| Tanrı Mutlu İnsanları Sevmezdi |

199 27 12
                                    

İyi okumalar.

.
.
.
.

Doktora gitmemizin üzerinden birkaç hafta geçmişti. Verdiği ilaçlar çoktan bitmişti ama hiçbir etkisi olmamıştı. Benim durumu giderek kötüleşiyordu. Vücudumdaki ağrılar da giderek artmaya başlamıştı.

Kliniği bir süre için kapatmıştık çünkü kendimi çalışabilecekmiş gibi hissetmiyordum. Ayağa kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Kollarım ve bacaklarımdaki hissizlik benim yataktan kalkmama bile müsaade etmiyordu. Zaten Taehyung da bu hâlde çalışmama izin veremezdi.

Taehyung ile Minseo'nun bir şeyleri anlamaması için çok uğraşıyorduk ama sanırım anlıyordu. Çocuk kalbi her deyi anlayabilirdi. Çocukların hiçbir şey anlamadığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Asıl onlar her şeyin farkındaydılar.

Gece olan baş ağrılarım artmıştı, bulantı ve kusmalarım ise gün boyu devam ediyordu. Neden böyle olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Taehyung benim için çok endişeleniyordu. Bu kesinlikle soğuk algınlığı değildi, başka bir şeydi. O doktorun yapacağı işin...

Bugün Taehyung beni tekrardan doktora götürecekti. Bu sefer acile değil genel cerraha. Bir şey varsa genel cerrahın bulacağından emindi. Yani benimde umudum vardı ama çıkacak sonucun kötü olmasından korkuyordum.

Taehyung Minseo'yu anaokuluna götürmek için gitmişti, evde yalnızdım. Hiç istemeyerek beni yalnız bırakmıştı.

Giderken yataktan çıkmamamı da yasaklamıştı ama ben böyle oturamazdım ki.

Tamam belki biraz denge kaybı yaşıyor olabilirdim ama yürüyemiyor da değildim sonuçta. Bacaklarım tutuyordu. Su almaya da gidebilirdim bence? O kadarda olmadığını düşünüyorum. Giderdim giderdim. Niye gidemeyecekmişim ki?

Ama yok, gitmesem mi? Manyak Taehyung eve gizli kamera yerleştirmiş beni izliyor bile olabilirdi.

Birkaç dakika tereddütle yatakta oturduktan sonra kalkmaya karar verdim ve ayağa kalktım.

Hiçbir şey olmamıştı. Tamam bunu yapabilirim. Sadece su alıp gelecektim.

Yavaşça kapıya doğru yürümeye başladım ve kapıyı aralayıp başımı dışarı çıkardım. Etrafı kolaçan ettikten sonra odadan çıktım ve merdivenlere yöneldim.

Merdivenlerin önüne geldiğimde bir an için bacaklarım hissizleşti ve gözlerimin önü karardı. Daha sonrasını hatırlamıyorum.

.
.
.
.

Bir an önce eve gidip Jungkook'u görmek istiyordum. Onu evde tek başına bırakmak istemiyordum ama başka çarem de yoktu. Hoseok'un ailesi onu aile toplantısı için Gwangju'ya çağırmıştı. Ondan başka da Jungkook'u kimseye emanet edemezdim.

Eve döndüğümde hızlıca arabadan inip anahtarla kapıyı açtım ve içeri girdim.

Jungkook'un yanına, üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldiğimde Jungkook'u merdivenlerin dibinde yerde bir şekilde görünce bir süre kendime gelemedim.

Hemen Jungkook'un yanına gittim ve eğilip oturarak başını kaldırıp dizlerime yasladım.

"Jungkook? Jungkook uyan. Aç gözlerini bak ben geldim. Ne oldu sana bir tanem hm?"

Oturup zırlamak için zamanım yoktu. Onun durumu çok kötüydü ve acilen hastaneye götürmeliydim.

Jungkook'u kucağıma alarak evden çıktım ve onu arabanın arka koltuğuna yatırıp sürücü koltuğuna geçtim.

Roses And StarsWhere stories live. Discover now