktarır. Bak bu çocuk aç kalmayacak, duydun mu beni? Takip ediyor olacağım durumu."

"Anladım Bay Kim." dediğinde başını salladı. "Güzel, ayrıca bu restorana biz yokken geldiğinde herhangi bir garson ona kaba davranır, hor görür, aşağılarsa çok fena bozuşuruz. Ne istiyorsa ikiletmeden önüne getireceksiniz." dedi ve az önce restorana girmeden bankadan çektiği nakit parayı cüzdanından çıkartıp adamın avcuna sıkıştırdı.

"Emredersiniz efendim, siz hiç merak etmeyin." 

"Şimdi gidip bizzat Haru'nun siparişlerini al, bak çocuk hâlâ orada oturuyor kimsenin baktığı yok. Garsonlar boş boş dikiliyor."

"Hemen alırım Bay Kim." dedi ve koşar adımlarla Haru'nun yanına giderken, "Bir kez daha söyleyeceğim, sen gerçekten çok iyi bir insansın."

"Herkesin içinde bir parça iyi bir yanı illaki vardır." dedi ve bana göz kırptı. Haru yüzündeki gülümsemesi eşliğinde siparişlerini verirken yanına gidince daha da mutlu oldu.

"Taehyung hyung, bu ahjussi istediğim her şeyi yiyebileceğimi ve sipariş verebileceğimi söylüyor." dediğinde gülümsedim. "Sınırsız, sana özel aslanım."

"Anneme de götürebilir miyim peki hyung?" diye sorduğunda, "Elbette annenin en sevdiği yiyeceklerin siparişlerini ver, hemen evinin adresine gönderteceğim." dedi. Haru sevinçle ellerini birbirine çarptıktan sonra ayağa fırladı ve restoran müdürünün yanından geçip Taehyung'a sarıldı.

Taehyung onun boyuna ulaşabilmek için çömelmişti. "Çok teşekkür ederim Taehyung hyung."

"Teşekkürlük bir şey yok aslanım. Bak sana ne diyeceğim, şimdi sen güzelce siparişlerini ver ve yemeklerini güzelce ye, biz restoranın yanındaki marketten alışveriş yapıp yanına geleceğiz tamam mı? Sonra birlikte senin evine gideceğiz." Taehyung'tan ayrılan Haru koşturarak masaya döndü ve sipariş vermeye başladı. "Patates kızartması, sosis."

"Biliyorum acıktın, ama önce Haru'nun ailesi için güzel bir alışveriş yapsak iyi olur diye düşündüm. İstersen Haru ile kalıp yemek ye sen." dedi Taehyung doğrularak. Başımı olumsuz anlamda salladım. "Birlikte alışveriş yapalım, sonra onun yanına gidip biz de yemek yeriz."

-

Alışveriş yapmış ve aracın bagajını full doldurup poşetleri zar zor sığdırmıştık. Hatta birkaç poşet arka koltuğa Haru'nun yanına koymuştu Taehyung.

LOVE YOU DANGEROUSLY • TAEKOOKWhere stories live. Discover now