Broken Smile [ᴛᴇxᴛɪɴɢ]

[1.1]

[1.1]

Doruk: zamansız girdin hayatıma,

Doruk: ve zamansız gittin hayatımdan.

Doruk: seni ilk gördüğümde,

Doruk: geçimimi sağlayabilmek için bir işte çalışıyordum.

Doruk: ve o gün o kadar yoğun ve yorucu bir gün geçirmiştim ki...

Doruk: bir an önce eve gitmeyi ve yatıp uyumayı düşlüyordum.

Doruk: sonra bir an,

Doruk: seni gördüm sevgilim...

Doruk: üzerinde kırmızı montunla yavaş yavaş yürüyordun.

Doruk: kahve saçların rüzgârda uçuşuyordu.

Doruk: soğuktan dolayı burnun kızarmıştı ve o kadar tatlı görünüyordun ki bu hâlinle...

Doruk: o günden sonra seni unutamadım,

Doruk: ve bir daha da kendimi işime veremedim.

Doruk: çünkü aklım hep sende,

Doruk: gözlerim hep dışardaydı.

Doruk: bir umut tekrar oradan geçersin ve seni görürüm diye bekliyordum.

Doruk: sonra fark ettim ki, hep aynı saatlerde iş yerimin önünden geçiyormuşsun.

Doruk: sanırım iş çıkışındı ve o saatlerde de eve gidiyordun.

Doruk: daha önce seni nasıl fark edemediğim konusunda kendime kızsamda,

Doruk: seni bulmuş olmak bile bir mucizeydi benim için.

Doruk: ve sevgilim, birkaç ay boyunca bu böyle sürdü.

Doruk: tüm gün çalışıyor, günün sonunda seni görebilmek için dışarı çıkıyor ve sadece seni izliyordum.

Doruk: artık her günüm böyle geçiyordu.

Doruk: sanki sonunda tutunacak bir dal bulmuş gibiydim.

Doruk: o gün kötü bir gün geçirmiş olsam bile yine seni görmek beni mutlu etmeye yetiyordu.

Doruk: sonra bir gün,

Doruk: sen de beni fark ettin sevgilim.

Doruk: o günün hayatımın en güzel günü olduğuna yemin edebilirim.

Doruk: sevdiğim kadın tarafından fark edilmek...

Doruk: beklediğim an gerçekleşmişti.

Doruk: o gün, birkaç ayın sonunda sesini duyabileceğimi sansamda öyle olmadı.

Doruk: göz göze geldik ve ben sonunda sana doğru bir harekette bulunmaya cesaret edebildiğimde,

Doruk: yanına gelen bir arkadaşın tüm anı bozmuştu.

Doruk: o an o arkadaşına sinir olsamda bu bir yönden iyi olmuştu.

Doruk: çünkü daha beni fark etmenin şokunu atlatamamıştım.

Doruk: ve yanına gidersem eğer saçmalayacağımı biliyordum.

Doruk: ve sevgilim, o günden sonra artık yalnız değildim.

Doruk: göz göze gelmenin hayalini kurduğum o gözler de artık beni arıyordu.

Doruk: nasıl benim gözlerim seni arıyorsa, sende beni arıyordun sevgilim ve bu öyle güzel bir histi ki...

Doruk: ilk görüşte aşka inanmayan ben,

Doruk: ansızın bu hastalığa yakalanmıştım.

Doruk: ve açıkçası bundan da şikayetçi değildim.

Doruk: çünkü bilmeden doğru kişiyi bulmuştu kalbim.

Doruk: sonrasında ise,

Doruk: ertesi gün içim içime sığmayacak şekilde evden çıkmış ve işime gitmiştim.

Doruk: hiçbir problem çıkmadan atlattığım bir günün sonunda, asıl problemin beni beklediğinden bir haberdim.

Doruk: ağlıyordun can içim,

Doruk: benim bakmaya doyamadığım yüzün gözyaşlarınla sarmalanmıştı.

Doruk: o an seni ağlatanın ne olduğunu deli gibi merak ettim.

Doruk: ve buna sebep olan kişi için ise büyük bir öfkeyle doldu içim.

Doruk: sonra sen, benim her zamanki oturduğum banka oturdun.

Doruk: sanki; buradayım, sana ihtiyacım var, gel, der gibiydin sevgilim.

Doruk: çünkü hiç konuşmasak bile birbirimize aşinaydık artık.

Doruk: belki bu ikimizin de kimsesiz olmasından kaynaklıydı bilmiyorum ama,

Doruk: iki yaralı bir şekilde birbirini bulmuştu işte.

Doruk: o gün sana doğru adım atan ayaklarım korku ve endişeyle ilerliyordu.

Doruk: o anki tek dileğim ise derdine deva olabilmekti.

Doruk: fakat o gün bana hiçbir şey anlatmadın sevgilim.

Doruk: her ne kadar anlatacağını sansamda o gün yaşadıklarınla ilgili dudaklarından hiçbir kelime dökülmedi.

Doruk: sadece benim hakkımda konuşmak istedin.

Doruk: belki de bu isteğin, olanları bir an olsun unutmak içindi.

Doruk: bende bunun için sana çok gereksiz şeyleri bile anlattım.

Doruk: hatta öyle gereksizlerdi ki bu seni güldürdü bile.

Doruk: ve o an, gülümsemene sebep olan kişi olmak beni öylesine mutlu etti ki sevgilim.

Doruk: gülüşünde takılı kalan bakışlarım benimde dudaklarımda bir tebessümün oluşmasına sebep oldu.

Doruk: ve o günden sonra hemen hemen her gün, aynı bankta oturup sohbet eder olduk.

Doruk: bazen hiç susmadan ben anlattım, bazen sen.

Doruk: tıpkı güzel bir rüyanın içine düşmüş gibiydim.

Doruk: ama güzel rüyalar da bir gün son bulur, öyle değil mi?

Doruk: benim rüyamda ansızın son buldu.

Doruk: ve bu rüyadan sonrası artık sadece bir kabusa dönüştü.

Doruk: gün geçtikçe beni bitiren bir acıya...