"O gece kaç güneş battı bilmiyorum, ama bir daha hiç sabah olmayacaktı biliyorum. Bir ölüm kaç güneş öldürür, o gece ölünce öğrendim."
•
•AREN ALİ TÜTEN
Kasım ayının soğuğu damarlarımda dolaşırken, hızla örttüğüm kapının ardındaydım.
Sıkıntıyla dudaklarımdan soluğu verip, bedenimi rahatlatacak tek yer için hızla araca ilerlediğimde üzerimdeki atletin açıkta bıraktığı kollarım buz gibiydi. Parmak uçlarıma kadar soğuğu hisseden bedenim, zihnimdeki mahşer yerini bir nebze olsun soğutmuyordu.
Araca yerleşip geri dönüş alırken bir yandan tuşladığım telefonu kulağıma bastırdım. "Asil," hatta telaşla duyduğum adam, az önce cinayetin sesini bekliyor oluşunu sesine izini bırakmıştı. "Mekana geç, bende yoldayım." Cevabını beklemeyip kapattığım telefonu sağ koltuğa fırlatıp, kaburgalarımda hissettiğim acıyı yok saydım. Bu acı, üç yıldır hep benimleydi. Yok saymak, üzerine sigara yakmak benim işimdi.
Torpidodan sigara paketi alıp, jiletini dişlerimle açmaya başlarken dudaklarımda can verecek sigara için sabırsızlanıyordum.
Evden hızla çıkıp kızın yanına gittiğimde gerimde kalanlar ölümle sonlanacağını düşünüyordu, yanılıyorlardı, bunu en başında zaten yapmıştım. Ölümünün ilgilendirmediği bir kızın bedenini, yaşatarak değerlendirecektim. Ölümden beter bir şey varsa, itibarı olduğunu düşünen puştun yerinden sarsılması olurdu.
Ölümün sularında dolanan kız, ölmek istediğini düşünse de yanılıyordu, hayatını mahveden adamdan uzakta hayat istiyordu. Gülümsedim, intikam şimdi çok daha yakındı. Sigaradan nefes almak şimdi daha keyifliydi, uçlarına intikam bağladığım tilkiler şimdi daha sakindi, sakince gelecek günü arzuluyorlardı.
Hızla gittiğim yolun sonuna geldiğimde kapının girişinde volta atan Asil, radarlarımdaydı.
Araçtan indiğim gibi hızla yanıma koşup, "Abi, bana yapmadım de," soluksuz devam eden sözleri beynime kurşun gibi giriyordu. "Suçu olmadığını sende gördün, kız günahsız."
Kız günahsız.
"Konuşmayı kes." Sigaranın dibinden son yudumu almak acı tadı dilimde yayarken, bu acı tadı seviyordum. "Rakip kimmiş öğrendin mi?"
"Abi..." bakışımla susup devam ederken bir adım arkamda yürüyordu. "Evet abi, adam yurtdışından gelmiş, oranın en iyisiymiş."
Kapıdan girmeden önce, "Bunları geç," dönüp, "Duymak istediklerim bunlar değil." Deyip kapıdan içeri girdim. Benim için rakip bir yemdi, kimleri yendiği değil, benim ne şekilde darbeyle işi bitireceğim önemliydi. Ringde rakip tanımıyordum.
YOU ARE READING
ÖLÜMÜN KABURGALARINDA
RandomKin dolu bir geçmiş, katil olmaya mecbur bırakılmış, AREN ALİ TÜTEN. Babasının kanlı ellerinden tiksinmiş, babasını bu sebeple silmiş, bu duyguyu içinden atmış, YAZGI LİYA KÖKSOY. Ölümü kadın için ilmek ilmek dokuyan adam, kaderin ağına takılmış ka...