4. bölüm

1.4K 105 12
                                    

Merdivenleri bir bir inerken içimden kendimi sakinleştirmeye ve iyi olduğuma inandırmaya çalışıyordum. Burada herkesin içinde oturup ağlayamazdım sonuçta. Zaten ağlanacakta bir şey yoktu değil mi? Sırf sözlümle uyuduğum için sözlümden azar işitmiştim bir hiç uğruna.

O an aslında benimde Arslan'ı hiç tanımadığımı fark etmiştim. Bana hep sakin uysal davranan adam bir anda kaybolmuştu az önce.

"Günaydın canım."

Ben dalgın dalgın mutfağa girdiğim gibi Ceyda ablanın sesiyle kendime geldim. Hemen silkelenip üzerimdeki ölü toprağını atmaya çalıştım ve hafifçe gülümsedim.

"Günaydın abla, nasılsın?"

Ceyda abla uzanıp beni öptü ve gülümsedi.

"Senin kadar iyi değil diyelim." Dedi imayla.

Yaa, ne kadar iyi olduğumu bir bilseydi(!)

Sadece gülümsemekle yetindim ve hızlıca kendimi açıklamaya giriştim.

"Aslında ben dün akşam geldim Afşin teyze için. Ama o gelemedi. Saat de geç olduğu için şey oldu..."

"Yanii..." Ceyda abla tezgaha yaslanıp bakışlarını bana çevirdi.

"Bana açıklama yapmak zorunda değilsin Aylizcim. Siz genç insanlarsınız sonuçta. Bizde arada kaçamak yapardık kocamla, ne olacak sanki?"

Dedi omuz silkip. Bende gülümsedim bu sıcak tavrına.

"Ama dikkat et sen yine de. Yanii... Yatıyonuz mu?"

Soruyu duyduğum gibi kafamı iki yana salladım hızlıca. Asla ama asla böyle bir soru beklemiyordum ve şok içinde gözlerim kocaman açılmıştı.

"Hayır abla hayır! Deme öyle nolur! Sadece bu gecelik uyuduk biz birlikte. Bi daha da olmaz zaten."

Bir daha ne Arslan bunu kabul ederdi ne ben.

Ceyda abla rahatlamış gibi bir nefes verdi ve ellerini göğsünde birleştirdi.

"Ay Ayliz, valla çok korktum öyle şey yaptınız diye. Yapma ablam e mi?"

Kafamı hızlıca salladım iki yana. Bu konu beni yerin dibine sokmadan Afşin teyzenin yanına çıktım bahçeye. Varenda da oturmuş çayını yudumluyordu. Beni görünce de epey şaşırmış durmuyordu.

"Günaydın Afşin teyze, hoşgeldiniz." Dedim içten bir şekilde gülümseyip uzanıp elini öperken.

"Hoşbulduk Ayliz, bende inşallah Ayliz gitmemiştir diye düşünmüştüm."

"Gitmedim... Yani gidemedim aslında Afşin teyze." Dedim parmaklarımla oynarken. Afşin teyze sadece gülümsedi.

"Arslan uyanmadı mı?"

Ben cevabını vermeden mutfak kapısından Arslan ve kucağında Can çıktı. Az önce öfkeden deliye dönen o değilmiş gibi kucağındaki yeğeniyle oldukça keyifli duruyordu.

"Hoşgeldin anne." Dedi biraz boşluk bırakarak yanıma oturup.

"Hoşbulduk annem, sizide erken kaldırdık değil mi?"

Arslan bana yandan bir bakış atıp annesine tekrar döndü ve boğazını temizledi yalnızca.

"Can babannesi kurban, özlemişsin değil mi dayını oğlum?"

"Çok babanne, çok! Var ya bir sürü anım birikti size anlatacak. Ohooo." Dedi can minik elini havada sallarken. Hepimiz güldük bu tavrına. Arslan, Can'ın uzun kumral saçlarını okşayıp başına bir öpücük koydu.

DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin