9

561 56 8
                                    

Bir saatin ardından yapraklar gelmiş içi harcını hazırlanmıştı. Nasıl saracağını merakla izlerken başında dikilmem onu rahatsız etmiş gibi kıpırdandı. "Lavin işin gücün yok mu? Gitsene." bir yandan harcı karıştırırken, bir yandan beni kovuyordu. "Ya hile yapıp kazanırsan." evet beş dakikaya kadar konserve alıp önüme koyacağını düşünmüştüm. Hatta inandırıcı olsun diye tencereye de dizerdi bu manyak sarmaları ama tuzundan karabiberine ölçüsüz bir şekilde yapması beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Beceriksizliğim gün yüzüne çıkarken yüzümü buruşturdum ben şu an  beni kaçıran adamla sarma mı sarıyorum? 

Evet tam olarak öyle yapıyorsun Nazmiye'nin yüzüme bu acı gerçeği vurmasıyla doğruldum.

"Ne oldu?" sesi şaşkın çıkmıştı daha demin katıla katıla gülerken susmam saçmaydı. Daha demin beni kaçıran adamla sarma sardığımı idrak ettiğimde gözleriyle beni süzüp harcı karıştırmaya  devam etti. "Sen bana görüldü mü attın?" "Ne?" zümrüt yeşili gözleri şaşkınlıkla aralandı "Ne görüldüsü Lavin telefonun mu var?" "Ama cevap vermedin." "Çünkü cevap vermemi gerektirecek bir soru sormadın."

 Bu adam benim zekamla, zekamızla hemen ortak ol Nazmiye adam burada zekamızla alay ediyor.

"Yarın akşam klübe gideceğiz."  dediğinde Nazmiye ile olan sohbetimi kestim "Ne." "Klübe gideceğiz Lavin. Nesini anlamadın günlerdir burada ergen gibi seni bekliyorum işlerim var." kaşlarım çatılmıştı "Beni mi bekliyorsun? Ergen gibi evde mi oturuyorsun? Beni kaçırdın!" sesim kısılmıştı sanki onunla kaçmak isteyen ben mişim gibi davranıyordu. "Elindeki yaran iyileşmeden yenisini mi eklensin? Lavin." evet eski Aral geri dönmüştü "İğrençsin." diye mırıldandım "Ailene acıyorum." gözleri öfkeyle parladığında anlına düşen saçları gözlerini örtüyordu. "Git." kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. "Ne." "Git allahın cezası kadın ne bekliyorsun." kendini sakinleştirmeye çalışması beni şaşırtmıştı hayret pitbul gibi atlamadı bu sefer.

Odama girip kapıyı kilitlediğimde aşağıdan gelen seslere kulağımı tıkadım anladığım kadarıyla Aral da bipolar vardı. Çünkü normal bir insanın vereceği tepkiler kesinlikle bu değildi bu olmamalıydı. Günlerdir ona yaklaşmaya çalışıyordum ona karşı gelerek hiçbir şey elde edemezdim yarın benim için bir fırsat olabilirdi. Belki çıkış kapısıyla ilgili birşeyler öğrenirdim yer altı sakindi yer üstünün karışıklığına göre kafamda milyon tane soru varken yatağa geçtim  bazen gözlerimi kapatıp uykuya dalamak en iyi çözümdür.

8.45

Kapının açılmasıyla gözlerim aralandı Aral'ın elinde duran tabağa bakarken gergince onu süzdüm suratı ifadesizdi "Aşağıda yemiyecek miyiz?" "Hayır. Ben bugün dışarı çıkacağım zaten yemek var sıkılırsan televizyon izlersin." sesi gergindi "Tamam." diye mırıldanıp elindeki tabağı aldım. Odadan çıkan adamın arkasından şaşkınca elimdeki sarmalara baktım. Önce bu bebekleri yiyeceğim ardından sherlock Lavincilik oynayacağım. Evet ne zaman geleceğini bilmiyordum ama televizyon izliyebileceğimi söylemişti demek ki geç kalacaktı. Elimdeki sarmadan korkuyla bir tane aldım tadı güzeldi. Hatta çok güzeldi. Annemin sarmasını hatırlatmıştı bana  aşağıdan gelen anahtar sesiyle doğruldum, sarmalar sonraya kaldı. İlk evi taramam lazım.

Sarmayı komidinin üzerine bırakıp odamın çelik kapısını yavaşça açtım büyük merdiven odamın girişinin hemen önündeydi Aral'ı kontrol etmek adına merdivenlerden birkaç basamak indim. Görünürde kimse yoktu. Bedenim heyecanla gerilirken gülümsedim günler sonra yalnızdım. İlk bakacağım oda kesinlikle çalışma odasıydı. Oraya girmemem  konusunda yaptığı uyarı sert ve ciddiydi. Aynı katta olan çalışma odasının girişine geldiğimde kapalı kapıya baktım. Kilitli miydi? Kolunu çevirdiğimde tahminimin doğru olduğunu anladım.

Akrep KralWhere stories live. Discover now