DÜŞÜNME, UMURSAMA, SEVME...

2.1K 203 22
                                    

Uyandığında yanında kimse yoktu. Zihni halen daha uykunun sularında gezinirken yataktan kalkmak istemiyordu Lale. En son Poyraz'ın ona sarıldığını ve onun nefesini hissederken uyuduğunu hatırlıyordu.Tamam belki kitaplardaki gibi sarmaş dolaş uyanmayı istemezdi. Ama yinede uyandığında Poyraz'ı görmeyi beklemişti.

Acaba rüyamı gördüm diye düşündü. Belki de gerçekten havale geçirmişti. Dün gece olanları teker teker hatırlayınca keşke havale geçirseydim diye hayıflandı. Aman Allahım dedi içinden.

"Poyraz beni çamaşırlarımla gördü." Elini alnına çarptıktan sonra tekrar bir feryat çıktı dudaklarından.

"Bana iç çamaşırı seçti.!"

O an belki hastalığın verdiği şokla bunları düşünememişti ama şimdi ölesiye utanıyordu. Bir daha onun yüzüne nasıl bakacaktı.Üstelik ev halkının gelmesine daha bir hafta vardı. Bir hafta boyunca Poyraz ile yalnız kalmak onu korkutuyordu. Ama yinede anlam veremediği bir heyecan kaplamıştı kalbini. Üzerindeki ince battaniyeyi atıp, yataktan çıktı. Kendini halen biraz halsiz hissediyordu ama dün olduğu kadar hasta değildi. Üzerine günlük bir şeyler giydikten sonra saçlarının karmakarışık haline acınası bir bakış attı. Dün gece duştan sonra taramadığı için böyle olmuştu. Bir kaç tane saç telini feda ederek saçlarını taradı ve annesinin saç bandını taktı.Telefonuna baktığında çoktan öğlen olduğunu gördü. Dışarı çıkıp, mutfağa inerken kimseyle karşılaşmamıştı. Çekinerek dolabın kapağını açıp, bir şeyler atıştırdı. Böyle yalnız başına kimse olmadan yemek canını sıkmıştı. İştahının kaçtığını hissederek kalktı ve mutfağı toparladı. Acaba Poyraz şimdi ne yapıyordu. Sanane! diyerek iç sesini bastırdı. Şimdi ne yapacağım diye hayıflanırken seçeneklerinin fazla olmadığının farkındaydı. Kitap okuyabilir, keman çalabilir,  yada ... Yemek yapabilirdi. Lale annesiz büyüdüğü için zamanla yemek yapma işini devralmıştı. Aslında yardımcıları da bu işi yapabilirdi ancak Lale istememişti.Yemek yapmak onun için bir çeşit hobiydi.

Ne pişirsem diye düşünmeye başladı. Bilinçsiz bir şekilde sağ elinin  işaret parmağını dudaklarının üzerine vuruyordu. Bu onun düşünme şekliydi.Tüm seçenekleri gözden geçirdikten sonra kurabiye yapmaya karar verdi. Dolapları açıp, malzemeleri tezgaha çıkardı. Dakikalardır aradığı mikserin en üst rafta olduğunu gördü.

 "Buldum." diye bağırırken aynı anda Poyraz da mutfaktan içeri girmişti.

"Aklını kaybetmiştin de onu mu buldun?."

Lale bakışlarını ona alayla bakan çocuğa çevirdi. Siyah eşofman altı ve üzerine yapışan siyah tişiortü ile çok fazla karanlık duruyordu. Ve çok fazla yakışıklı. Alnına düşen siyah saçları  gözlerini örten gece gibiydi sanki.Yinede lacivet gözlerindeki tehditi perdeleyemiyordu. Bir insan nasıl bu kadar derin bakabilir diye düşündü Lale. Onun gözlerine her baktığında o derinlikte kaybolmaktan ürküyordu. Daha fazla ona bakmak istemediği için gözlerini mutfak masasının üzerindeki örtüye çevirdi.

"Yok, ben kurabiye yapacağım....Günaydın."Saçmaladığını farkedince  sustu. Kelimeler bir türlü ağzından çıkmamıştı. Bu haliyle kendisi bile dalga geçebilirdi. Poyraz ilk önce Lale'nin elinde tuttuğu miksere daha sonra  masanın üzerine çıkardığı malzemelere baktı.Başını olumsuz anlamda salladıktan sonra tekrar   Lale'ya döndü.Yüzünü alaycı bir sırıtış kaplarken bir şey söylemeden dolaba doğru yürüdü. Bu hareketi Lale'nin kaşlarının çatılmasını sebep olmuştu. Bir günaydın dese ölürdü sanki!

Poyraz, buzdolabının kapağını açıp bir elma aldı. Elmadan büyük bir ısırık alırken masaya  yaslanmıştı. Lacivert gözlerini Lale'nin üzerine dikerken konuşmaya başladı.

KAR KÜRESİजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें