6. Bölüm

155 109 40
                                    

Yazarın anlatımıyla

Hani derler ya aşkımızı ölüm bile ayıramaz ama belki de ölumden beter bir şekilde ayırır...

Kendi hallerinde sanki birazdan kargaşa çıkmayacakmış gibi mutluydu çiftimiz ama gel gör ki onların mutluluğuna engel olan Kenan onları ayırmaya yemin etmişti.

Tuttuğu adamla buluştuğunda adam fotoğrafları kenen bey'e uzatarak

"Benden istediğiniz başka bir şey var mı Kenan bey?"

"Yok gidebilirsin"

Kenan bey sinsi sinsi sırıtırken bu fotoğrafları aselin evinin kapısına göndermişti bile.

Peki bu fotoğraflar alan aselin ailesi nasıl bir tepki verecek? Babası çocuğunun tercihine saygı duyacak mı yoksa kızını dinlemeyecek mi?

Ekrem bey ve eşi zeliha hanım  kahvelerini içerken kapıları tıklandı ve zeliha hanım kapıyı açmak için ayaklandı. Kapıyı açtığında kimseyi görmedi ama yerdeki zarf dikkatini çekmişti zarfı alıp içeriye gelen zeliha hanım merakla Ekrem Bey'in yanına gitti Ekrem bey karısının elindeki zarfı görünce meraklanarak sordu

"O ne Zeliha kim göndermiş?"

"Bilmiyorum kimseyi görmedim."

Diyip zarfı Ekrem bey'e uzattı Ekrem bey zarfı yavaşça açtı ve içindeki fotoğrafları çıkardı tüm fotoğraflarda kızı Asel ve düşmanının oğlu karan vardı ve bazılarında uygunsuz fotoğraflar vardı en sonki fotoğrafa baktığında bir yazı olduğunu fark etti ve seslice okumaya başladı.

"Kızını terbiye edememişsin be Ekrem ben olsam kızımı böyle sevgilisiyle oturmasına izin vermezdim gerçi benim kızım senin oğlun öldürdü benim için hayal oldu bu "

~ Kenan Arman~

"Ne demek oluyor bu zeliha!"

Sesi çok yüksek çıkmıştı karısı ise onun aksine sakin bir sesle

"Bilmiyorum Ekrem söylemedi bana"

"Çabuk gidiyoruz"

"Nereye Ekrem böyle fevri davranma "

"Yürü dedim Zeliha benim kızım böyle değildi elalemin evinde düşmanımın oğluyla fingirdeşmezdi bu kim bu bizim kızımız değil yürü gidiyoruz."

Ekrem Bey'in dedikleriyle Zeliha hanım gözyaşlarına boğuldu.

Asel'in anlatımıyla


Ben üşüdükten sonra daha doğrusu karan beni azarladıktan sonra içeri girmiştik şimdi şöminenin önünde ısınmaya çalışıyordum karan ise bize sıcak bir şeyler yapıyordu derken karan yanıma gelip elindeki bardağı bana doğru uzattı ve yanıma oturdu.

"Kahve bitmemişmiydi " diye sordum

"Yok"

Bu konuşmamızdan sonra hiç konuşmadık fırtına öncesi sessizlik gibi suspustuk sanki bu suskunluğumuz bir şeyin habercisiydi her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum ne kadar içimden lütfen kötü bir şey olmasın diye geçirsem de insan ister istemez tedirgin oluyor.

İki Yanlış Bir Doğru Where stories live. Discover now