49. BÖLÜM: "BEDEL"

187K 8.7K 45K
                                    

08.01.2021

Middle of the Night, Elley Duhé

Sunset, Daylight Dies

🌬

İyi okumalar!

Bir bedeli olacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir bedeli olacaktı.

Bunu biliyordum.

Sonunu düşünmeden, tereddüt etmeden gözlerimi kapatıp ona doğru adımlar atmıştım. Oysa gözlerimi kapatmama gerek bile yoktu. Zaten karanlıktaydım.

Umutsuzdum. Kaybolmuştum. Bu durum aldığım kararları, ona doğru attığım adımları kolaylaştırmıştı. Tuhaf olanıysa yaptığım seçimlerin altında umut olmasıydı. Ona doğru kaybolmuş gibi değil yolumu biliyormuş gibi yürümüştüm.

Aradığımı bulmuş muydum? Bulmama değmiş miydi?

Kendimi dinlemeye korkuyordum. İnsan kendine yalan söylediğinde gerçek sahipsiz kalırdı ve benim sahipsiz gerçeklerim vardı. Bir yolun ortasında, karanlık bir kış gecesinde Ediz Çağıran'ın kolları bedenimi sarmışken ve kar taneleri tenimizde kaybolurken bu geceyi ve yaşananları beraber yaratmamış mıydık?

Onu affedebilecek miydim?

Beni affedebilecek miydi?

Ediz'in elini saçlarımın arasında hissettiğimde soğuk keskin bir bıçak gibi tenimi kesiyordu. Parmakları kollarının arasında kaybolup gidecekmişim gibi saçlarımın arasına kaydığında bir saniye sonrasında bile neler yaşanacağını bilmediğimiz bir anın içindeydik.

Kulağıma doğru, "Doğa," diye mırıldanmasıyla gözlerimi kapatıp tüm yaşananlara rağmen kollarını evi gibi gören yanımla savaştım.

Titreyen bir sesle, "Gitmeme izin ver," dedim. Sesimi duyana kadar gözyaşlarımın farkında değildim. "Lütfen."

"Yapma," dedi ve başını yola yasladığında gözlerini kapattığını hissettim. "Yapma."

Gözyaşlarımı durdurmak için yavaşça yutkunup, "Ediz," dedim.

"Kararlarımı hep kendimi ve bir adım sonrasını düşünerek aldım Doğa." Gerçek bütün yalanlardan daha ağırdı ve Ediz'in gerçekleri yalanlarından daha yaralayıcıydı. "Artık konu sen olduğunda ne bir adım sonrasını ne de kendimi görebiliyorum."

"Yapma," dedim yalvarırcasına. Beni yakıp kavuran hislerim bana ihanet ediyordu. "Lütfen."

"Ellerine geçersen seni bana karşı kullanırlar."

Duygularını gizlemek konusunda usta olsa da hislerinin yoğunluğuna yenilmiş gibiydi, korkusunu hissettim. Yine de bir düşmanı tarafından başıma yaslanmış bir silahla karşısında dursam boyun mu eğeceğini yoksa sonuçları ne olursa olsun devam mı edeceğini hala kestiremiyordum, belki o da bilmiyordu ve asıl korkusu buydu.

YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin