K16Y- 33.BÖLÜM

4K 330 39
                                    

Keyifli okumalarrr 🫶🏻

Yazım yanlışlarım varsa affolaaa👉🏻👈🏻

Kıraç aşığıyım da arkadaşlar kesin dinleyin, şarkı da tam olarak Murat bu arada. Murat canım çocuğum 🥹🫂🤧

⏳️

"Nerden çıkardın Allah aşkına?" Gözlerini kısarak baktığında gülümseyerek kenara çekildim. "İkra." Dedi. Gözleri gözlerimdeyken de inkar edemiyordum.  Ayrıca hemen arkasında bahçeye çıkmamış bir  Sergen vardı. Hani şu, konuşmamızın asıl konusu olan.

Arkamdan bıraktığım ikiliye bakmadan balkona çıktığımda gülümseyerek Murat abimin yanına oturdum. Bakışları durgunlaşmıştı. Omzuma attığı elini tuttuğumda İlker sinirli, Sergen gülerek geliyordu.

Murat abiyle, okulların açılmasından,  tercih edeceğim bölümden ve  gelecekten konuşurken ara ara bahçede sesleri yükseldiği için diğerlerine bakıyordum.  Bahçede hep beraber konuşulan konular birbirini takip ettiğinde saati iyice geceye devirmiştik. Gözlerim kapanmak üzereyken, misafirler kalktığında utanmasam içeri koşacaktım  hemen.  Ayak üstü vedalaşma bir on beş dakikayı  da bulduktan sonra herkese iyi geceler diyerek odama çıktım.

İki haftaya okullar açılıyordu ve ben bu aileye, bana verdikleri değere, birbirimize alışma sürecine baktığımda bir şeyleri içimde gerçekten kabullendiğimi görüyordum.  Kendimde değişen huylarım, onları anlamalarım, beraber geçirdiğimiz vakitlerde artık hissetmediğim o çekingenlik gibi duygu kalkmıştı artık. Bu ailenin bir üyesi olduğumu,  bana verilen odanın sadece oda olmadığı ve benim olsun istedikleri için verdiklerini, masadaki sandalyede olan yerimin  kimseyi rahatsız etmediğini de anlamış ve kabullenmiştim.

Bir şeyleri kendi içinde kabullenmek, insana önce bakış açısını sonra da kendisini yargılamayı da öğretiyordu.

Ve bir şeyleri kendi içinde kabullenmek, başta kendine olan saygını ve sevgini  de getiriyordu beraberinde çevrene verdiğin değerin yanı sıra.

Üzerimdeki çiçekli elbiseyi gülümseyerek çıkarıp pijamalarımı giydiğimde de, elbiseyi odamdaki kapı arkasına astığımda ve yatağa girdiğimde de gülümsüyordum.

Merdivenleri çıkmak uykumu açtığı için yatakta oturmuş odamı inceliyorum. Bugünü düşünürken, aklıma Murat abimin gelmesiyle yataktan kalktım. Uyumuş olup olmadığını bilmesem de odasına gitmek için odamdan çıktım. Evdeki sessizlik bana herkesin odasına çekildiğini düşündürttü. Adımlarım Murat abimin odasının önünde durduğunda içeride açık olan ışık kapının altından sızıyordu.

Kapıyı çalarak içeri girdiğimde yatağında sırt üstü uzanmış, kollarını başının altına almış bir şekilde buldum onu. Kapının sesiyle bana baktı. Yavaşça yatakta sağa doğru kayarak yanına çağırdığında kapıyı bırakıp yanına gittim. Yatağa oturmadan önce açık olan üstüne, ayaklarının dibindeki ince pikeyi örttüm. Ayaklarımı da pikenin içine koyduğumda o uzanıyordu ama ben sırtımı yatağa vermiş, oturuyordum.  Gözlerim yüzündeydi.

"Neyin var abi?"  Birkaç saniye sustu.  İçine çektiği nefes öyle güçlüydü ki,  söyleyecek oldukları ya da söylemedikleri beni şimdiden bir çıkmaza sokmuş gibi hissettim. 

Fazla yürek ağrıtan bir nefesti içine çektiği.
Derdi beni korkuttu o an.

Ya da ben abartıyordum.

"Sergen değil mi?" Sorumu es geçerek Sergen demesi beni afallattı. Gözlerimi üzerinden çektiğimde kafasını dizime yaslayarak elimi tuttu.  "Anlamadım abi?"  Sergen ne alakaydı sonuçta?  Ağzından nefes vererek güldü. "Şu seninle oyun oynamayınca  yanına gittiğin ana sınıfındaki çocuk, Sergen değil mi?"  Güldüm. Ben onun gibi sessiz de gülmedim üstelik. Kafamı sallayarak onaylarken,  cevap da verdim. "Evet oydu."  Elimi öperek yeniden tuttuğunda  söyledikleri beni gülümsetti. "Dinleyeceğim o hikayeyi de senden."

Kayıp 16 Yıl Where stories live. Discover now