| Soğuk Algınlığıdır Belki Sadece? |

195 24 22
                                    

İyi okumalar.

.
.
.
.

Bugün Minseo'nun doğum günüydü. 5 yaşına girecekti bebeğim. Zaman çok hızlı geçiyordu gerçekten. Daha dün yetimhanede beraber kum havuzunda oynuyorduk ne ara bu kadar büyümüştü ki?

Yani tamam o kadarda büyümedi ama büyüdü işte! Hem ne kadar büyürse büyüsün o her zaman benim küçük bebeğim olacaktı. Benim için hep aynı yaşta kalacaktı. Otuz yaşına veya kırk yaşına gelmesi fark etmezdi, çocuklar ailelerinin gözünde asla büyümezdi.

Babam ve benim aramdaki ilişki de biraz öyleydi. Sanırım o yüzden Taehyung'u ona söyleyememiştim. Yoksa homofobik falan olduğundan değil. Yaşımın küçük olduğunu söyleyip Taehyung'u onaylamayabilirdi ve bizi zorla ayırabilirdi. Babamı tanıyorsam yapardı bunu. Ben de Taehyung'tan ayrılmayı asla istemezdim o yüzden söylememiştim

Minseo bu eve geldiğinden beri bize baba diyordu.  Yaşı küçük olduğu için çabuk alışmıştı sanırım. Hoşuma da gidiyordu açıkçası. Minseo'nun değeri bende o kadar fazlaydı ki, onu gerçekten çok seviyordum. İlk görüşmemizde aramızda asla kopmayacak bir bağ oluştuğunu hissetmiştim.

Ve bugün onunla vakit geçirebilmek için ikimizde bugün işe gitmeyecektik, sonuçta özel bir gündü. Bebeğimin doğum gününde çalışacak değildim öyle değil mi? Zaten çalışsaydım Minseo bana öyle bir küserdi ki bir ay konuşmazdı benimle.

Taehyung ile beraber salonu bir güzel süslemiştik ve Minseo'nun anaokulundaki arkadaşlarını da doğum günü partisi için çağırmıştık ama aileleri gelir miydi, işte ondan pek emin değildim. Sınıftaki hiçbir anne bizi sevmiyordu. Hatta çocuklarının Minseo ile vakit geçirmesini istediğini de sanmıyordum. Sonuçta biz eşcinsel bir çifttik ve toplumumuz bunu olumlu karşılamıyordu. Ama en azından bu isteklerini içlerinde tutuyorlardı. Çocukları bu tür düşünceleri ile zehirlemiyorlardı.

Yine de Minseo'nun bu konuda canının sıkılmaması önemliydi. Bizim yüzümüzden kötü şeylere maruz kalmasını istemiyordum. O daha çok küçüktü.

Böyle bir şey olmasına ne ben ne de Taehyung izim verirdi zaten ama yine de onun için endişeleniyordum. Klinikte sürekli aklımda Minseo vardı. Onu anaokuluna bıraktığım an aklım onda kalıyordu. Ya bir şey olduysa diye sürekli öğretmenini arayıp sormak istiyordum nasıl olduğunu. Kendimi bu konuda biraz zor tutuyordum.

Minseo şimdiye kadar bana hiçbir zorbalık şikayeti ile gelmemişti.

Belki de ben fazla düşünüyordum. Okulda bir şey olsa Minseo söylerdi zaten bana. Benden hiçbir şeyini saklamazdı. O gün ne yaptıysa, ne olduysa hepsini gelip bana anlatırdı. O yüzdende içim biraz rahattı. Minseo ve ben ayrılmaz ikili gibi bir şey olmuştuk ve Taehyung bunu çok kıskanıyordu.

Minseo'ya sürekli senden önce ben vardım diyordu. Ben de ona çocuklaşmamasını söylüyordum. Taehyung bazen gerçekten çok çocukça davranıyordu. Bu huyunu sevmiyor değildim. Kesinlikle çok tatlıydı!

Salonun süslemeleri bitince mutfağa geçip çağırdığımız herkese yetecek kadar yemek yapmaya başladım. Elimin lezzetini biraz da bücürlere göstereyim de anlasınlar Jungkook ağabeylerinin maarifetlerini.

Taehyung ile Minseo ise beraber dışarı çıkmıştı. Nereye gittiklerini bilmiyordum ama Minseo gelince salonun süslendiğini ve yemekleri çok mutlu olacaktı.

Bütün yemekler hazır olunca oğluma pasta yapmak için işe koydum. Ona üzerinde Iron Man resmi olan bir pasta yapmak istiyordum. Eh biraz uğraştıracaktı ama oğlum için değer. Resim konusunda da yeteneğim vardı zaten, umarım çok vaktimi almaz çünkü yapmam gereken daha bir sürü iş var.

Roses And StarsWhere stories live. Discover now