46. Bölüm - Geç Öğrenilen Gerçek

4.2K 267 215
                                    

'Sınır'
'1500 okunma'
'150 yorum'
'150 oy'

WhatsApp kanalına gelmek isteyen instagramdan veya özelden yazabilir.

Yazım yanlışı olan yerlerde nokta koyun lütfen:)

Bölümün sonunda olan duyuruyu okumanızı rica ediyorum.

İyi okumalaaaaarrrrrr.....:)

~~~~~

Oflayarak başımı geriye doğru attım, yok arkadaş.

En sonunda kaşe çıkartacağım kendime, imza atmaktan ellerim harap olmuştu resmen.

Masanın üzerindeki su şişesini alıp kapağını açtım, tam içecek iken çalan kapıyla sinirle nefesimi verdim. "Gel!' dedikten sonra sudan bir yudum alarak kapağını kapatıp masaya koydum.

Nisa içeriye girip kapıyı kapattı. "Komutanım, müsait miydiniz?"

Yorgunca başımı salladım. "Müsaitim Kızıl, gel. Bir sorun mu var?" Dediğimde başını iki yana sallayarak karşıma oturdu.

"Yok, aslında neden geldiğimi bende bilmiyorum." Yüzünde bir sıkıntı vardı.

Yavaşça ayağa kalkıp karşısına geçip oturdum. "Sorun abim mi?"

Yutkunarak başını salladı. Başımı omzuma doğru yatırdım. "Dün mutfakta yakınlaştınız değil mi?"

Şaşkınca yüzüme baktı, oflayark başını sallayarak başını yere eğdi. Utanıyordu.

Hafif güldüm. "Nisa, bunda utanılacak bir şey yok biliyorsun değil mi? Bir insan bir insana karşı duygu besleyebilir. Bu çok normal."

"Biliyorum, ama." Diyip sustu.

"Ama ne yapacağını bilmiyorsun."

Başını salladı.

Dudaklarımı ıslattım. "Peki, abime karşı bir şey hissediyor musun?"

"Bilmiyorum Balca, ben kimseye hayatım boyunca bir şey hissetmedim ki!"

Yüzümde tebessüm oluştu. "Çünkü korkuyorsun, birini sevmekten korkuyorsun." Sustu.

Nisa korkuyordu, bununda tek bir suçlusu vardı. O da babasıydı.

Nisa'nın kötü bir geçmişi vardı, ve bu kötü geçmişinin sorumlusu babasıydı.

Nisa'yı bir kere crop ile odada dururken görmüştüm, asla crop giymiyordu giyerse bile üzerinde ceket veya hırka oluyordu. O gördüğüm gün üzerinde yoktu.

O gün odaya girdiğimde hızla üzerine bir şey giymeye çalışmıştı, lakin ben göğsünde olan sigara izlerini görmüştüm.

Sormadım, çünkü sorsam bile anlatmayacağını, anlatsa bile kötü olacağını biliyordum.

Geçmiş...

Yavaşça Nisa'ya doğru ilerledim, elini göğsüne koymuştu. Crop'un üzerinden sigara izleri belli oluyordu

Kaşlarımı çatarak karşısına yatağa oturdum.

Nisa yutkundu. "Balca, git. Lütfen."

Başımı iki yana salladım. "Gitmiyorum Nisa, sana bunu kim yaptı diye sormuyorum. Sadece bir şey sorucam, tabi iznin varsa."

Yavaşça başını salladı. Nefesimi vererek. "O mu yaptı?"

Dağların Çift Başlı Kurdu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin