| Konuşmayalım, Sevelim. |

588 50 38
                                    

Yazarken zırıl zırıl ağladığım bir fic oldu. Umarım beğenirsiniz, oy ve yorum yaparak bana destek olursanız çok sevinirim. Yazım yanlışlarım varsa affedin. İyi okumalar dilerim herkese.

.
.
.
.

Hayatımda pek aksiyon yoktu. İşten eve evden işe gidiyordum sadece, günlerim böyle geçerdi. Tek aksiyonum sevgilimle yaptığımız küçük kaçamaklardı ki o kaçamakları bile nadiren yapardık. İkimizde yoğun çalışıyorduk çünkü. Bazen ben eve çok geç dönerdim, bazen de o.

En azından telefon diye bir şey vardı. O olmasa biz nasıl dayanacaktık kim bilir? Eve döndüğümde ise ya Taehyung olmuyordu ya da uyuyakalıyordu. Ben de onu uyandırmaya kıyamıyordum zaten.

Geç geldiğim zaman hemen yanına kıvrılıyor ve uyuyordum. O da kollarını belime sarar ve uykusuna devam ederdi.

Ben olmadığım zamanlarda yastığıma sarılıyordu. Ben gelince yastığı alırdım ve o yastığın yerine geçerdim.

Yatağımızda zaten üç yastık vardı çünkü Taehyung tek yastıkla uyuyamazdı. Kendi fazladan yastığını kullanmaz ya benimkini ya da direkt beni kullanırdı.

Yorulsakta, birbirimizi pek fazla göremesekte gelecekte iyi bir yaşantı sürmek istiyorsak çalışmak zorundaydım öyle değil mi?

Taehyung mimar, bense çocuk ve ergen psikiyatri uzmanıydım.

Sadece çocuklar ile ilgelenebilmek için 6 yıl psikiyatri bölümü okumuş üzerine de 4 yıl uzmanlık yapmıştım.

Uzmanlığımı bitirince de babam sayesinde bir klinik açabilmiştim fakat babam çalışmaya başladığımı göremeden vefat etmişti. Akciğer kanserinden kaybetmiştim onu. Taehyung ile ilişkimizi asla öğrenememiştim Bunu ona söylemediğim için hâlâ pişmanlık duyuyordum.

Taehyung'u üniversiteden arkadaşım sanardı. O hastanedeyken de Taehyung ona karşı çok ilgili davranmıştı. O ve babamın arasında güzel bir bağ oluşmuştu. Ama işte maalesef ki kader babamın yüzüne gülmedi.

Ben sigaradan nefret eden bir insandım, kokusuna kesinlikle tahammül edemezdim ve içilen yerde bir an olsun bile durmazdım. Bir kere içmeyi denemiştim ama gerçekten midemi bulandırmıştı ve o kdar kötü bir tat bırakmıştı ki ağzımda bir daha dudaklarıma sürmemeye yemin ettim. Sürmedim de zaten.

Babama da bırakması için çok dil döküp yalvardım. Ama beni dinlemedi ve sonuç akciğer kanseri.

Ama babam gerçekten bağımlıydı. Günde iki paketi geçiyordur büyük ihtimalle. Düşünsenize günde iki paketten fazla ve yaklaşık 20 yıldır içiyorsunuz. Sizce o saatten sonra birisi sigarayı bıraksa ne olur, bırakmasa ne olur? Ciğerler çoktan pert olmuş vaziyette olurdu zaten.

Babam öldükten sonra ben bir süre kendimi işe verdim. Kafamı dağıtmak için. Günde sekiz hasta alıyorsam bu sayı on beşe falan çıkmıştır yani.

İşte o dönemlerde en büyük destekçim yine Taehyung olmuştu.

Taehyung benim her imdadıma yetişir, bir derdim olduğunda yaslanacağım dalım olurdu. Aynı şey onun içinde geçerliydi. Bir derdi veya sıkıntısı olduğunda elimden geldiğince ona yardımcı olur, fikirler verirdim.

Biz böyle bir çifttik. Her daim birbirimizin yanında ve birbirimize destektik.

Taehyung ile birlikteliğimiz benim uzmanlığımın ilk yıllarında başlamıştı. Ben uzmanlık okurken o çoktan işini eline almıştı ve bir şirkette çalışmaya başlamıştı.

Tanışmamız tamamıyla şans eseriydi. Ben ilk yıllarımda profesöre yazacağı tez konusunda yardım etmek için seçilmiştim. Bana verdiği, daha doğrusu kakaladığı, bu görevi yerine getirebilmek için çok uğraşmış hatta neredeyse üniversitenin kütüphanesinde uyuklamıştım. Tezini direkt bana hazırlattığını da sonradan öğrenmiştim zaten.

Roses And StarsWo Geschichten leben. Entdecke jetzt