Arkadaş

1.1K 95 108
                                    

BALKIZ

"Gelmeyen arkadaşlarınız yolda mı?"

Plastik bardaklara su doldururken bir ara başımı kaldırıp etrafıma baktım. Bizim sınıftan birkaç kişi Hasibe hocaya bilgi verdi. Diğer sınıfta pek hareketlilik yoktu. Yahya yok zaten. O günün üzerinden üç gün geçti ve hiç konuşmadım onunla. O da konuşmadı. Gerek yok zaten. İkimiz için hayırlısı bu demek ki. Kendi bilir, ne yaparsa yapsın.

Derin nefes alıp verdim. Suları doldurmaya devam ettim. Hava normale göre sıcaklığını arttırırken suya gereğinden fazla ihtiyaç duyacağız gibi gözüküyor. Boş durmayım diye herkese su dolduruyorum. İsraf olmaz bu havada.

Plastik bardakları saydım. Bir sınıfa yetecek kadar doldurmuşum. Poşetin içinden plastik bardaklara uzanırken görüş alanıma bir el dahil oldu. Başımı kaldırdığımda Miraç'ı fark ettim. Plastik bardakları paketinden çıkartıp masaya dizmeye başladı. Teşekkür ettim. Başını kaldırdığında önüme dönüp suları doldurmaya devam ettim.

"Yardım etmemi ister misin?"

Gözlerim bardaklarda, su doldururken "Ben hallediyorum." dedim umursamayarak. Karşımda oturduğunu hissediyorum. Önemsemedim.

"Sevgilin gelmiyor mu?"

Sorusu üzerine son bardağı hızla doldurdum. Biraz dışına dökülse de sakinliğimi korumaya çalıştım.

"Sevgilimin işleri var. Gelmeyecek." deyip başımı kaldırdım. Oturduğu yerde beni izliyor. İfadesini değiştirmedi.

"Ne işi varsa..." diye mırıldandı. Sesi kısık çıksa da ne dediğini anladım. Derin nefes alıp verdim. Gitmiyor da. Gölgelik yer bulmuşum, huzurumu kaçırıyor.

Başımı Hasibe hocaya çevirdim. Diğerlerine göz gezdirdim başta. "Su içmek isteyenler gelebilir!" diye seslendiğimde pek oralı olmadılar. Hasibe hoca da Rıdvan hocayla konuşuyordu, duymadılar.

Başımı çevirdiğimde Miraç'ın bana baktığını fark ettim. Kaşlarımı çattım önce.

"Suyunu alıp gider misin?" dedim ciddiyetle. İrkildi. Gözlerini sulara çevirdi. Bekledi, bekledim. Hangisini içeceğine karar veremedi herhalde(!)

Miraç'ın bir bardak seçmesini beklerken önümden bir bardak eksilmesiyle duraksadım. Başımı dalgınca çevirdiğimde gördüğüm kişiyle şaşırdım. Yahya?

Birkaç yudum su içip bana döndü. "Su verenlerin çok olsun." deyip bardağı gösterdi. Sonra önüne dönüp içmeye devam etti. Çatık kaşlarıyla karşısına bakıyordu. Önüme döndüm. Miraç elinde bardakla oturduğu yerden kalkıp gitti. Yahya'ya döndüm.

"Senin ne işin var burda?" diye çıkıştığımda bana döndü. Dünya yansa umrunda değil. O kadar rahat.

"Pikniğe geldim." dedi normal bir şeyden bahsediyor gibi. İkinci bardağa uzandığında eline vurup engel oldum ona.

"O başkasının hakkı. Çok içmek istiyorsan kendin doldur suyunu." deyip yerime oturdum. Eğilmekten sırtım ağrıdı.

"Bu kadar suyu kim içecek? Dünyanın suyu var burda." dedi alayla. Çatık kaşlarımla ona döndüm.

"Sana ne? Sadece sen yoksun burda. Hava sıcak."

Memnuniyetsizce başını salladı. Keyif alıyor herhalde. Bir bardak alıp birkaç yudum su içtim. Her yerden çıkıyor. Ne tuhaf bir ruh hastası.

Yarısına kadar içtiğim suyu masanın üzerine koyup yerimde dikleştim. Gelir gelmez sırtımı ağrıttım.

"Ne diye herkesin suyunu dolduruyorsun kızım sen? Elleri mi kırık? Su içmek isteyen kendisi doldursun."

AVCI (TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin