Dostlar Gecesi - Mücahit

247 16 0
                                    

(Multimedya'ya bölüm müziği eklenmiştir. İyi okumalar..)

                                                                            ***

                                                                            ***

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Önümdeki meze dolu tabağa baktım. Kafamı kaldırdım ve Şafak oradaydı. Bakışları banaydı.

O diğer kadınlar gibi oynamaz, oynarken gülmez. Aynı masada olmaz, kimseyle göz göze gelmezdi. Tüm gece yerdeki ışıkları izleyerek oynar ve müzik bittiğinde kaçar gibi sahneden inerdi. Kaç kez de, 'acaba yine kaçıyor mu?' diye düşündüğüm oldu.

Burayı onun için katlanır yapan tek şeyin; içki olduğunu görüyorum, ondan kopamıyor. İsteksizliğini bastırmaya çalışıyor ama alkolle katladığından habersiz. Onu durdurmak çok zordur çünkü içkiliyken, beklenmedik bir şey yapabilecek kadar kendini kaybederdi. Böylesine kendini dağıtmayı seçmiş bir kadını, zor kullanmaktan başka dizginleyebilecek bir yol bilmiyorum. Ona defalarca kez, içmemesini söyledim ama her seferinde onu sarhoş buldum.

Burada olmak istemediğini biliyorum. Hiçbir zaman istemeyeceğini. Şafak bedenen burada ama aklı hiç burada olmadı. Bazen ne düşündüğünü merak ederim. Yanına gidip, bunu sormak isterim ama öyle bir adam hiç olamadım. Çok kadın tanıdım ve onları anlamaya yeltendiğimde, bana burada duygusuz biri olmayı öğrettiler.

Bir çok şeyin anlamını, bu ucuzlukta buldular. Bir masada oturmak başta zaman alır ama sonra adamı alıştırır. İki kez, üç kez, neden geldiğini bilmeyerek.. Sorsa, neden burada olduğunun cevabını kendine vermez. Evinde onu bekleyenler varken. Bak sana bir şey söyleyim; para içinde olabiliriz ama parayla yuva kurulmayacağını iyi biliriz. Paranın yeri bellidir. Hayatına getirecekleri bellidir ama götürecekleri, hiç bir zaman belli olmuyor.

O, kadını parasıyla satın aldığını sanıyor, hayır. Ona böyle düşündüren, masadaki kadın çünkü cebini boşalttırırken keriz gibi hissetmesini istemez. Hiçbiri sarhoşken bunun farkına varamaz, 'Ben ne yapıyorum?' diye durup kendine sorması imkansız. Çünkü o masada hissettikleri, her seferinde paradan daha ağır basıyor.

Demek istediğim, pavyon hayatında bir kadına tutulursanız, ondan kopamazsınız. Yani bedelleri ağır olur. Her şeyiyle adamı, bağlı dünyasından koparır ve bunun bedeli sadece para olacak sanırsınız. İki şişe açmak veya tüm parayı masada bırakmak.. Öyle değildir. O kadın masadaysa, karşılığını para olarak seçebilir ama yoksa, sahip olduğun şeyler anlamsız gelir. Yanında seni öyle bir yükseltir ki, elini çektiği gibi seni yüksekten düşürmeyi başarır. Bilirsin ki, gerçek hayatta da ne kadar yüksekteysen, düşüşün o kadar acılı olur.

Sarıgün'de de olsun, dost mekanlarda olsun, çokça rastladığımız bir şeydir bu. Yeni bir şey değil aslında bizim için. Kapıda sabahlayanı, işini, evini, servetini harcamaya hazır çok adam gördük. Hatta bir keresinde, çok çıkardığımız bir kost. arkadaşımız vardı. Her akşam hedef cirosunu yakaladığı bir müşterisine tek masa çalışırdı. Aralarının bozuk olduğu bir cumartesi, masasına oturmayınca cirosunu yakalayamadı. Haliyle sahneye geçti. Müşteri masasına kadını alamayınca, mekanda problem çıkarmaya başladı, mekandan çıkarmalarını söyledim. Kendisi dışarıda da, bu bayanın adresini bulmuş. Çalıştığımız bayan kapıdaki arkadaşlara, müşteriyi içeri almamasını söylemiş.

BEYAZLAR SÖNSÜNWhere stories live. Discover now