Dağların Çift Başlı Kurdu

31. Bölüm - Deliriyor muyum?

İnansaydım,
Bir ömür beklerdim gelmeni..
Ve inan,
Saydım,
Bir ömür geçti beni sevmeyeli...

Özdemir Asaf-

Sınır
300 okuma
20 yıldız

Şarkılar;

Travma - Kerem Keskin

İyi okumalaaaaar :)

Bir laf vardır.

'Tavanlar bakmayı bilene çok şey anlatır.'

Bir bana anlatmıyordu tavanlar.

Bakmayı mı bilmiyordum?

Yoksa tavanlara bakmayı mı?

Günler geçti, haftalar geçti, aylar geçti. Kim bilir, belki yıllar geçerdi.

Geçmesindi, yıllar geçmesindi.

Unutmak bazı insana acı bazı insana mutluluk verirdi.

Bana acı veriyordu.

Ama bazen mutluluk da veriyordu.

Acı da vermesin di, mutlulukta.

Karan yoktu, acı vardı.

Karan vardı mutluluk vardı.

Karan olmadan mutluluğun bir anlamı yoktu, Karan olduğunda ise vardı.

Karan olduğu zaman acının anlamı vardı, Karan olmadığı zaman acının anlamı yoktu.

Yaklaşık 15 dakikadır elimdeki kutuya bakıyordum.

Benim adıma kutu gelmişti, ama adım garip bir şekilde yazılmıştı.

Mors alfabesiyle.

Üzerinde hem Gece yazıyordu normal Türk Alfabesi ile, ama Ala ismim mors alfabesiyle yazılmıştı.

Gece'ye

Bir kısa bir uzun çizgi, bir kısa bir uzun iki kısa çizgi yani Ala yazıyordu.

Kimden gelmişti?

Açmaya korkuyordum, ama açmak istiyordum.

Derin nefes aldım. Kilidi vardı, ama anahtar yanında yoktu.

Benim anahtarım yokki.

Kutunun arkasını çevirdim, bir şey yoktu. Solunu çevirmemle arada zorla görünen bir kağıdı görmem bir oldu.

Almak imkansızdı.

Kutuyu masaya bırakıp çekmeceye yöneldim. Çekmeceyi açıp içinden cımbızı alıp çekmeceyi kapadım.

Kutuyu alıp cımbız ile içe doğru koyulan kağıdı yavaşça çektim. Zarla zorla çıkarmayı başardım. Kutuyu tekrar masaya bıraktım.