[7]

1.1K 71 7
                                    

Yorgundum Hem de çok fazla.

Ruhum ve bedenim akıl almaz bir girdabın içinde oraya buraya çarpmış,savrulmuş gibiydi.

Yaklaşık yarım saat önce uyanmıştım.Hava çoktan aydınlanmış, saat sekiz buçuk civarıydı.

Ama ben bir türlü mide bulantım yüzünden asla yataktan kalkamıyordum.

Kullandığım ilaçların en güçlü yan etkilerinden biri mide bulantısı diğeri ise baş dönmesiydi.Eee tabi ara sıra tansiyonum da çıkınca bayılmamak imkansız gibi bir şey oluyordu.

Yataktan kalktığım an da kusacağımı bildiğim için bu eziyet verici durumu daha fazla uzatmak istemediğimden ayaklarımı yavaşça yataktan aşağıya sarkıttım.

Ayaklarımın üzerinde durduğum an boğazıma kadar yükselen sıvıyla direkt olarak banyoya koştum.

Çoğu sabah olduğu gibi kusmamın ardından elimi ve ağzımı yıkayıp mutfağa kahvenin mamasını koymaya gittim.

Mutfakta mama kabının önünde oturarak beni bekleyen Kahveyle biraz sevgi seli yaşadıktan sonra mamasını vermiş ardından bende kendi kahvaltımı yapmak üzere masaya oturmuştum.

Domates ve salatalıktan oluşan çok hafif kahvaltımın ardından odama gidip pembe bir kazak ve pantolon giymiş,saat dokuz buçuk civarı evden çıkmıştım bile.

Yürüyerek,evime 10 dakika uzaklıkta olan haftaiçi 3 gün çalıştığım kitapçıya gidiyordum.

Okulumu yaklaşık 2 sene önce dondurmuştum.Lise son sınıfta, intihar girişimimden sonra kalp rahatsızlığım ortaya çıktığı için üniversite okuyamıştım.

12. Sınıf anılarım bir bir aklıma gelirken vücudumdan geçen titremeyi bastırmaya çalıştım.O anılar o kadar berbattı ki.

Hem yurttan ayrılıp Hem de ev tutunca ister istemez paraya ihtiyacım olmuştu tabi ki.

Daha sonraları ise bu civarlardan geçerken bu kitapçının eleman aradığını yazan kağıdı görmüş hemen aramıştım.

Ve çalışma sürecim böylece başlamıştı. Zor bir iş olmadığı için bedenim ve kalbimi çok zorlamıyordu.

Hem sahibi adem amca sağolsun hastalığımı bildiği için beni yoracak işlere de el sürdürtmüyordu.

Zihnimin içindeki düşüncelerle boğuşurken kitapçıya geldiğimi farketmemiştim bile.

Kitapçının kapısındaki sarı zil,birinin içeriye girdiğini belirten sesi çıkardığında kasada oturan adem amcayla göz göze gelmiştik.

Ona ufak bir tebessüm yolladığımda elleriyle yanını işaret etmiş,beni yanına çağırmıştı.

Minik adımlarla yanına gittiğimde beni kendine çekmiş sıkıca sarılmıştı.

Adem amca,altmışlı yaşlarının ortalarında kır saçlı tonton,çok sevimli biriydi benim için.

MİRAY [Abi Hikayesi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin