[4]

1.1K 60 0
                                    

Hayatımızda yaşadığımız bazı pişmanlıklar ne yazık ki bize -keşkelerden- başka bir şey katmıyordu.

Ne yazık ki bazı insanları çok geç buluyorduk.

Buna en büyük örnek benim öz ailemdi.

Ölmeme aylar kala beni bulmuşlardı.

Hastane müdürü Semih bey, yıllar sonra karıştığımı söylediğinde ilk aklımdan geçen şey ailemin beni daha erken bulmasıydı.Ölmeme aylar kala,ben acıdan kıvranırken bulmalarını pek istemezdim.

Bende normal insanlar gibi ailesinin yanında sevgiyle büyümek isterdim.

Bütün hayatımı o soğuk yetimhane odasında geçirmeyi değilde,ailemle birlikte mutlu büyüyerek geçirmek isterdim.

Ama ne yazık ki olmamıştı.Ailemden uzakta büyümek zorunda kalmıştım.

Şimdi ise çocukluğumu geçirdiğim yetimhane odasından bile daha soğuk bir atmosferi olan Arslan ailesinin geniş salonunda oturuyorduk.

Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.Tüm bakışları üzerimde hissediyordum.

Sarışın çocuk kapıyı açtıktan sonra,-adını hâlâ bilmiyordum söylememişti- oldukça şaşırmış, çocuğa 2 dakika boyunca aralıksız bakmıştım.

En son sarışının elini,yüzümün önünde salladığını hissettiğimde ise gözlerim yaşadığım anın rezilliği ve utancıyla 1 saniye kapanmıştı.

Çocuktan özür dileyerek daldığımı söylemiştim.O da farkettiğni sorun olmadığını hoş geldiğimi söylemişti.

Ardından beni salona geçirmişti.Meltem hanım ve Kadir Beyin ise yukarıda olduklarını birazdan ineceklerini söylemişti.

Ve sanırım yaklaşık 10 dakikadır salonda 5 erkekle birlikte oturuyordum.Biliyordum gerilmemeliydim onlar benim abimdi ama dakikalardır gözlerini üstümden çekmedikleri için tedirgin olmaya başlamıştım.

Bu işkencenin ne zaman biteceğini düşünürken bir yandan da mavi kazağımın kollarının ucuyla oynuyordum.

Biraz daha kazağımla oynarsam abes kaçacağını bildiğim için gözlerimi kazağımın kolunda yavaşca kaldırdım ve direkt karşı koltuğumda oturan sarışınla göz göze geldim.

Bana ufak bir tebessüm ettiğinde benimde dudaklarımda hafif bir tebessüm oluşmuştu.

Seni sevdim sarışın.Bence çok iyi anlaşabiliriz.

Salonda bir öksürük sesi duyduğumda,başımı o tarafa doğru çevirdim ve hafif kumral bir çocukla göz göze geldik.

Dudaklarını araladağında konuşacağını,bu yüzden öksürdüğünü farkettim.

"Daha fazla bu sessizliğe katlanamayacğım sanırım.Kendini tanıtmak ister misin? Daha sonra sırayla biz kendimizi tanıtırız."

Cümlesini bitirdiğinde yavaşça olumlu anlamda başladım ve kısıkça "olur" diye mırıldandım.Ardından konuşmaya başladım.

MİRAY [Abi Hikayesi]حيث تعيش القصص. اكتشف الآن