K16Y- 8.BÖLÜM

15.9K 849 147
                                    

Keyifli Okumalarr 🫶🏻

Yazım yanlışları varsa affola 👉🏻👈🏻

Umarım beğenirsiniz :)

Umarım beğenirsiniz :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⏳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatın boyunca en mutlu olduğun anları say deseler, okuldaki anılarımı anlatırdım. Öğretmenlerle olan konuşmalarımı ve beni dinlemelerini.

Mahmut ve Melike'yle geçirdiğimiz vakitleri.

Kitapçıda çalışırken geçirdiğim saatleri.

Bir yıl gördükten sonra bir daha göremediğim turuncu saçlı çocuğu.

Ve bu anı. Tuygar'ın bana kendini ifade ederken kullandığı üslübu söylerdim. Kibarca derdini anlatmasının bana değerli nasıl hissettirdiğini, omzuna başımı koyduğumda korkmak yerine güvende hissettiğimi ve içime eklenen o umudu söylerdim.

Tuygar bana kendini ifade ederken aslında bilmeyerek bendeki öyle derin bir yere dokunmuştu ki bu çok kıymetliydi.

Bir konuşma bu, ne uzattın der misiniz? Bilmem ama sizinle insanca konuşan ve sizi insana yerine koyan birinin olduğunu bilmek çok değeri bir şey, ben bunu biliyorum.

Hayatım boyunca, kendimi bildiğimden itibaren istediğim ne parayı ne mevki sahibi olmak, sadece benimle düzgün bir üslupla konuşan insanlar olsun istedim hep. Bu duam kabul olmuştu gibi hissediyordum. Ve bu inanılmaz bir mutluluk veriyordu.

Başımı omzundan kaldırdığımda kafasını bana çevirerek gözlerime baktı. Onun gözlerinde gördüğüm mutluluk bende var mıydı bilmiyorum ama çok samimiydik o an. Bunu hiç unutamazdım.

"Eve geçelim mi?" diye sorduğunda kafamı sallayarak onayladım. Önce o yerden kalkmış sonra benim de elini tutarak yerden kaldırmıştı. Beraber arabaya bindiğimizde sakin bir sessizlik vardı arabada. Açtığı müziği dinlerken, bugün yaşadıklarını anlatıyordu. Normalde sessiz duran adam değil miydi Tuygar? Bende öyle biliyordum ama şu halini görene kadar.

Araba, açılan kapıdan içeri girdiğinde evin önünde oturan ailenin diğer üyelerini gördüm. Hepsi çağırdakta oturuyor ve gülerek konuşuyordu. Arabanın sesiyle kafaları bu yana dönen Ayşegül Hanım ve Tuğrul Bey'e baktım. Ayağa kalkarak bu tarafa geldiklerinde arabada inmiştim. Tuygar yanına gelerek elini omzuma attığında şaşkınlıkla ona döndüm ama gülümseyerek göz kırptığında gülümsememek için kendimi tutarak önüme döndüm. Ayşegül Hanım'ın ve Tuğrul Bey'in yanına vardığımızda sadece onların değil çağırdakta oturan herkesin şaşkınca bize baktığını görünce gerilsem de belli etmedim. Samimiyetsiz mi gelmiştik? Yoksa gerçekten neden böyle baksınlardı?

Kayıp 16 Yıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin